İsrail savaş uçakları, gazeteci Şerif'in, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı'ndaki ailesinin evini bombalamış ve babası Cemal eş-Şerif'i (65) öldürmüştü.
AA'ya konuşan Şerif, "Evimizin bombalanması, İsrailli subaylardan, İsrail savaşındaki olayları haber yapmayı durdurmam ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı'ndan yayın yapmayı durdurmam yönünde aldığım tehditlerden haftalar sonra gerçekleşti." dedi.
"Bomba evde patladı"
Şerif, İsrail'in toplam 60 kişiden oluşan geniş ailesinin hepsini öldürmek istediğini, ev hedef alınmadan önce, çevresinin bombalanmasıyla ailesinin barınma merkezine sığındığını, babasının yalnız kaldığını dile getirdi.
Gazeteci Şerif, İsrail uçaklarının attığı bombanın, "ailesinin evinin bulunduğu binanın üçüncü ve ikinci katlarına patlamadan girdiğini, ancak ailenin yaşadığı zemin katta patladığını" belirtti.
Babası ikindi namazını kılarken öldürüldü
"Bombalama, babam ikindi namazını kılarken yapıldı ve babam şehit oldu" diye konuşan Şerif, İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana ailesini ve babasını görmediğini kaydetti.
Babasına veda anını "acı verici ve zor" olarak nitelendiren Şerif, ona bu son bakışının, savaştan bu yana ilk ve son buluşma anı olduğunu ifade etti.
"Babamı mezarlığa gömemedim"
Gazeteci Şerif, İsrail'in yoğun bombardımanı ve sürekli silah sesleri nedeniyle babasını mezarlığa gömemediğini, bu durumun, hareket etmelerini engellediğini anlattı.
Şerif, durumu şöyle aktardı:
"İsrail'in bombardımanı nedeniyle babamı mezarlığa gömemedim. Babamın naaşını, Cibaliya Mülteci Kampı'nda Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) bağlı bir okulun bahçesine gömdüm."
Gazeteci Şerif, "İsrail'in saldırılarını ve suçlarını dünyaya açıklayan bir raporu televizyonda sunarken, babasının şok edici ve acı verici ölüm haberini aldığını" vurguladı.
Enes eş-Şerif, yerinden edilenlere karşı işlenen suçları ve İsrail ordusunun Cibaliya'ya ilerlemek için sivilleri canlı kalkan olarak kullandığını, bölgedeki sivillerin ifadeleriyle belgelediğini belirtti.
İsrail ordusunun, babasını hedef almasının, "savaş haberlerini durdurmayacağını" vurgulayan Şerif, "Haber yapmaya ve iletmeye devam edeceğim. Hala olayları aktardığım kamptayım. Çünkü bu, bir milletin meselesidir ve bunu tüm dünyaya iletmemiz lazım." diye konuştu.
Şerif, elektrik ve internet kesintileri ve yerinden edilme gibi saldırıların dayattığı koşullar nedeniyle, İsrail saldırılarını, Gazze Şeridi'nin kuzey bölgesinden takip eden birkaç gazeteciden biri olarak görev yapıyor.
İsrail'in Gazze'yi işgalinde 7 Ekim sonrası
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim'de kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarında en az 8 bini çocuk, 6 bin 200'ü kadın olmak üzere, 18 bin 412 Filistinli öldü. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana 105'i karadan işgal sürecinde olmak üzere 434 askerinin öldürüldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım'da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan "insani arada" 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te de İsrail güçleri ve yasadışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 282 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ile Lübnan'daki Hizbullah'ın sınır hattındaki çatışmalarında ise 23 Lübnanlı sivil, 100 Hizbullah mensubu ve 5 İsrailli sivil ile 6 İsrail askeri öldü.
Gazze'de silah zoruyla abluka altında yerinden edilen 1,9 milyon Filistinli, barınma, gıda, temiz su, ilaç ve sağlık hizmetlerinden yoksun şekilde yaşam mücadelesi veriyor.