BM'den zengin ülkelere karbon çağrısı: Kabul edilemez bu gidişatı durdurmalıyız

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) İcra Direktörü Inger Andersen, geçen yıl emisyonların yüzde 1,2 yükseldiğini belirterek, "Bu kabul edilemez ve bu yüzden bu gidişatı durdurmalıyız. Bunun için iklim adaletine ihtiyacımız var. Zengin ülkeler, G20, tüm emisyonların yüzde 76'sından sorumlu ve ekonomilerini karbondan arındırmak için ilk olarak adım atması gerekenler." dedi.

Foto/arşiv

Andersen, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) 28. Taraflar Konferansı'nda (COP28) iklim müzakerelerinde gelinen aşama, iklim finansmanı ve Kayıp Zarar Fonu'na ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Bu yıl başkanlığını Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) yürüttüğü COP28'in 30 Kasım'da başlamasıyla sürpriz gelişmeler olduğunu söyleyen Andersen, zirve gündeminin hızla kabul edildiğini ve gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğinin etkilerinden kaynaklanan zararlarının tazmin edilmesini amaçlayan Kayıp Zarar Fonu'nda hızla anlaşma sağlandığını dile getirdi.

Andersen, Kayıp Zarar Fonu'na şu ana kadar yaklaşık 700 milyon dolarlık taahhüt açıklandığını anımsatarak, "Her gün artıyor ve bu iyi bir gelişme ancak milyar dolarlara ihtiyaç var." dedi.

Fona BAE, Almanya, İtalya ve Fransa gibi ülkeler 100'er milyon dolar seviyesinde katkı sağlarken dünyanın en büyük kirleticisi ABD'nin Kayıp Zarar Fonu'na 17,5 milyon dolar taahhüt açıkladığının hatırlatılması üzerine Andersen, "ABD, Yeşil İklim Fonu'na birkaç milyar dolar sağlayacağını açıkladı ama bu fonların tahsis edilmesi gerekiyor. Eminim bir şekilde bu tahsis süreçleri gerçekleşecek. Dünya kesinlikle en büyük kirletici ülke olarak ABD'nin Kayıp Zarar Fonu'na katkısını artırmasını ve bu fonun önemli bir parçası olmasını bekleyecektir. Umuyorum ki bu durum gerçekleşir." diye konuştu.

"Gidişatımız doğru değil"

Andersen, Paris Anlaşması'nın ardından iklim değişikliğiyle kolektif mücadelenin ilk envanteri olan Küresel Durum Değerlendirmesi'nin sonuçlanmasına yönelik müzakerelerin sürdüğünü ve çok önemli olan bu değerlendirmenin sıcaklık artışını sınırlandırmak için "dünyanın doğru yolda olmadığını" göstereceğini anlattı.

Bu değerlendirmede ülkelerin UNFCCC'ye 2025'te sunması gereken yeni ulusal katkı beyanlarında neye ihtiyaç olduğunu da göstereceğini söyleyen Andersen, şöyle konuştu:

"Gerçek net bir şekilde ortada ki; kömür, petrol ve gaz üretiminde bir artış var. UNEP verileri, 2021'de 55 gigaton olan emisyonların 2022'de yüzde 1,2 artışla 57 gigatona çıktığını gösteriyor. Kabul edilemez ve bu yüzden bu gidişatı kesinlikle durdurmalıyız. Bunun için iklim adaletine ihtiyacımız var. Zengin ülkeler, G20, tüm emisyonların yüzde 76'sından sorumlu ve ekonomilerini karbondan arındırmak için ilk olarak adım atması gerekenler. Dayanışma içinde olmalıyız. Ayrıca, yoksul ülkelere yatırım yapmanın geleceğe yönelik akıllı bir yatırım olduğunun farkına varmalıyız. Gitmemiz gereken yönde değiliz ve başarısız not alıyoruz."

"Bilim 30 yılı aşkın süredir büyük bir netlikle atmosferde neler olduğunu gösteriyor"

Andersen, küresel sıcaklık artışına yol açan nedenler ve artışı sanayi öncesi döneme göre 1,5 dereceyle sınırlandırmak için yapılması gerekenler konusunda bilimin 30 yılı aşkın süredir net olduğuna işaret etti.

Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) "çok büyük bir netlikle" atmosferimizde neler olduğunu ve küresel ısınma bakımından neler yaşandığını gösterdiğini belirten Andersen, "Bilimin söyledikleri net. Bu reddedilemez, tartışılamaz ve itiraz edilemez bir gerçek. Bu yüzden, iklim müzakerelerinde 'fosil yakıtlardan çıkış' veya 'fosil yakıtların azaltılması' gibi ifadelere takılmıyorum çünkü yaşadığımız dünya karbonsuz, emisyonsuz bir dünya olmalı. Emisyonların, doğanın absorbe edebileceği dengede olduğu bir dünya olmalı. Şu anda gezegenimiz emisyonları absorbe edemiyor ve sıcaklık artıyor." diye konuştu.

Uluslararası medyada COP28 Başkanı Sultan Ahmed Al Jaber'e atfedilen "küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlanmak için fosil yakıtlardan çıkmak gerektiğine ilişkin bilimsel bir kanıt olmadığı" yönündeki iddialar ve bu tür bir yaklaşımın iklim müzakerelerine etkisinin olup olmayacağına ilişkin endişeli olmadığını belirtti.

Andersen, "Al Jaber'e atfedilen ifadelerin fosil yakıtlarla ilgili müzakereleri etkileyeceğini sanmıyorum çünkü dünya burada ve izliyor. İnsanlar çözüm bulmak için, taahhütler vermek için buradalar." dedi.

BAE, zengin bir petrol ülkesi olarak COP28'e ev sahipliği yapması ve COP28 Başkanlığı'na Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi (ADNOC) Üst Yöneticisi Al Jaber'i getirmesi nedeniyle uzun süredir eleştirilerin hedefinde yer alıyor.

Uluslararası medyada bu hafta yer alan haberlerde, geçen ay İrlanda Eski Cumhurbaşkanı Mary Robinson ile katıldığı etkinlikteki konuşmasında, Al Jaber'e "küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak için fosil yakıtlardan çıkılmasının gerekli olduğuna ilişkin bilimsel bir tespit yok" dönündeki ifadeler atfedilmişti.

Al Jaber, COP28'de dün IPCC Başkanı Jim Skea'nın da katıldığı bir basın toplantısı düzenleyerek, ifadelerinin yanlış yorumlandığını ve bir mühendis olarak bilime karşı saygı, inanç ve tutkusunun olduğunu belirtmişti.

EKONOMİ
Rekabet Kurulu'nda Uğur Soğutma'nın sözlü savunma toplantısı yapıldı

EKONOMİ
Moody's'ten Çin'e kötü haber: Kredi notu görünümünü düşürdü

EKONOMİ
İspanya'nın telekomünikasyon devi Telefonica 5 binden fazla çalışanıyla yollarını ayıracak

GÜNDEM
İYİ Parti kurucusu Vedat Yenerer'den itiraf: İYİ Partililer HDP'lilerle Meclis koridorlarında kucaklaşıyor