Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Japonya'nın Nagano kenti Karuizawa kasabasındaki Prince West Hotel'de düzenlenen "G20 Çevre ve Enerji Bakanları Toplantısı"nın ikinci gününde "İklim Değişikliğine Uyum ve Ekosistem Tabanlı Yaklaşımı İçeren Dayanıklı Altyapı" başlıklı İkinci Çevre Oturumu'na katıldı.
Bakan Kurum, burada yaptığı konuşmada, G20 Zirvesi'ne katılım sağlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu zirvenin organizasyonu ve ev sahipliği için Japonya hükümetine teşekkürlerini iletti.
Türkiye iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan değerlendirme raporunda, Türkiye'nin de yer aldığı Akdeniz havzasının iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler arasında gösterildiğini hatırlatan Kurum, "Türkiye, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en çok görüleceği ülkeler arasında yer alıyor." ifadesini kullandı.
Türkiye'de aşırı hava olaylarının sayı ve şiddetinde artışların devam ettiğini belirten Kurum, özellikle sıcak hava dalgaları, kuraklık ve orman yangınlarının Türkiye'yi artan şekilde tehdit ettiğini, yağış rejiminin değişmesine bağlı olarak sel ve taşkın ile heyelan olaylarında artışlar görüldüğünü dile getirdi.
"Dayanıklı altyapı Türkiye için büyük önem arz ediyor"
Bu nedenle iklim değişikliğine uyum sağlanması bağlamında dayanıklı altyapının inşa edilmesinin Türkiye için büyük önem arz ettiğine dikkati çeken Kurum, şöyle konuştu:
"Ülkemizdeki dayanıklı altyapının geliştirilmesi çalışmaları henüz başlangıç aşamasında. 2012'den itibaren ülkemizde afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi için adeta bir seferberlik başlatıldı. Kentsel dönüşüm faaliyetleri kapsamında, yaklaşık 6,5 milyon konutun yeniden yapılandırılmasını hedefliyoruz. Amacımız her yıl 300 bin konutu dönüştürmek. Ancak dayanıklı altyapının inşa edilmesi ve iklim değişikliğine uyum sağlamanın yatırım maliyeti oldukça yüksek. Yabancı yatırımcıları da büyümekte olan, yatırım fırsatı açısından avantajlı ülkemizde yatırım yapmaya davet ediyoruz."
"İklim değişikliğiyle mücadelede bütün paydaşların katılımı sağlanmalı"
Hızla gelişmekte bulunan Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi altında diğer gelişmekte olan ülkelere verilen finans ve teknoloji desteklerine erişim sağlamasının da önemini vurgulayan Kurum, "Bu süreçte yerel yönetimler başta olmak üzere yatırımcılar, işletmeciler, finans kuruluşları, sigorta şirketleri, mühendislik şirketleri, araştırma ve geliştirme enstitülerine de önemli roller düşüyor. Bu nedenle, iklim değişikliğiyle mücadelede etkin planlama ve uygulama için bütün ulusal ve uluslararası paydaşların sürece katılımının sağlanması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Bakan Kurum, 2019'un, iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası iş birliğinin sağlanmasında somut adımların atılması açısından önem taşıdığını belirterek, şunları kaydetti:
"Birleşmiş Milletler tarafından bu yıl eylülde düzenlenecek İklim Zirvesi'nde, iklim değişikliğiyle mücadele eylemlerinin taahhüt olarak ortaya konulması hedefleniyor. Bu kapsamda ülkemize de söz konusu zirvenin 9 tematik dönüşüm alanından biri olan 'Altyapı, Şehirler ve Yerel İklim Eylemi' temasında Kenya ve BM Habitat ile birlikte eş öncülük görevi tevdi edildi. Eş öncülük görevini sadece uluslararası alanda değil ülkemizde de yerel iklim eylemine ivme kazandırmak bakımından büyük fırsat olarak görüyoruz."
G20 Çevre ve Enerji Bakanları Toplantısı, ortak bildirinin kabul edilmesinin ardından, Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanı Hiroshige Seko ve Çevre Bakanı Yoshiaki Harada'nın değerlendirme yaptığı kapanış oturumuyla sona erdi.