Dr. Sibel Bülbül Pehlivan
Uluslararası İlişkiler Uzmanı, Türkiye Araştırmaları Vakfı
Astroturfing kelimesinin kökeni, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaygın olarak kullanılan ve doğal çim yerine yapay çim yüzeyi anlamına gelen AstroTurf markasına dayanıyor. Bu kavram, halk tabanlı görünen ancak aslında organize gruplar veya bireyler tarafından manipüle edilen, sahte veya yapay hareketleri tanımlamak için kullanılıyor. Burada önemli olan nokta, astroturfing’in doğal bir toplumsal hareket veya gerçek bir halk sesi değil, belirli çıkar gruplarının yarattığı yapay bir algı yönetimi olması. Bu yüzden, astroturfing’i “yapay zemin” olarak ele almak, toplumun iletişim ve karar verme süreçlerinde sahte bir katman oluşturulmasına dikkat çekme amacı taşıyor.
GERÇEK BİR KARŞILIĞI YOK
Astroturfing, toplumsal hareketlerin doğal olarak ortaya çıkmadığı, aksine belirli bir plan ve program dahilinde yönlendirildiği anlamına gelir. Toplumun doğal gelişim süreçleri, zamanla kendiliğinden bir yön kazanır ve bu yön çoğu zaman bir toplumsal konsensüs veya iç dinamiklerle şekillenir. Ancak astroturfing, bu sürece müdahale eder ve doğal zemin üzerine yapay bir katman ekler. Böylece, toplumun doğal refleksleri yerini yapay, sahte tepkilere bırakır. Bu durumu bir futbol sahası benzetmesiyle açıklayabiliriz. Çim sahada oynanan bir maçta zemin doğal faktörlerden etkilenir; yağmur yağdığında zemin ıslanır, güneşli havalarda ise çimler daha hızlı uzar. Ancak yapay bir sahada bu doğal unsurların etkisi neredeyse yoktur. Her şey belirli bir kontrol altında tutulur ve doğal olanın yerini yapay bir düzen alır. Astroturfing de toplumsal alanda benzer bir etki yaratır. Toplumun gerçek tepkileri ve refleksleri değil, belirli grupların istediği tepkiler ortaya çıkar. Birçok olay, bir takım kişi veya kişilerin yönlendirdiği, algılanması istendiği şekilde gerçekleşmeye başlar.
SOSYAL MEDYADA CİRİT ATIYOR
Günümüzde sosyal medya, bireylerin ve toplulukların en hızlı iletişim araçlarından biri haline geldi. Bu mecralar, kamuoyu oluşturma, toplumsal hareketler başlatma ve siyasi olaylara karşı hızlı bir refleks geliştirme imkânı sunuyor. Ancak, astroturfing bu özgürlüğün ve gücün arkasında yatan karanlık bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Sosyal medya, astroturfing faaliyetleri için en uygun alanlardan biri haline gelmiş durumda. Yapay hesaplar, sahte beğeniler, sahte takipçi sayıları ve bot hesaplar aracılığıyla, belirli bir hareketin veya kampanyanın toplumsal bir karşılığı varmış gibi gösterilmesi oldukça yaygınlaştı. Örneğin, bir politik figür veya ticari marka, sosyal medyada büyük bir destekçi kitlesi varmış gibi görünmek isteyebilir. Bunun için binlerce sahte hesap oluşturulur, bu hesaplar belirli içerikleri paylaşır ve beğenir. Sonuç olarak, toplumda bu figür veya markanın gerçekten geniş bir kitle tarafından desteklendiği algısı yaratılır. Ancak gerçekte bu destek tamamen yapaydır ve gerçek bir toplumsal karşılığı yoktur. Astroturfing’in tehlikesi burada devreye girer; bireyler, sahte bir zeminde hareket ettiklerinin farkında olmadan, bu yapay desteğe inanır ve kararlarını buna göre şekillendirir.
SİYASETİN EN YENİ ARACI
Astroturfing, özellikle siyasi arenada sıklıkla karşımıza çıkar. Bir siyasi parti veya lider, halkın geniş kesimleri tarafından destekleniyormuş gibi bir algı yaratmak isteyebilir. Bunun için sahte sosyal medya hesapları oluşturulabilir, sahte mitingler düzenlenebilir veya medyada manipülatif haberler servis edilebilir. 2016 ABD başkanlık seçimleri, astroturfing’in en açık örneklerinden biri olarak gösterilebilir. Bu süreçte, sosyal medya üzerinden binlerce sahte hesap ve içerik oluşturularak, toplumsal algılar ciddi şekilde manipüle edildi. Sonuç olarak, birçok seçmen sahte bilgilere dayanarak karar verdi ve seçim sonuçları bu yapay zeminde şekillendi.
TİCARETTE DE ETKİN
Bir başka örnek de ticari dünyada görülür. Büyük firmalar, rakiplerini itibarsızlaştırmak veya kendi ürünlerini öne çıkarmak için astroturfing tekniklerine başvurabilir. Bir ürünün sosyal medya üzerinden büyük ilgi gördüğü veya bir markanın geniş bir müşteri kitlesi tarafından desteklendiği izlenimi yaratılabilir. Ancak bu ilginin büyük bir kısmı sahte hesaplar veya manipülatif içerikler aracılığıyla oluşturulmuş olabilir. Ve kişiler için gerçekle gerçek olmayan arasındaki fark ayırt edilemeyecek duruma gelir.
REFLEKSLERİMİZİ BOZUYOR
Astroturfing’in en büyük tehlikesi, toplumun gerçek tepkilerini ve reflekslerini bozmasıdır. Bireyler, doğal zemin yerine yapay bir zeminde hareket ettiklerinde, gerçek kararlar veremezler. Toplumun doğal dinamikleri manipüle edildiğinde, demokratik süreçler zedelenir ve toplumsal karar alma mekanizmaları işlevsiz hale gelir. Bu durum, sadece siyasi alanda değil, ekonomik ve sosyal alanlarda da büyük tahribatlara yol açabilir.
Örneğin, bir astroturfing kampanyası sonucunda, bir ürünün kalitesiz olduğu izlenimi yaratılabilir ve bu izlenim toplumu yanıltarak haksız yere bir firmanın itibar kaybetmesine yol açabilir. Veya tam tersi, sahte desteklerle bir ürünün mükemmel olduğu algısı oluşturulabilir, ancak gerçek hayatta bu ürün beklentileri karşılamaz. Ya da bir olay veya olaylar örgüsü doğru şekilde anlaşılmak yerine kişileri yönlendirme ve yönetme konusunda güçlü olan kitlenin anlamamızı istediği şekilde olaylara bakmamıza neden olabilir.
BAŞIMIZA GELENİ BİLELİM
Astroturfing, toplumsal davranış ve düşünce zeminine eklenen yapay bir katman. Bu yapay katman, toplumun doğal reflekslerini engeller ve bireylerin gerçekçi bir zeminde hareket etmelerini zorlaştırır. Toplumun yapay bir zeminde, sahte bir gerçeklik içinde yaşaması, uzun vadede toplumsal düzenin ve güvenin zedelenmesine yol açar. Tıpkı futbol sahasında doğal çimin üzerinde koşmanın ve oynamanın daha sağlıklı ve gerçekçi olduğu gibi, toplumsal süreçlerin de doğal zeminde ilerlemesi gerekiyor. Yapay bir zeminde yapılan her hareket, sahte ve yanıltıcı sonuçlar doğuruyor. Bu nedenle, astroturfing ile mücadele etmek ve toplumsal dinamikleri yapay unsurlardan arındırmak, sağlıklı bir toplumun en temel gereksinimlerinden biridir. Toplumun gerçek zeminine dönmesi hem bireyler hem de kolektif hareketler için daha adil ve doğru bir dünya yaratacaktır.
Algı ile olgunun birbirine karıştığı bu çağda en büyük mücadele farkında olmak sanırım!