Mehmetçik Libya'ya giderse dengeler değişir

Doğu Akdeniz'de dengeleri değiştiren Türkiye-Libya anlaşmasının yankıları sürerken, sahadaki her gelişme artık hayati önemde. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Libya talep ederse, asker gönderebiliriz" açıklaması gelişmelere yeni bir boyut kazandırırken, darbeci Hafter güçlerinin önümüzdeki günlerde Trablus'a geniş çaplı bir saldırı başlatacağı konuşuluyor. Peki, "Türk askerinin Libya'ya gitmesi bu süreci nasıl etkileyecek?" Türkiye'nin sınır ötesindeki askeri üsleriyle önemli tecrübeler elde ettiğinin altını çizen uzmanlar, TSK unsurlarının varlığının Libya'daki askeri dengeleri değiştireceğini vurguluyor.

Hasan Hız
FOTOĞRAF: ARŞİV

Türkiye ile Libya arasında imzalanan mutabakat sadece Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri değil, aynı zamanda Libya'daki devam eden çatışmalara da yeni bir boyut kazandırdı.

Peki, "Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesi dengeleri nasıl değiştirir? Türkiye'nin asker göndermesi uluslararası hukuka uygun mu?"

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/12/11/11/24/resized_f5fec-0103bd82resized_f6c7e7f2dfd5dsertacroportaj.jpg

Konuyla ilgili yenisafak.com'a değerlendirmelerde bulunan Ortadoğu Uzmanı Oytun Orhan, "Son imzalanan 'deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin' mutabakatla birlikte artık Türkiye açısından Sarraj hükümetinin ayakta kalması ve korunması yaşamsal bir çıkar alanına dönüşmüştür. Türkiye gerektiği noktada önceki desteğinden yoğun olarak Trablus hükümetini desteklemek için sahada var olmak isteyecektir" ifadelerini kullandı.

Anlaşmadan rahatsız olan ülkelerin Hafter güçlerine olan desteğinin artabileceğinin altını çizen Orhan, "Gelişmeler Sarraj hükümetini korumak için Türkiye'yi daha fazla sorumluluk almaya itebilir" dedi.

Türkiye'nin son dönemde sınır ötesinde askeri üslerle önemli tecrübeler elde ettiğini hatırlatan Orhan, "Türk Silahlı Kuvvetleri bulunduğu her ülkede uluslararası meşruiyete sahip. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi Türkiye, Libya'nın daveti üzerine asker gönderebilir. Bu uluslararası hukuka tamamen uygun" diye konuştu.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/12/11/11/32/resized_3204c-328a0156emrahkekilli480x320.jpg

SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli ise, Halife Hafter güçlerinin Trablus'un kapısına dayandığını belirterek, "Hafter güçleri, sahadaki asker sayısını Nijer, Çad, Sudan ve Rusya'dan paralı askerler getirerek arttırıyor. Yabancı paralı asker sayılarının 2 bine ulaştığı kaydediliyor. Giryan, Trablus hükümet güçleri tarafından ele geçirildiğinde Fransa'ya ait javelin füzeleri ele geçirildi. Bunlar ağır ve herkese verilmeyen silahlar. Giryan üssü ele geçirilmeseydi, Hafter'e hangi silahları verdiklerini bilmeyecektik. Ciddi bir saldırıda, Trablus tehlike altına girecektir" dedi.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/12/11/11/37/resized_501b2-2cbdd1ccresized_71384c5130a59kitasahanligimap08.jpg

Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesinin sahadaki dengeleri etkileyeceğini belirten Kekilli, şunları söyledi:

FRANSA ULUSLARARASI HUKUKU İHLAL EDİYOR

Fransa başta olmak üzere bazı ülkelerin Halife Hafter'i terörle mücadele ettiği iddiasıyla desteklediğini vurgulayan Kekilli, "Halife Hafter, DEAŞ unsurlarıyla mücadele etmediği gibi mücadele eden meşru aktörlere saldırmıştır. Hafter'in meşru bir aktör gibi muhatap kabul edilmesi uluslararası hukukun içininin boşaltılması anlamına gelir" dedi.

ASKERİ VE SİYASİ DESTEĞİ DIŞARDAN ALIYOR

"Hafter'e hangi ülkeler nasıl bir destek sağlıyor?" sorusuna Kekilli, "Hafter güçlerine lojistik desteği Mısır, finansal desteği Birleşik Arap Emirlikleri ve askeri eğitimi ise Ürdün vermektedir. Hafter'in bu kadar askeri desteklenmesinin arka planında bölgeyi askeri diktatörlüklere teslim etmek ve bölgede toplumsal talepleri yansıtan bir siyasi düzen yerine ABD-İsrail hattıyla uyumlu askeri diktatör rejim kurmak vardır" yanıtını verdi.