Doların tekeli kırılıyor mu?

Doların uluslararası rezerv para statüsü tartışmaya açılıyor. Küresel ekonomik güç doğuya kayarken, dolarsızlaşma eğilimi hız kazanıyor. Z Raporu’nun ağustos sayısı; doların taht savaşı, altın rezervlerinin geleceği ve faiz politikalarının servet dağılımına etkisi gibi çarpıcı dosyalarla ekonominin nabzını tutuyor.

Arşiv.

Z Raporu Ağustos sayısında ABD dolarının küresel rezerv statüsündeki son durumunu masaya yatırıyor. ABD, küresel GSYİH’nin yaklaşık yüzde 25’ini meydana getirmesine karşın, ulusal para birimi olan Amerikan doları, dünya döviz rezervlerinde ve uluslararası finansal işlemlerde hâlen belirleyici bir role sahip. Bununla birlikte, dünya ekonomisinin ağırlık merkezinin doğuya yönelmesiyle birlikte dolarsızlaşma eğilimi giderek ivme kazanıyor. Ticaret savaşlarının etkisiyle şekillenen bu dönüşüm, yakın gelecekte uluslararası para sisteminde güç mücadelesinin artabileceğine işaret ediyor.

YAPAY ZEKA İLE TERZİLİK

ORKA Holding ihracatta kilogram değerini 143 avroya çıkarmayı başardı. ORKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Orakçıoğlu da 2025 yılında grup cirosunu yüzde 40 artırdıklarını ifade ederek gelecek yatırımları ve teknoloji temelli yeni üretim süreçlerini Z Raporu’na anlattı.

ALTIN REZERVLERİ EVİNE Mİ DÖNÜYOR?

Almanya ve İtalya, sahip oldukları altın rezervlerinin önemli bir kısmını ABD Merkez Bankası (FED) nezdinde muhafaza ediyor. Ancak ABD Başkanı Donald Trump döneminde izlenen dış politika yaklaşımları ve küresel ölçekte artan jeopolitik belirsizlikler, bu ülkelerdeki kamuoyunda söz konusu rezervlerin akıbetine ilişkin endişeleri artırıyor. Bu nedenle, söz konusu ülkelerde “altın rezervlerinin ülkeye geri getirilmesi” tartışılıyor. Almanya ve İtalya, altınlarını ülke sınırlarına taşımaya karar verirlerse, bu uygulama diğer ülkelere de örnek teşkil edebilir.

FAİZ KİMİ ZENGİNLEŞTİRDİ?

Türkiye’de son yıllarda uygulanan yüksek faiz politikalarının yalnızca enflasyonla mücadele değil, servet dağılımı açısından da ciddi sonuçlar doğurduğu görülüyor. Hane halkının tasarruf davranışları da bu eşitsizliğin nasıl yapısal bir soruna dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Türkiye’de 2023 Haziran’dan 2025 Nisan’a kadar geçen sürede uygulanan yüksek faiz politikalarının servet dağılımı üzerindeki etkileri detaylı biçimde incelendiğinde; faiz oranlarındaki artışın büyük mevduat sahipleri lehine güçlü bir sermaye birikimi sağladığı, buna karşılık küçük tasarruf sahiplerinin sistemdeki konumunun ciddi biçimde zayıfladığı görülüyor.