Gazze'nin orta kesimindeki Deyr el-Belah mülteci kampında, İngilizce öğretmeni Dua Kudah, İsrail'in iki yıl boyunca işlediği soykırımın gölgesinde eğitimden mahrum kalan çocuklar için bir proje hayata geçirdi. Kendi imkânlarıyla tek bir çadırı eğitim kurumuna dönüştüren Kudah, kısa sürede yüzlerce çocuğun eğitim aldığı bir merkeze ulaştı. İdealist öğretmen Kudah, “Her bir çocuğun gözündeki ışık bana daha fazlasını yapma gücü veriyor” diyerek, okulun savaşın yarattığı karanlık ortamda çocuklar için bir eğitim yuvasına dönüşmesini hedeflediğini ifade ediyor. Kudah, her gün okulu geliştirmek, daha fazla çocuğa ulaşmak ve farklı etkinlikler düzenlemek için çalıştığını belirterek, “Onları kaybetmemek için buradayım” sözleriyle çabalarının amacını dile getiriyor.
ÇADIRI UMUT YUVASINA DÖNÜŞTÜRDÜ
Çadırdan okul oluşturma kampanyasına ilişkin Yeni Şafak'a açıklamalarda bulunan Dua Kudah, “Çocukların gözlerindeki korkuyu ve çaresizliği gördüğümde, onların bir sığınağa; öğrenebilecekleri ve savaşın ortasında ne kadar mümkünse o kadar güvende hissedebilecekleri bir yere ihtiyaçları olduğunu anladım" diyerek, kampanyayı soykırımın en büyük mağduru olan Filistinli çocuklara destek motivasyonuyla başlattığını belirtti. Kudah, İsrail saldırılarının Gazze'deki tüm imkanları yok ettiğine işaret ettiği açıklamasında, "Ne malzemem vardı ne de imkânım… Ama kendi gücümle bir şey yapmak istedim ve kamptaki çocukların eğitimden kopmaması için tek bir çadırla işe koyuldum. Kurduğum bu çadırda ilk günlerde tamamen yalnızdım. Bazen beş yaşında bir çocukla, bazen on iki yaşındaki bir öğrenciyle aynı anda ilgilenmek zorunda kalıyordum. Çadır çok küçüktü; ama içine sığdırdığımız umut, yaşadığımız tüm zorluklardan çok daha büyüktü" diye konuştu.
KAMPTAKİ BÜTÜN ÇOCUKLAR BU ÇADIRDA EĞİTİM ALIYOR
Gazze'de soykırımın sebep olduğu imkansızlıklara ek olarak yaşanan doğal afetlerin de savaş yorgunu Filistinlilerin hayatını zorlaştırdığına değinen Kudah, buna rağmen ailelerin çocukların eğitimi için ortaya çıkan en küçük imkanı bile değerlendirmeye çalıştığını aktardı. Kudah, “Bu projem kısa sürede herkes tarafından ilgi gördü. Kampın içindeki aileler, çocuklarını bu eğitim çadırına göndermeye başladı. Böyle olunca, dışarıdan gelen desteklerle okulumuzu zamanla büyütmeye başladık. Çocukların sayısı arttıkça tek başıma yetişemediğimi fark ettim. Bu nedenle bana destek olmak için başka öğretmenler de katıldı. Şu anda 5 yaşından itibaren tüm yaş gruplarına ders verebilen bir ekibimiz var. Kamptaki çocukların neredeyse tamamı artık burada eğitim görüyor; çünkü gidebilecekleri başka bir okul yok” cümlelerini sarf etti.
BOMBARDIMANLAR HÂLÂ İÇİMİZİ ÜRPERTİYOR
Çocuklara destek olmanın kendisin en temel sorumluluğu olduğuna vurgu yapan Kudah, “Elbette korkularım var. Bombardıman sesleri hâlâ içimi ürpertiyor, bazen dışarı çıkmak bile büyük bir risk taşıyor. Ama tüm bu korkulara rağmen kendime her gün şunu hatırlatıyorum: ‘Bu çocuklar için güçlü olmak zorundayım.’ Ve bunu yapıyorum. Çünkü bu kampın her köşesine umut taşımaya devam etmek, bugün benim hem görevim hem de inancım. Bu çocukların geleceğini korumak için buradayım, ne olursa olsun” ifadelerini kullandı.