Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın devlet destekli suikastının ardından, Suudi Arabistan yönünü ve nüfuzunu kaybederek çöküşünü sürdürüyor.
Suudi krallığı, OPEC ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) önde gelen üyesi olarak bölgesel ve uluslararası üne kavuşmaya başlamasından 50 yıldan fazla bir süre sonra, şimdi bir çöküşün içinde.
İslam'ın en kutsal mabetlerine ve dünyanın en büyük ikinci petrol rezervlerine ev sahipliği yapan Suudi Arabistan'ın yanlış yönlendirilmiş politikaları, yıllar boyunca biriktirdiği dini ve mali gücü boşa harcıyor.
BAE İŞBİRLİĞİ ÇÖKÜŞ YOLUNU HAZIRLADI
Son 5 yılı oldukça sancılı geçiren ülke, akıl hocası BAE ve Muhammed Bin Zayed sayesinde çöküşe doğru gidiyor.
Riyad, çoğunlukla kendi kendine uygulanan darbelerle felce uğrarken, Abu Dabi'nin pervasızca adımları Suudi Arabistan'ı da beraberinde sürüklüyor.
Emirlik, hocası Bin Zayed'in rehberliğinde Tahran'ın müttefiki olarak kabul edilen Husileri ele geçirme bahanesiyle Yemen'de bir savaş başlatmak için zaman kaybetmedi.
Haziran 2017'de Muhammed Bin Selman ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Al Nahyan, kendi emirlerine uyacak yeni bir esnek rejimi dayatmak için “terörizme” ve yabancı müdahaleye karşı sahte iddialarla komşu Katar'la bir kriz oluşturdu.
SKANDAL HATALAR PEŞ PEŞE GELDİ
Skandal hatalara rağmen, Muhammed Bin Selman 2017'de veliaht prens oldu. Kısa bir süre sonra, krallıktaki siyasi muhaliflerini tasfiye etti.
Dini otoriteler, akademisyenler, gazeteciler ve insan hakları savunucuları da dahil olmak üzere tüm muhalefet figürlerine yönelik baskı hız kesmeden devam etti ve Ekim 2018'de İstanbul'daki Suudi konsolosluğunda Kaşıkçı'nın korkunç suikastı ile yeni bir zirveye ulaştı.
Bu nedenle, Kral Selman'ın iktidara gelmesinden ve küçük oğlunu tahta çıkardıktan sadece birkaç yıl sonra Suudi Arabistan, cömert hayırseverliği ve pragmatik diplomasisi yerine acımasız şiddet ve pervasızlığıyla tanındı.
İSTİKRARI BOZAN GÜÇ
Bir zamanlar bölgesel pragmatizmin ve istikrarın bir direği olmakla övünen krallık, savaşan ve istikrarı bozan bir güç haline geldi.
Muhammed Bin Selman'ın reformları ülkeyi bütçe açıkları ve iç huzursuzluklarla baş başa bıraktı.
Daha fazla sosyal hareketlilik ve kadınların güçlendirilmesi konusundaki ilk iyimserlik ve heyecan, kısa süre sonra yerini karamsarlığa ve umutsuzluğa bıraktı; Suudi ekonomik reformu ve milyarlarca dolarlık mega projeler dururken, genç işsizliği yüzde 29'larda kaldı.
İSRAİLLE İTTİFAK YOLDA
Suudi veliaht, yıkıcı politikalarını tersine çevirmek, Yemen'deki savaşı sona erdirmek, Katar ile uzlaşmak ve İran'ı etkisiz hale getirmek için Körfez ve Arap birliğini güçlendirmek yerine, şimdi Arap işgalcisiyle tam normalleşmenin yolunu açmak için İsrail ile gizli ittifak planı yapıyor.
KAYNAK:
Marwan Bishara- The end of the Saudi Era / Al Jazeera