Çin hükümeti, 1 Ekim'de kutlanan "Ulusal Gün" öncesinde başkent Pekin'deki Büyük Halk Salonu'nda resepsiyon düzenlendi. Devlet Başkanı Şi ile parti ve devlet ileri gelenlerinin ev sahipliğindeki davete Çin'in farklı toplumsal kesim ve sektörlerinden temsilcilerin yanı sıra, aralarında Türkiye'nin Pekin Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa'nın da bulunduğu büyükelçiler ile uluslararası kuruluşların temsilcileri konuk oldu.
"Kan" vurgusu yaptı: Daha koyu akar
Şi, burada yaptığı konuşmada, Çin'in, Tayvan üzerindeki egemenlik iddiasını vurgulayarak, "Tayvan, Çin'in kutsal toprağıdır ve Tayvan Boğazı'nın iki yakasındaki halklar birbirine kan bağıyla bağlıdır. Kan, sudan daha koyu akar." dedi.
"Tüm Çinlilerin ortak özlemi"
Çin'in Tayvan ile yeniden birleşmesinin kaçınılmaz olduğunu savunan Şi, "Çin'in yeniden birleşmesi, tüm Çinlilerin ortak özlemidir. Bu, karşı konulamaz bir eğilim ve halkın iradesini yansıtan haklı bir davadır. Kimse tarihin iradesini durduramaz." ifadelerini kullandı.
Şi, Tayvan konusunda "tek Çin" ilkesinin, iki tarafın aralarındaki "egemenlik ihtilafını" kabul ettiği 1992 Uzlaşması'nı korumanın önemine dikkati çekerek, Tayvan'ın bağımsızlığını savunan güçlere kararlılıkla karşı koyacaklarını vurguladı.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin 75. yıl önce kuruluşunun, Çin ulusunun dirilişi için yeni bir devri başlatan dönüm noktası niteliğinde bir olay olduğuna işaret eden Şi, aradan geçen 75 yılda büyük ölçekli ekonomik büyüme ile uzun dönemli toplumsal istikrarı aynı anda sağlayarak bir "ikiz mucizeye" imza attıklarını söyledi.
"Çin ulusunun dirilişi tüm soydaşlarımızın ortak istencidir"
Şi, ülkenin yeni dönemdeki yeni yolculuğunun, Çin'i her açıdan modern sosyalist bir ülke haline getirmek ve Çin ulusunun dirilişini her cephede ilerletmek olduğunun altını çizerek, "Çin ulusunun büyük dirilişi, Hong Kong, Makau ve Tayvan'daki soydaşlarımız dahil tüm Çinlilerin ortak istencidir." diye konuştu.
Hong Kong ve Makau Özel İdari Bölgeleri'nde, her iki bölgenin yüksek düzey özerklikle yönetildiği "tek ülke iki sistem" anlayışını, sadakatle ve kararlılıkla uygulamayı sürdürme sözü veren Şi, özel idari bölgelerin refahını ve istikrarını kararlılıkla destekleyip koruyacaklarını kaydetti.
Şi, Çin'in barışçı kalkınma ilkesine ve dış politikada dünya barışını koruma ve ortak kalkınmayı teşvik etme hedeflerinde bağlı kalacağını, "eşit ve düzenli çok kutuplu dünya" ile "herkese faydalı kapsayıcı ekonomik globalleşmeyi" savunmayı sürdüreceklerini vurguladı.
Küresel Kalkınma, Küresel Güvenlik ve Küresel Uygarlık girişimlerini uygulamayı sürdüreceklerini de ifade eden Şi, küresel yönetim reformunu savunarak, "insanlık için ortak geleceği paylaşan topluluk" idealini gerçekleştirmek için çaba sarf edeceklerini dile getirdi.
75 yılın ardından Çin modernleşmesinin "harikulade bir tablo gibi" belirdiğini ve parlak bir gelecek vadettiğini vurgulayan Şi, sözlerini şöyle noktaladı:
"İnanıyoruz ki tarihi 5 bin yılı aşan muazzam bir uygarlık yaratmış olan Çin ulusu, yeni dönemde yeni yolculuğunu da azametle sürdürecek, insanlığın barışını ve ilerlemesini hedefleyen soylu davaya daha fazla katkı sağlayacaktır."