Dünya genelinde yaklaşık 1 milyar 300 milyon inananı bulunan Katolik Kilisesi’ni sarsan çocuk istismarı vakaları, Papa Francesco’nun çağrısıyla bugün Vatikan’da toplanan olağanüstü bir zirve ile ele alınıyor. Arjantinli Papa için “zor bir sınav” olarak nitelenen bu girişim, son yıllarda bu skandallardan ötürü Katolik Kilisesi’ne yönelik azalan güvenin geri kazanılabilmesi çabaları açısından büyük önem arz ediyor.
Bu sabah Vatikan’da yapılan kısa duanın ardından Papa Francesco bir açış konuşması yaparak, Kilise mensuplarınca çocukların cinsel istismara maruz bırakılmaları belasıyla karşı karşıya kaldıklarını, bu nedenle adalet isteyen küçüklerin çığlıklarını dinlemek amacıyla üst düzey din adamlarına danışmak için toplanmış olduklarını belirtti. Papa, pastoral ve münzevi sorumluluklarının ağır yükünün, kendilerini Kilise ve insanlığa eziyet veren bu kötülükle nasıl başa çıkacaklarını karşılıklı ve derin bir şekilde tartışmak zorunda bıraktığını ifade etti.
Papa, “Tanrı'nın Kutsal Halkı, basit ve açık olmayan değil, somut ve etkili önlemler almamız için bizi bekliyor ve bize bakıyor,” dedi.
"Çocuklarda büyük yara açtı"
Papa, "Bu fenalıktan arınmak için Tanrı’dan bizi desteklemesini ve yardım etmesini; bakire Meryem’den de pedofili skandalının, hem çocuklarda hem de inananlarda açtığı yaraları tedavi etmekte bizi aydınlatmasını diliyorum" dedi. Papa, bu taciz olaylarını "Günümüzün en acil meselelerinden biri" diye nitelemiş, çocukları taciz eden din adamları ve onları koruyanlara “sıfır tolerans” sözü vermişti. "Sorumluluk”, “Hesap verebilirlik” ve “Şeffaflık" olmak üzere 3 ayrı alt başlıkla toplanan zirvenin amacı, din adamlarının bu vakalardaki sorumluluğunun bilincinde olmasını sağlamak, iç soruşturmalarda şeffaflık ve mağdurlarla nasıl ilişki kurulabileceğine dair bir yol haritası belirlemek. Papa Francesco, daha önce cinsel taciz kurbanlarından Kilise adına özür dilemiş ve görevlerini kötüye kullanan din adamlarıyla mücadele edilmesi gerektiğini belirtmişti.
Dünyanın pek çok yerinden Roma’ya gelen bazı taciz kurbanları, bu zirvenin önemli bir dönüm noktası olmasını umuyor.
Bazı uzmanlar, Kilise’ye güveninin geri kazandırılması konusunda bu zirvenin öneminin altını çiziyor. Ancak Papa ve zirvenin organizasyonunda yer alan üst düzey din adamları, sadece 3 buçuk gün sürecek zirveden beklentilerin yüksek tutulmaması gerektiğini belirtmişti.
Zirvenin organizatörlerinden Alman peder Hans Zollner, bu vesileyle Papa’nın istismarcılara karşı sert yasal önlemler alıp almayacağı sorusuna, “Sanırım bu, belirsiz bir beklenti. Katolik Kilisesi, insanların düşündüğünden farklı olarak monolitik bir kurum değildir, kendi içinde çok çeşitlilik gösterir. Papa, kırmızı düğmeye basan ve tüm din adamlarının onu takip ettiği bir imparator değil. Kamuoyu önündeki bazı tartışmalarda da gördük ki bazı kardinaller Papa’yı eleştiriyor.
Papa’nın niyetlerinden biri, bu zirve ile episkoposların sorumluluklarının farkına varmasını sağlamak,” demişti.
"Eşcinsel din adamları veba gibi yayılıyor"
Öte yandan, Papa'nın reformlarına direniş gösteren iki muhafazakâr kardinal, zirve öncesi mektup yayımlayarak, Kilise’nin asıl sorununun, içeride hızla yayılmakta olan “eşcinsel din adamları vebası” olduğunu öne sürmüştü. Fransız gazeteci-yazar Frederic Martel de, zirve ile aynı gün, 20 ülkede piyasaya çıkan “Sodoma” adlı kitabında, Vatikan’ın en büyük eşcinsel topluluk ve hatta dünyadaki tek eşcinsel devlet olduğunu savunmuştu.
Papa, bu göreve seçilmesinin ertesi yılında, aralarında kardinaller ve taciz mağdurlarının da olduğu Papalık Çocukları Koruma Komisyonu’nu oluşturarak ilk somut adımı atmıştı. Ancak bazı üyeler, Vatikan içinde kendilerini engellemeye çalışanlar olduğunu gerekçe göstererek, komisyondan istifa etmişti.