Asrın felaketinin ikinci sene-i devriyesi: Devlet-millet el ele felaketin yaralarını hızla sardık

Asrın felaketinin sebep olduğu sıkıntıların altından kalkmak kolay bir iş değil. Depremin yol açtığı yıkımların toplam maliyeti 107 milyar doları bulmuş durumda. Ancak devlet-millet el ele düsturu ile, azimli ve kararlı bir iradenin öncülüğünde bu felaketin de yaralarını hızlı bir şekilde sarmayı başardığımızı söylemek mümkün…

İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.

Dr. Abdulkerim Diktaş / Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi

İki yıl önce bugün, 6 Şubat 2023 tarihinin pazartesi sabahında, saat 04:17 sularında Kahramanmaraş merkezli 7,7 şiddetindeki büyük bir depremle ülke olarak sarsıldık. O gün her birimiz, birçok şeyin eskisi gibi olamayacağı bir sabaha uyandık. Hepimiz televizyonlardan ne olup bittiğini anlamaya ve bölgede yaşayan sevdiklerimize ulaşmaya çalışırken günün 13.24’ünde meydana gelen 7,6 büyüklüğündeki ikinci sarsıntının şokuyla irkildik. Kahramanmaraş’la birlikte Hatay, Adıyaman, Diyarbakır, Osmaniye, Malatya, Adana, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa ve Elazığ’ı da etkileyen şiddetli bir yıkım yaşandı. Bu yıkım, 15 milyon insanı doğrudan etkiledi.

Ardı ardına yaşanan bu depremler, en güçlü atom bombalarının yüzlercesine denk büyüklükte bir enerji ortaya çıkardı. Dünyadaki büyük depremlerin çoğu okyanuslarda gerçekleşip karaları etkilerken, Kahramanmaraş depremleri doğrudan yerleşim yerlerimizin altında yaşandı. Nitekim dünyadaki uzmanların ittifakıyla Kahramanmaraş depremleri büyüklüğü, yıkıcılığı ve ardı ardına yaşanmasıyla istisnai bir tabiat olayı olarak değerlendirildi. Ülkemiz topraklarında güneye doğru 3 metrelik kaymaya yol açan böylesine büyük bir deprem, ciddi can kayıplarını da beraberinde getirdi.

ÜLKE BİR GÜNDE MAHŞER YERİNE DÖNDÜ

Bu depremlerle birlikte 54 bine yakın insanımız hayatını kaybetti, 110 bine yakın insanımız yaralandı, 35 binin üzerinde bina enkaz haline geldi. Depremin ilk dakikalarından itibaren ülkenin tamamında seferberlik ilan edildi. AFAD, UMKE ve Kızılay gibi kuruluşların yanı sıra yüzlerce sivil toplum örgütü ve binlerce gönüllü, bölgede insanüstü bir çaba sarf etmeye başladı. İlk andan itibaren memleketin dört bir yanından gıda, giyim, çadır ve battaniye gibi acil yardım TIR'ları yollara koyuldu. Günlük hayatın içerisinde tartıştığımız, farklılaştığımız, bir diğerinin ötekisi olduğumuz bütün konular rafa kaldırıldı ve birlik-beraberlik içerisinde hareket edildi.

Ülke bir günde mahşer yerine döndü. Havaalanı pistlerinin hasar görmesi, yolların yıkılması, düzensiz ve kontrolsüz iyilik hareketlerinin güzergâhta sebep olduğu tıkanıklar ve geçitlerin karla kaplanmış olması lojistik bir takım problemlere sebebiyet verdi. Muazzam boyutlardaki yıkımlar ve toplu halde yok olan mahalleler nedeniyle oluşan haddinden fazla enkaz, iş makinelerinin çalışmasını ve enkaz altındaki insanlara vakitli ulaşılmasını zorlaştırdı. Sosyal medyada örgütlenen kimi kötü niyetli, kimi de telaşla yapılan paylaşımlar nedeniyle ciddi bir bilgi kirliliği meydana geldi. Bu dezenformasyon ortamı zaman zaman sinirlerin yıpranmasına ve koordinasyonun zaafa uğramasına neden oldu. Derken bu büyük deprem hadisesi dünya basınının gündemine oturdu ve “asrın felaketi” olarak nitelendirildi. Bu felaketin bugün ikinci sene-i devriyesindeyiz. Allah hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet eylesin ve ülkemize, milletimize tekrar böyle büyük bir felaket yaşatmasın.

Peki depremin ilk anından itibaren bu iki yıllık süre zarfında neler yapıldı? Devlet hangi aksiyonları aldı ve vatandaşına nasıl ulaştı? Hafızamı tazelemek adına bu soruları sorduktan sonra cevap alabilmek için resmî kaynakları taradım. 6 Şubat 2023 itibarıyla yapılanlara dair ulaştığım bilgilerin hülâsası şöyledir:

TARİHİN EN BÜYÜK KURTARMA OPERASYONU

Ülkemizin diğer tüm şehirlerindeki kamu imkânları, deprem bölgesi için harekete geçirildi. 10 ilde bakanların yanı sıra 30 vali ve 47 kaymakam deprem bölgesinde arama kurtarma faaliyetlerinin koordinasyonu için görevlendirildi. Depremin hemen ardından yapılan uluslararası yardım çağrısına 100 ülkeden cevap alındı. Bunlardan 84’ü toplamda 10 bin 943 arama-kurtarma personeliyle sahadaki çalışmalara bilfiil katıldı.

Bölgeye nakledilen 20 bin araç ve iş makinası, 141 helikopter, 182 uçak, 45 insansız hava aracı ve 23 gemiyle kurtarma, yardım ve tahliye çalışmalarının kesintisiz yürütülmesi sağlandı. Sadece Hatay’da asker, jandarma ve polis toplamda 21 bin 200 güvenlik personeli görev ifa etti. 9 bin 179 sağlık çalışanı yine Hatay bölgesinde hizmetteydi. Zonguldak Türkiye Kömür İşletmeleri'nden yüzlerce madenci, tüneller açmak suretiyle insanlara ulaşmak üzere deprem bölgesine intikal ettirildi.

Türkiye’nin her bölgesinden yaklaşık 250 bin kamu görevlisi deprem bölgesindeki çalışmalarda yer aldı. Yanı sıra, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası yardım ekipleriyle beraber doğrudan arama-kurtarma çalışmalarına iştirak eden profesyonel kadro sayısı 35 bini aştı.

Cumhurbaşkanlığına ait TUR, CBK ve DAP uçakları, deprem bölgesinden ağır yaralı hasta, kemoterapi hastaları, bebekler ve refakatçilerinin nakilleri için seferber edildi. Ankara’dan deprem bölgesine ilk bir hafta içerisinde karşılıklı 18 sefer yapan bu uçaklar, giderken arama-kurtarma ve sağlık personelini taşırken, dönüşte de yaralıların naklini sağladı. THY, deprem bölgesine giden ekiplerin ve oralardan diğer illere ulaşmak isteyenlerin intikallerini belirli bir sistem dâhilinde ücretsiz olarak gerçekleştirdi.

Sağlık Bakanlığı bölgeye gönderdiği 1.259 ambulanstaki 3 bin 759 personel ve 3 bini aşkın UMKE personeliyle mevcut hastanelere ek olarak kurduğu sahra hastanelerinde hem yaralılara hem de depremzedelere yerinde hizmet verdi.

Seferberlik ruhuyla tarihin en büyük arama kurtarma operasyonu yürütüldü ve deprem gününden sonra geçen yaklaşık 1,5 ayda arama kurtarma çalışmaları tamamlandı.

THY HAVA YOLU KÖPRÜSÜ KURDU

Ülkemizin diğer illerinin tamamından deprem bölgesine yardım konvoyları çıkartıldı. İnsani yardım çalışmalarının daha etkin yürütülebilmesi için deprem alanı afet bölgesi ilan edildi. Ayrıca 10 ilimizi kapsayan olağanüstü hâl kararı alındı.

Depremin ilk günlerinde Antalya, Alanya ve Mersin bölgelerindeki otellerde ciddi bir oda kapasitesine ulaşıldı ve THY’nin ücretsiz seferleriyle vatandaşların bu otellere yerleştirilmesi sağlandı.

Çeşitli kurumlara ait 320 seyyar mutfak bölgede her gün sıcak yemek dağıttı. Sadece Kızılay’ın dağıttığı sıcak yemek adedi günlük 20 milyonu, ekmek adedi 22 milyonu, su adedi 15 buçuk milyonu buldu. Günlük 2 milyon 400 bin vatandaş bu sıcak yemek hizmetinden istifade etti.

Diğer illere gitmek isteyen depremzedeler belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu misafirhanelerine yerleştirildi. Yaz mevsimine kadar üniversiteler tatil edildi ve KYK yurtları misafirhane olarak kullanıldı. Depremden sadece 1 hafta sonra çadırlarda 751 bin, konteynerlerde 24 bin, yurtlarda 252 bin, MEB’e bağlı okul ve tesislerde 462 bin, otel veya misafirhanelerde 195 bin barınan sayısına ulaşıldı. Depremden 1 ay sonra toplam 3,5 milyon kişinin bu tesislerde barınma ve beslenme ihtiyacı giderildi. Taleplerine binaen 62 bin kişi kara yoluyla, 289 bin kişi hava yoluyla, 21 bin kişi demir yoluyla, 1.156 kişi deniz yoluyla deprem bölgesinden diğer şehirlere tahliye edildi. Kurulan çadır sayısında 188 bin, konteyner sayısında 215 bin, battaniye sayısında 3 milyon geçildi. İskenderun’a getirilen kruvaziyer gemisinin yanı sıra enerji üretimi yapan 2 ayrı gemi de bölgeye sevk edilerek sadece barınmanın değil aynı zamanda eğitim öğretimin de parçası haline getirildi. Kıyafet, gıda, temizlik ürünü ve diğer malzemelerin bölgeye akışı kesintisiz sürdürüldü.

Depremden etkilenen 10 ildeki okullarda ikinci dönem devam şartı aranmadı ve ailelerden çocuklarını diğer illerdeki okullara nakletmek isteyenlere her türlü kolaylık sağlandı. Deprem bölgesi dışındaki şehirlerde yer alan hastanelere uçakla, helikopterle, gemiyle ve ambulansla nakledilen yaralı depremzedelerin tedavileri yapıldı.

THY öncülüğünde kurulan hava yolu köprüsü sayesinde, 712 bin kargo seferiyle 33 bin tona yakın yardım malzemesini bölgeye ulaştırıldı.

ART ARDA GELEN EKONOMİK DESTEK PAKETLERİ

Yürütülen çalışmalar için hazineden öncelikle 100 milyar liralık bir kaynak tahsis edildi. AFAD acil yardım ödeneğinden hane başına 15 bin lira taşınma yardımı yapıldı. Konteyner kentler dışında barınacak ev sahipleri için aylık 5.000 lira, kiracı olanlar için aylık 2.000 lira yardım yapıldı. Ailelerini deprem bölgesi dışındaki illere kendi araçlarıyla götüren vatandaşlarımızın yakıt masrafları karşılandı. Ayrıca, depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına acil ihtiyaçları için 100 bin lira nakdî yardımda bulunuldu.

ÇKS başvuruları 8 Mayıs’a kadar uzatıldı ve 8,2 milyon çiftçinin 8,3 milyar lira tutarındaki destekleme ödemeleri öne alındı ve bekletmeden yapıldı. Çiftçilerimize, toplam tutarı 2,8 milyar lirayı bulan ve aynî olarak ödenen mazot ve gübre destekleri, nakdî olarak Şubat ayı içinde hesaplara yatırıldı. Normalde yıl boyunca ödenmesi planlanan 530 milyon lira tutarındaki hayvancılık desteği ödemeleri de deprem bölgesindeki çiftçiler için Şubat sonuna kadar yapıldı. Ayrıca bu illerimizdeki üreticilere 2 milyon büyükbaş ve 9 milyon küçükbaş hayvan için 1,5 milyar lira yem desteği verildi. Depremde hayvanları telef olan çiftçilerin kayıpları inek, koyun, tavuk ve arı cinsinden tekrar bedelsiz bir şekilde yerine koyuldu.

Depremzede vatandaşlar için ertelenen tüketici ve taşıt kredilerinde vade sınırları dikkate alınmadı. Depremde zarar gören vatandaşların tamamının kredi borçları 6 ay ertelendi. Depremde vefat eden vatandaşların kredi borçları silindi. İş yerleri ve işletmeleri zarar gören 150 bin esnafın, Halk Bankasından kullandıkları Hazine destekli kredi ödemeleri 6 ay süreyle ertelendi. Bu tür işletmeler için 20 milyar liralık deprem bölgesi işletme ve yatırım destek paketi hazırlandı. Depremde zarar gören çiftçilere, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi'den kullandıkları Hazine destekli krediler 1 yıl süreyle ertelendi. Ayrıca depremin ülke genelindeki ekonomik faaliyetlere olumsuz etkisini önlemek amacıyla daha önce açıklanan 250 milyar liralık KGF paketi, 350 milyar liraya yükseltildi.

CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK KONUT SEFERBERLİĞİ

Enkaz kaldırma ve hasar tespit çalışmalarıyla eş zamanlı olarak deprem konutlarının inşa süreci başlatıldı. Bu süreç, Cumhuriyet tarihinin en büyük konut ve şehircilik seferberliği olarak tarihe geçti. Depremin 15. gününden itibaren temeller atılıp inşaatlara başlandı. Yapılan tespitler doğrultusunda deprem bölgesinde 507 bini konut ve 143 bini köy evi olmak üzere 650 bin yapının inşaatı planlandı. Çeşitli derecelerde zarar gören 244 kültür varlığı hızla koruma altına alındı ve türbe, cami, kilise, havra, tescilli yapı gibi kültür varlıklarımızın tadilatı ve tamiratı için gereken çalışmalara başlandı. Konut çalışmaları bir yandan devam ederken diğer yandan Hatay’da 550 ve 200 yatak kapasiteli iki önemli sağlık tesisi hizmete açıldı. Bununla birlikte 1.875 yatak kapasitesiyle Gaziantep Şehir Hastanesi tamamlanarak hasta kabulüne başlandı.

2025 Ocak ayı itibarıyla 11 ilimizde 174 ayrı alanda 1900 şantiyede 182 bin mimar, mühendis ve işçi ile inşa ve ihya çalışmaları sürüyor. Şu ana kadar toplamda 155 bin 124 konut ve iş yeri hak sahibi depremzedelere teslim edildi. Önceden peyderpey teslim edilenlere ek olarak Hatay’da 13 bin 980, Adana’da 2 bin 945, Gaziantep’te 1.535, Diyarbakır’da 822, Elazığ’da 3 bin 353, Adıyaman’da 6 bin 781, Kahramanmaraş’ta 7 bin 202, Şanlıurfa’da 991, Kilis’te 223, Osmaniye’de 1921 ve Malatya’da 6 bin 554 olmak üzere toplamda 46 bin 307 ev daha hak sahiplerine teslim edildi. Böylece 11 ilimizde toplam 201 bin 431 bağımsız bölüm afetzedelere teslim edilmiş oldu. 2025 yılı sonunda Malatya’da 68 bin 706 konut ve 10 bin 714 iş yeri olmak üzere toplam 79 bin 420 konut ve iş yerinin daha teslim edilmesi planlanıyor. Bölgenin tamamında ise 452 bin 983 bağımsız bölümün yıl sonuna kadar teslim edilmesi bekleniyor. 2025 yılı bitmeden deprem bölgesindeki tüm vatandaşların yeni yuvalarına kavuşması için çalışmalar devam ediyor.

Asrın felaketinin sebep olduğu sıkıntıların altından kalkmak kolay bir iş değil. Depremin yol açtığı yıkımların toplam maliyeti 107 milyar doları bulmuş durumda. Ancak devlet-millet el ele düsturu ile, azimli ve kararlı bir iradenin öncülüğünde bu felaketin de yaralarını hızlı bir şekilde sarmayı başardığımızı söylemek mümkün…