Halil İbrahim İzgi / Yazar
Hakikati savunmak hem ahlaki bir sorumluluk hem de pratik faydaları olan bir gerekliliktir. Hakikati savunmazsak yalanın hüküm sürdüğü bir dünyada kendimiz, sevdiklerimiz ve tüm dünya için adaletsizliğin ve güvensizliğin olduğu bir ortama izin vermiş oluruz. Hakikatin yokluğu güvenin de yokluğu anlamına gelir. Güvensiz ortamlar ise kırılgan ve çatışmalara açık bir zemin demektir.
HİBRİT TEHDİTLERLE MÜCADELE
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen Stratcom Summit 2023 zirvesindeki konuşmasında Birinci Dünya Savaşı’nın siper savaşlarının yaşandığı ortamdan dijital siperlerde enformasyon muharebelerinin yaşandığı bir ortam geçtiğimizi ifade etti. Hibrit, yani karma tehditler artık dünyamız için yepyeni ve daha önce benzeri görülmemiş bir tehdit anlamına geliyor.
Dezenformasyon, bilgi ortamındaki kirlilik bu hibrit savaşların önemli bir ayağı. Bunu ortadan kaldırmak için üstün gayret sarf ediliyor. Kocaman medya kurumları söylemlerini örtülü savaş başlıkları olarak kullanıyor. İsrail’in, Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarında BBC başta olmak üzere birçok medya kurumu kullandıkları dil yüzünden açıkça özür dilemek zorunda kaldılar. Beyaz Saray sözcüleri kitlesel tepkilerin ardından İsrail’in savaş suçu işlemediğine dair savunma getirmek zorunda kalıyorlar. Tüm bunlar dijital siperlerdeki mücadelelerin sonuçları.
Dahasını anlatalım. Boykot yoluyla markalarla iletişim kuruluyor. Tüketiciler, kendilerinden elde edilen gelirlerin onaylamadıkları şekilde kaynak oluşturmasından rahatsızlık duyuyorlar. Bunun için sistematik girişimler ortaya konuluyor. Dijital siperlerden yükselen sesler büyük şirketlerin yönetim kurulu gündemlerine giriyor ve tüketici ile olan mutabakat artık ticari varlıklar arasında önemli bir yere yükseliyor.
DÜNYA SOKAKLARINDA HAKİKAT YANKILANIYOR
İletişim Başkanlığı’nın Fahrettin Altun liderliğinde geliştirdiği söylem setinin merkezinde hakikat var. Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür.” ifadesi “Hakikat tüm manipülasyon araçlarının üstündedir.” olarak özetleyebileceğimiz bir iletişim paradigmasına dönüşmüş durumda. Türkiye Yüzyılı dünyada hakikati haykırmak isteyen kişiler için eşsiz bir döneme işaret ediyor. Dünya sokakları artık gerçeğin peşinde olan insanların sesleriyle yankılanıyor. Marjinalize edilen, ana akım medya tarafından görmezden gelinen kitleler, dijital siperlerden çıkarak bir huruç harekatına girişmiş durumda.
Fidan’ın konuşmasında dikkat çektiği diğer bir husus terörizmin artık araç değil amaca dönüşmesiydi. Bilgi kirlilikleriyle bulandırılan haber ortamı; yalan haber bir sonuca ulaşmak için yayılmıyor, amacın kendisi yalan haber yaymak. Bu nedenle Hamas’ın 40 bebeğin kafasını kestiği yalanının hiçbir inandırıcılığının olmaması önemli değil. Yardım ettiği görüntüsünü yaydıkları fotoğraf karelerindeki insanları daha sonra gözünü kırpmadan öldüren İsrail askerlerinin görüntüleri de hep iletişim savaşlarındaki dijital siperlerin örneklerinden.
Öfke, kin ve çaresizlik üretmek dijital siperlerdeki muharebe yöntemlerinden biri. Hakikat, bunların ötesine geçerek yalanların ve çaresizliğin ötesinde yeni bir dünyanın harcını karıyor.
YALAN HAPİSHANELERİNE KAPATILAN KİTLELER ÖZGÜRLEŞİYOR
Sosyal medya platformlarının sunduğu ifade özgürlüğü imkanları, Batılı hükumetlerin getirdiği sansür engeline takılıyor. Nehirden denize hür Filistin ibaresi bir anda antisemit olarak ifade edilebiliyor. Kelime sansürleri getirilerek kavramlar ve duygular rehin alınıyor, itibarsızlaştırılıyor. Müslüman dünya için bir var oluş biçimi olan cihadı ele alalım; hakikatin ortaya konulması için gerçekleştirilen eylemler bütünü olan cihad, bir anda terörizmle özdeşleştirilip neredeyse olağan şüpheli bir kelimeye dönüştürülüyor.
Seçimlerde, savaşlarda yalan hapishanelerine kilitlenen kitlelerin aydınlanması belki zaman aldı ama engellenemedi. Propaganda ve yalan sürdürülebilir bir iletişim yöntemi olsaydı Naziler ve Sovyetler dünyayı yöneten iki büyük güç olurdu. Ancak öyle değil. Düşmanlar icat edip kontrol toplumu kurmaları, 1984’e özgü bir şey değildi. Aynı şekilde açık toplumu savunuyor gibi görünüp mahalle baskısı kuranların da hakikat adına söyleyebilecekleri şeyler sınırlı ve inandırıcı olmaktan uzak.
Siyonizm elindeki neredeyse sınırsız propaganda gücüne rağmen bugün insanları inandırmaktan uzak ve güç kaybediyor. Hollywood’un makyajı akıyor, Fox News ekranlarındaki mizansen haberlerin foyası bir bir meydana çıkıyor. Dijital siperlerden çıkış zamanı yaklaşıyor. Medyanın ürettiği apartheid rejimi, azınlığın çoğunluğun üzerindeki tahakkümünü mümkün kılan organizasyon gücünü yitiriyor. Şimdi yüksek sesle gerçekleri korkmadan söyleme zamanı…
Dünya kulaklarını açıyor ve hakikati arıyor. The Guardian’ın haberine göre, Gazze’ye yönelik saldırılardan sonra Kur’an okuyan gayrimüslimlerin sayısında artış varmış. En büyük hakikate ulaşmak isteyen akıllı kişilerin sayısı artıyor demek ki… Yakın zaman sonra hattı hakikat döneminden sathı hakikat evresine geçeceğiz. Yalanlar bitiyor ve dünya hakikate susmamış durumda. Yapmamız gereken hakikate sadık kalmak.
KENDİ SESİMİZE VE KELİMELERİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ
Doğru sözü doğru zamanda doğru kişilere aktararak dijital siperleri tahkim edebiliriz. Yapmamız gerekenlerden biri de kendi sesimize ve kelimelerimize sahip çıkmak. Bu en önemli direniş güçlerimizden biri. Doğru kaynaklardan haber almak, hızın şehvetine kapılmamak, olayları farklı yönleriyle görmeye çalışmak ve sonuca ulaşmak için disiplinli bir tavır içinde olmak. Gücü artıracak olan bunlardır.
Giderek daha fazla sayıda kişi içerik üretmeye başlıyor ve video içeriklerde gözle görülür bir hakikat artışı gözleniyor. Boykot sadece tüketmemek değildir aynı zamanda doğrusunu üretmektir. Bu herhangi bir gıda veya temizlik maddesi de olabilir içerik de olabilir. Yeni nesil içerik üretimi ve tüketimi giderek yeni siper arkadaşları buluyorlar. Bağımsız bir gazeteci olarak hakikat sürecinin bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum. Bu yazının kaleme alındığı Yeni Şafak gazetesinin tüm mecralardaki güvenilir ve etkili içerikleri, GZT’nin gençlere ulaşan sesi, Anadolu Ajansı’nın, TRT’nin verilere dayalı sahadan aktardığı güçlü haber ekosistemi hakikatin gücünü pekiştiriyor. Dijital siperlerde savunulan hakikat bize daha adil bir dünyanın mümkün olduğu umudunu aşılıyor…