Tarkan Zengin / Yazar
7 Haziran 2015’te uygulanan HDP’yi barajın altında bırakmama stratejisi, 24 Haziran seçimlerinin önemli kampanya stratejilerinden biri olarak görülüyor. HDP’nin barajı aşması 7 Haziran seçimlerinde gördüğümüz gibi terör örgütünün kazanması anlamına geliyor. Millet İttifakını oluşturan partiler “HDP’nin barajı geçmesi konusunda”, HDP’den daha istekli görünüyor. Tıpkı 7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi terör örgütü PKK’yı ve dolayısıyla cinayetlerini açıkça destekleyen Selahattin Demirtaş’tan sözde barışçı bir figür oluşturuluyor. Demirtaş’ı bir GSM operatörünün reklamlarında oynayan “Selocan” şirinliğinde göstermeye çalışıyorlar. Bu imaj çalışması ve şirin gösterme çabaları 7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında yüzlerce insanımızın PKK tarafından katledilmesi gibi bir maliyeti ortaya çıkardı. Demirtaş sadece 6-8 Ekim olaylarında sorumlu gibi gösteriliyor. Oysa Demirtaş, söylemleriyle terör örgütüne insanları hedef göstermiş, işlenen cinayetleri meşrulaştırmış, dağa çıkışları normal karşılamış ve halkı kışkırtan çok sayıda eyleme imza atmıştır. Mesela 2011’de Demirtaş yaptığı açıklamada bölgede devletin görevlendirdiği imamları ve bazı memurları JİTEM’ci olmakla suçlayarak hedef göstermişti. Bugüne kadar yüzlerce kamu emekçisi katledildi. Demirtaş’ın şiddeti ve silahlı mücadeleyi kutsayan onlarca açıklamasına rağmen Millet İttifakını oluşturan partilerin Demirtaş’a özgürlük yarışına girmesi ise ilginçtir. Demirtaş’ın partisinin genel başkanı olduğu dönemdeki silahlı mücadeleyi meşru gören açıklamalarına göz atalım.
DEMİRTAŞ: “APO’YU SERBEST BIRAKACAĞIM”
Bize cilalanarak şirin gösterilmeye çalışılan Demirtaş, 3 Eylül 2016’da HDP Eş Genel Başkanı olarak, Almanya’nın Süddeutsche Gazetesi’ne verdiği mülakatta; “PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamadıklarını” söylemiştir. 30 Ağustos 2012’de Demirtaş, BDP Genel Başkanı sıfatıyla; “Bitti, bitecek denen PKK’nın son 30 yılda askerî açıdan en etkili ve en güçlü noktaya ulaştığının görüldüğünü, Hakkari-Şemdinli-Çukurca bölgesinin tamamen kontrolünün PKK’da olduğunu” öne sürmüştür.
Demirtaş PKK’yı terör örgütü görmediği gibi terörist başına övgüler düzüyor. 13 Kasım 2012’de BDP Genel Başkanı olarak yaptığı açıklamada; “Biz daha Başkan Apo’nun Heykelini dikeceğiz, buna alışsanız iyi olur” açıklamasında bulunmuştur. 31 Temmuz 2014’te Habertürk televizyonunda Demirtaş, HDP Eş Genel Başkanı sıfatıyla yaptığı açıklamada; “HDP’nin Öcalan’ın 20 yıllık projesinin bir başarısı olduğunu, Cumhurbaşkanı olduğunda Öcalan’ın serbest bırakılması için Anayasal yetkilerini kullanacağını” öne sürmüştür. PKK’yı terör örgütü olarak görmeyen ve Cumhurbaşkanı olursa Apo’yu serbest bırakacağını söyleyen Demirtaş terörü savunmuyor öyle mi?
GENÇLERİN DAĞA ÇIKMASINI SAVUNDU
Özerklik çağrısı yapan Demirtaş, doğuda çukurlara destek verirken batıdakileri Gezi ruhuyla isyana çağırıyordu. 28 Ağustos 2015’te Viyana’da partisinin düzenlediği mitingde konuşan Demirtaş; “Yüksekova ve Cizre’de (sözde) katliam yapıldığını, Kürtlerin özerklik istemesinden başka çarelerinin kalmadığını, Hakkari’de fazlalık olanın vali olduğunu, Türkiye’nin doğusunda yaşanan olaylara karşı batıdakilerin de Gezi ve Kobani ruhuyla ayağa kalkması gerektiğini” ileri sürmüştür. 10 Eylül 2015’te ise Demirtaş yaptığı açıklamayla; “Cizre’nin Türkiye’nin Kobanisi olduğunu, yarın öbür gün Cizre’de binlerce yüzlerce genç dağa çıkarsa bunu kendilerine sorulmayacağını” söyleyerek gençlere dağ yolunu göstermiştir. HDP Eş Genel Başkanı sıfatıyla Selahattin Demirtaş, 19 Aralık 2015’te ise Diyarbakır’da düzenlenen basın toplantısında; “Cizre’de 20 PKK’lı var diye 6 general, 36 albay, 10 bin askerle oraya operasyon yapmanın kahramanlık olmadığını, bu halkın, tarihin tekerrür etmesine fırsat vermeyeceğini, bu direnişin kazanacağını, hendek, çukur diyerek küçümsemeye çalışanların dönüp tarihe bakmalarını, özerklik ilanlarına sahip çıkacaklarını” söylemiştir. Özerkliği destekleyen ve gençlerin dağa çıkmasını salık veren Demirtaş, özgürlük savaşçısı öyle mi?
ŞİDDETE ÇAĞRI YAPTI
Sözde Barışçıl Demirtaş, 6-8 Ekim olaylarında Yasin Börü ve arkadaşları ile elliden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden olan açıklamalar yaptı. 6 Ekim 2014’te Selahattin Demirtaş başkanlığında toplanan HDP Merkez Yürütme Kurulu yaptığı açıklamada; “Kobani’de yaşanan katliam girişimine karşı 7’den 70’e bütün halkları sokağa, alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırdıklarını, Kobani’deki kuşatma ve vahşi saldırganlık son bulana kadar süresiz direnişe geçildiğini” söylemiştir. Halkı isyana teşvik eden Demirtaş’ın Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesinde suçu yok öyle mi?
PKK’NİN KATLİAMLARINA KARŞI DURMADI
Demirtaş’ın silahlı mücadeleyi meşru gören yukarıdaki açıklamaları gibi aynı zamanda emek cinayeti şebekesine dönüşmüş PKK’ya karşı sessizliği de görmezden geliniyor. Demirtaş’ın öldürülen öğretmenler, imamlar, işçiler, memurlar, sivil vatandaşlar ve siyasetçiler için PKK’yı kınayan açıklaması yoktur. Şimdi sessiz kaldığı ve PKK’yı kınamadığı bazı emek cinayetlerine göz atalım.
Demirtaş, son günlerde twitter üzerinden sürekli esprili mesajlar veriyor. Espri yaptıkça terör örgütü cinayetlerine devam ediyor. Geçenlerde twitter’da “Bitişiğimizde yeni bir cezaevi yapılıyor. İnşaattaki işçilere seslendim….Emekçinin hakkını kimseye yedirmeyeceğiz” demiş. Sanal alemde işçilerin cevap verme imkanı yok. Gerçek alemde PKK’nın katlettiği emekçilerin ve ailelerinin Demirtaş’a söyleyecek çok sözü var. PKK’nın katlettiği Necmettin öğretmenin inşaat işçiliği yapan babasının elbette söyleyecek sözleri var. Yol, baraj ve inşaat şantiyelerini basarak PKK’nın katlettiği işçilerin ailelerinin elbette söyleyecek sözleri var.
17 Şubat 2016 tarihinde Ankara Merasim Sokak’ta askeri servis araçlarına yönelik canlı bomba saldırısı düzenlenmişti. Burada işten çıkıp evine gidecek olan 29 kişi PKK’lı teröristlerce şehit edildi. Burada şehit olan işçi Cumali Akman 28 yaşındaydı ve bir çocuk babasıydı. Aynı saldırıda şehit olan Mevlüt ÖKSÜZOĞLU ise 51 yaşındaydı ve üç çocuk babasıydı. İşlerinden çıkıp servisleriyle evlerine gidecek olanları katleden terör örgütünü kınamayan Demirtaş, barış güvercini öyle mi?
9 Haziran 2017’de Batman Kozluk’ta 23 yaşındaki müzik öğretmeni Şenay Aybüke Yalçın’ı şehit ettiler. Demirtaş ya da HDP’den Aybüke öğretmeni katleden PKK’ya karşı tek bir açıklama yapılmadı. Her konuda “ketıldan tweet” atan Demirtaş, PKK katledince susuyor. PKK’nın katlettiklerini kınamayı engelleyen nedir? Elektrikler mi kesiliyor? Tweetler kontrollü mü atılıyor?
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesine bağlı Çiftçibaşı köyünde sınıf öğretmeni Necmettin Yılmaz da PKK tarafından katledildi. Necmettin öğretmen 16 Haziran 2017’de öğrencilerine karnelerini dağıtıyor. Memleketi Gümüşhane’ye giderken Tunceli-Pülümür karayolunda teröristler otomobilini yaktıkları Necmettin Yılmaz’ı kaçırıyorlar. Öğretmenimizi başından vurarak Munzur çayına atıyor PKK’lı teröristler. Babasının inşaatlarda çalışarak okuttuğu yoksul bir Anadolu çocuğunu, sözde yoksulların mücadelesini verdiğini iddia eden terör örgütü katlediyor. Öğretmen katliamlarına karşı PKK’ye tek söz etmeyen Demirtaş, özgürlükçü öyle mi? Şırnak’ta hayvanları otlatan Tayyip Fidan’ın şehit edilmesine ses çıkarmayan, sadece AK Partili olduğu için katledilen onlarca sivil siyasetçi için PKK’yı kınamayan Demirtaş, sivil siyaseti savunuyor öyle mi? Sadece Yasin Börü ve arkadaşlarının değil, Bölgede JİTEM’ci diye hedef gösterilen ve teröristlerce katledilen imamların, sivil siyasetçilerin, işçilerin ve memurların kanı Demirtaş’ın elinde görmüyor musunuz?