Manşetlerde Filistin’e yer yok

Batı medyasının Gazze haberlerinde sistematik bir çifte standart uyguladığı, Filistin’i görünmez kılarken İsrail’i aklayan bir dil kullandığı ortaya koyuldu. Başlıklarda Filistin’e yer verilmezken, yasa dışı yerleşimler dahi çoğu zaman “legal”miş gibi sunuldu. İşgal ve abluka gibi temel kavramlar bilinçli şekilde metinlerden silindi. Yalan haberler ve “meşru müdafaa” söylemi ise soykırımı meşrulaştıran bir algı yarattı.

Filistin.

Tech for Palestine girişiminden Media Bias Meter’ın çalışması, Gazze’deki soykırımın başladığı 7 Ekim 2023 ila Ağustos 2025 dönemine tekabül eden 100 haftalık süreçte, Batı medyasının Filistin anlatısını nasıl görmezden geldiğini ve İsrail’i aklamaya çalıştığını ortaya koydu. Çifte standardın ortaya çıkarıldığı çalışmada, Kuzey Amerika ve Avrupa’daki sekiz büyük Batı medya kuruluşunda yayımlanan 54 bin 449 haber incelendi. Haber metinlerinde İsrail odaklı dilin ve çerçevenin baskın olduğu; Filistin’e ilişkin hukuki, tarihsel ve insani bağlamların ise sistematik olarak geri planda bırakıldığı, yaşanan soykırımın görmezden gelindiği ve İsrail’i aklamak için Batı medyasının adeta seferber olduğu belirtildi.

BAŞLIKLARDA “FİLİSTİN”E YER YOK

Farklı ülkelerden medya kuruluşları olan BBC, The New York Times, Le Monde, Der Spiegel, De Telegraaf, La Libre Belgique, The Globe and Mail ve Corriere della Sera’daki başlıklar analiz edildi. Başlıklarda Filistin ifadesini kullanmayan medya kuruluşları, İsrail’i ise sıklıkla andı. Örneğin The New York Times’ta “İsrail” başlıklarda “Filistin”e göre 186 kat daha fazla yer alırken, The Globe and Mail’da oran 66’ye 1 şeklinde ölçüldü. Metin ve başlık birlikte sayıldığında The Globe and Mail’da İsrail, Filistin’e 33 kat, New York Times’ta 29 kat daha fazla anıldı. De Telegraaf için oran 27’ye 1 düzeyindeydi.

YASA DIŞI YERLEŞİMLER LEGAL GÖSTERİLDİ

Çalışmadaki bir diğer örnekte BBC’nin manşetlerinde İsrail ve Filistin’i anma sıklığı arasında ciddi bir dengesizlik bulunduğunu tespit edildi. Buna göre İsrail 1100 kez anılırken, Filistin yalnızca 91 kez yer aldı. Filistin ifadesi geçen 91 manşetin 80’i Filistin Action, Filistin yanlısı protestolar veya “Filistin’e Özgürlük” ifadeleriyle birlikte anıldı. Sadece 11 başlıkta Filistin’in kendisiyle ilgili haberi konu aldı. Makale metinlerinde ise BBC’nin İsrail’e 26 bin 839 kez, Filistin’e ise yalnızca 1619 kez atıfta bulunduğu saptandı. BBC’nin İsrail yerleşimlerini, “yerleşimler” kelimesinin geçtiği durumların sadece yüzde 6,97’sinde “yasa dışı” olarak tanımladığı belirlendi.

TARİHSEL BAĞLAM SİLİNDİ

Çalışma, “işgal”, “yasadışı yerleşim” ve 2007’den beri uygulanan “abluka” gibi kavramların nadiren kullanıldığını vurguluyor. Örneğin başlıklarda “işgal” kelimesi yalnızca 29 kez yer alırken aynı topraklara işgal vurgusu olmadan yapılan atıflar 1.180 kez oldu. Der Spiegel metinlerinde Batı Şeria/Filistin topraklarına yapılan 3.177 atıftan sadece 2 tanesinde “işgal” tanımlaması kullanıldı. Ayrıca 7 Ekim 2023 vurgusu sıkça tekrarlanırken 2007 ablukasına neredeyse hiç yer verilmedi.

YALAN HABERLE ALGI

Medyanın doğrulama eksikliğinin en çarpıcı örneklerinden biri “bebeklerin başının kesildiği” iddiası oldu. Çalışma, iddianın bazı büyük yayın organlarında kanıtlanmadan yayıldığını ve çoğunun bunu sonra sistematik biçimde düzeltmediğini not ediyor. Le Monde’un 7 Kasım 2023 tarihli bir haberde iddiaya yer verdiği, daha sonra 6 Ekim 2024 tarihli bir başka yazıda ise bu tür haberlerin araştırılması gerektiği vurgulandığı görüldü. Der Spiegel’in 24 Kasım 2023 tarihli basın turu haberinde iddiayı doğrulamadan aktardığı, Corriere della Sera ve La Libre Belgique’de de benzer durumların yaşandığı tespit edildi.

İSRAİL SALDIRILARI “MEŞRU MÜDAFAA” İLAN EDİLDİ

Çalışma, dilsel ve içerik parametrelerine göre her yayın organını 8 (en yüksek)–1 (en düşük) puan aralığında sıralayıp toplam Önyargı Skoru oluşturdu. Buna göre The New York Times, Der Spiegel, The Globe and Mail ve BBC 8 puan alarak önyargılı bir dil kullandığı raporlandı. İsrail saldırıları ve soykırım “meşru müdafaa” kılıfında servis edildi. Der Spiegel’de 292, New York Times’ta 243, The Globe and Mail’da 173 kez meşru müdafaa ifadesi tespit edildi. Söz konusu yaklaşım soykırımı haklı çıkaran söylemin yaygınlığını gösteriyor. Filistinli mültecilerin “geri dönüş hakkı”ndan yalnız 38 kez söz edilmesi, Nekbe referanslarının çoğunlukla yumuşatılarak aktarılması ve bazı gazetelerde (ör. De Telegraaf) Nekbe’nin başlıklarda hiç yer almaması da yine İsrail anlatısına hizmet eden bir tutum olarak kaydedildi.

SOYKIRIMI MEŞRULAŞTIRMA GİRİŞİMİ

Media Bias Meter’ın verileri, Gazze’de soykırım yapan ve hukuksuz yollarla Filistin topraklarını işgal eden İsrail’e Batı medyasının nasıl kalkan olduğunu ve çifte standardı sayısal ölçekte destekliyor. Genel olarak Hamas ve terörist alıntıları birlikte kullanılırken, “sivillere yönelik saldırı”, “kıtlık” veya kitlesel açlığı tanımlayan kelimelere neredeyse yer verilmedi. BBC’de terörizmle ilgili kelimelerin sayısı, Gazze soykırımı hakkındaki toplam makale sayısının %66'sını oluşturuyor. Le Monde’da bu oran yüzde 69, yani Gazze hakkındaki haberlerinin çoğu terörle mücadele perspektifinden süzülüyor. Çalışmada Gazze’yle ilgili BBC haberlerinin yaklaşık üçte ikisinin (analiz edilen 3421 haber) terörizmle ilgili bir dil içerdiği ve bunun İsrail’in Filistinlilere yönelik kitlesel öldürmelerini “meşrulaştıran bir dil” olduğu ifade edildi.