Gazze yeniden ayağa kalkacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt, Katar ve Umman’ı kapsayan üç günlük Körfez turunun dönüşünde gazetecilerin sorularını cevapladı. İsrail’in enkaza çevirdiği Gazze’nin yeniden inşasının kolay olmadığını belirten Erdoğan, “Gazze yeniden ayağa kalkacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hazırlıklarımızı yapıyoruz. Başta Körfez ülkeleri olmak üzere hep birlikte bu adımı inşallah atacağız" dedi.

Fatma Demircioğlu Parlar
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Körfez ülkelerini ziyareti dönüşü uçakta, Yeni Şafak Yazı İşleri Müdürü Fatma Demircioğlu Parlar’ın da aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Gazze’yi yeniden inşa ve ihya etmek için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Artık laf değil, icraat zamanı” dedi. Erdoğan, Kuveyt, Katar ve Umman’ı kapsayan 3 günlük ziyaretinin ardından yurda dönüşünde uçakta Yeni Şafak Yazı İşleri Müdürü Fatma Demircioğlu Parlar’ın da aralarında bulunduğu gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’de konuşlandırılması planlanan güçle ilgili müzakereler hangi aşamada?” sorusunu, “Gazze’de vazife üstlenecek görev gücü ile ilgili görüşmeler devam ediyor. Bu işin modalitesi henüz netleşmiş değil. Çok katmanlı bir konu olduğu için kapsamlı müzakereler yapılıyor. Biz Gazze’ye bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız. Şu anda altyapı çalışmalarımız da devam ediyor” şeklinde yanıtladı.

İSRAİL VERDİĞİ SÖZÜ TUTMAYA ZORLANMALI

Erdoğan, “İhlaller sürerken Gazze’ye yeterli insani yardım ulaştırılması ya da kentin yeniden inşası mümkün olabilecek mi?” sorusunu da şöyle yanıtladı: “Gazze yeniden ayağa kalkacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu noktada Gazze’ye yardımların kesintisiz erişimi çok önemli. Yardımlarımızı Mısır’a sevk etmeye asla ara vermedik, vermeyiz. Devletimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın bölgeye ulaştırdığı yardımları tırlarla Gazze’ye gönderiyoruz. 17’nci İyilik Gemimiz geçtiğimiz günlerde El-Ariş Limanına ulaştı. Gazzeli kardeşlerimiz, İsrail’in uyguladığı insanlık dışı abluka nedeniyle her şeye ihtiyaç duyuyorlar. Bundan daha doğal hiçbir şey olamaz. Bizler, onların ihtiyaçlarını karşılamak, Gazze’yi yeniden inşa ve ihya etmek için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Artık laf değil, icraat zamanı. Yaptırımlarla silah satışlarının durdurulmasıyla İsrail, verdiği sözü tutmaya zorlanmalı. Bunun adımlarını da atıyoruz. ”

TOPLU İNŞA VE İHYA ÇALIŞMASI YÜRÜTÜLECEK

Körfez ülkelerine, Gazze’nin yeniden toparlanması ve imarı yönünde katkı sunmak adına tavsiyelerde bulunup bulunmadığı sorulan Erdoğan, Gazze’nin hep birlikte ayağa kaldırılacağını, buna sadece Körfez ülkelerinin muktedir olamayacağını söyledi. Gazze’de müstakil bir toplu inşa ve ihya çalışması yürütüleceğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunun için de bütün duraklarımızda kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdik. Körfez ülkelerindeki kardeşlerimize açık ve net şekilde çağrımızı yaptık. Kuveyt’te, Katar’da, Umman’da bu konuda güçlü ve samimi bir irade, bunun yanında da vicdani bir hassasiyet gördük. Özellikle Katar, zaten bugüne kadar Filistin’e en çok destek veren ülkelerden biri.”

GAZZE İSLAM DÜNYASI İÇİN İMTİHAN

Gazze’nin, İslam dünyası için bir imtihan kağıdı olduğunu belirten Erdoğan şöyle devam etti:

İnşallah bu sınavdan alnımızın akıyla geçecek ve kardeşlerimizin yanında en güçlü şekilde yerimizi alacağız. İsrail’in saldırıları, Gazze’nin maalesef altyapısını yerle bir etti. Şimdi burada çok ciddi hafriyat çalışmaları yapılarak, bu yıkımları kaldırmamız gerekiyor. Önce iş makinelerinin yapacağı çalışmalar, ardından altyapıya yönelik atılacak adımlar var. Gazze’de hastaneler, okullar, ibadethaneler, fırınlar, bunların hepsi yerle yeksan edildi. Bunun yeniden inşası kolay bir iş değil. Başta Körfez ülkeleri olmak üzere hep birlikte bu adımı inşallah atacağız. Gazze, bütün insanlığı yıllar boyunca utandıran bir vahşete tanık oldu. Gazzeli kardeşlerimize insanlık olarak onurlu ve müreffeh bir geleceği hep beraber hazırlamamız gerekiyor. Türkiye, bu noktada her türlü fırsatı değerlendirerek elinden gelen gayreti ortaya koyacak.

KIBRIS TÜRKÜ'NÜN İRADESİ ÇOK SAYGIN

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan seçimleri Tufan Erhürman’ın kazanıp KKTC’nin yeni cumhurbaşkanı olduğu hatırlatılarak, yeni dönemin nasıl olacağına ilişkin soru üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi: “Kuzey Kıbrıs’la ilgili şu ana kadar AK Parti iktidarında ilişkilerimiz nasıl olduysa bundan sonra da yine aynı şekilde devam edecektir. Bizim Kuzey Kıbrıs’a yan bakmamız, ters bakmamız asla mümkün değil. Yapılan önemli bir seçimdir ve Kıbrıs Türkü'nün iradesi bizim için çok saygındır. Seçim yapıldı, biz de demokrasiye inanan bir lider olarak telefonla seçimi kazanan adayı tebrik ettik. Yabancı değiliz birbirimize, görüşeceğiz. İnşallah bu hafta sonuna kadar bu ziyaret gerçekleşirse kendileriyle etraflıca Türkiye-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkilerini ele alacağız.”

TEZKERE PARTİ DEĞİL MEMLEKET MESELESİ

CHP’nin Meclis’te oylanan Irak ve Suriye tezkeresine ret oyunu vermesine ilişkin soruya Erdoğan, Türkiye’nin neden Irak ve Suriye’de bulunduğunun cümle alem tarafından bilindiğini ancak CHP’nin bunu öğrenemediğini söyledi. Erdoğan, CHP’nin, bu meselenin “parti meselesi” değil “memleket meselesi” olduğunu da bir türlü anlayamadığını ifade etti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Aziz İhsan Aktaş Suç Örgütü'ne yönelik soruşturmadaki tavrına ilişkin soruya Erdoğan, “Neymiş, iktidara gelirlerse AK Partilileri yargılayacaklarmış. Bu faşizan zihniyetten hâlâ kurtulamadılar. ‘Arsız hırsız, ev sahibini bastırır’ sözü var ya bunlar aynen bunu oynuyorlar” cevabını verdi.

LAĞIM PATLADI!

Milletin artık CHP’yi gayet iyi tanıdığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

Bunlar ‘cambaza bak’ siyasetini çok iyi biliyor. Her zaman için ‘Adalet yerini bulsun, kim ne yaptıysa hesabını hukuk önünde versin’ dedik ama bunlar bunu hala anlayamıyor. Hem milletin paralarından kuleler yapacaksın, belediyeleri hırsızlıkların, yolsuzlukların, rüşvet, irtikap suçlarının odağı yapacaksın, hem de yargı bunun hesabını sormak için harekete geçtiğinde tehditler savunacaksın. Yok böyle 25 kuruşa simit. Böyle saçmalık olur mu? Sayın Özel’in tehditleri ‘minareye kılıf hazırlama’ gayretidir, başka bir şey değil. Değişik yerlerden, değişik şekilde birçok belge, bilgi çıkıyor. Biz kendimizden eminiz, ve çalışmalarımızı da bununla ilgili yapıyoruz ama ne yaparlarsa yapsınlar, artık affınıza sığınıyorum, lağım patladı, milletim yaşananları görüyor.

EUROFIGHTER'DA GELİŞMELER OLUMLU

Umman ve Katar’da Eurofighter alımıyla ilgili görüşmelerin sorulması üzerine Erdoğan, “Eurofighter konusuna gelince biz burada şu anda iki ülke ile görüşme yürütüyoruz, biri Katar, diğeri Umman. Birçok teknik ayrıntıya sahip bu konuda müzakereler olumlu yönde seyrediyor. Bunları hızla sonuca bağlayarak, Hava Kuvvetleri'mizi daha da güçlendirelim istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Kişisel ilişkiler diplomasi için önemli

Erdoğan, bir basın mensubunun eski NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in anılarını yazdığı kitaba atıfta bulunarak, “Görüşmelerin çok samimi bir havada geçtiğini vurguladı. Haşlanmış mısır ikram etmişsiniz, hatırlıyor musunuz?” sorusunu da yanıtladı. Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Hatırlamaz olur muyum? Zaten gelen misafirlerimize mevsim ne ise ona göre mısırsa mısır, kestaneyse kestane, hep ikramda bulunuruz. Sayın Stoltenberg, olumlu yaklaşımları olan bir isimdi. Ailece misafirim olmuştu, Boğaz’da ailece gezi yaptığımız bir dostumuz, arkadaşımızdı. Bunlar sıradan olaylar değil. Diplomasinin gereği bu. Onun için de bu tür ilişkiler önem arz ediyor. Sayın Stoltenberg’in bunları hatıratının içerisinde değerlendirmiş olması, ilişkilerimizin devamının ne kadar önemli olacağını göstermesi bakımından da isabetli olmuş.”

Diyarbakır’da olanlara üzüldüm

Bir basın mensubunun, “DEM Parti’nin son dönemlerde ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde olumsuz bir tutum takınıp takınmadığına” ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi: “Doğrusu DEM Parti’den bu tür bir yaklaşım olmasını istemezdim. Bu hafta sonuna kadar DEM heyetini kabulümüz olacak, görüşeceğiz. Bu konuları da kendileriyle masaya yatıracağız. DEM heyetinin bu anlayış içerisinde olduğunu da düşünmüyorum, düşünmek de istemiyorum. Çünkü Terörsüz Türkiye’nin sadece bize değil, Laz'ıyla, Türk'üyle, Kürt'üyle tüm Türkiye’ye faydası var. Biz ülke ‘Terörsüz Türkiye havasına artık büründü’ diye düşünürken bu tür şeyleri Diyarbakır’dan duyunca doğrusu üzüldüm. Bir an önce inşallah bundan tekrar sıyrılarak barışın, huzurun ve kardeşliğin egemen olduğu Türkiye’yi inşa ve ihya edelim.”

Halkımızı susuz bırakmayız

GEREKEN NEYSE YAPACAĞIZ