İslam Kalkınma Bankası (İKB) Başkanı Bandar Hajjar kendilerinin Türkiye ile çok güçlü bir ortaklığa sahip olduğunu ifade ederek, "Türkiye, bankamızın finansmanlarından en çok faydalanan dördüncü ülke konumunda" dedi.
İKB'nin operasyonlarına ve Türkiye'de gerçekleştirdiği projelere ilişkin açıklamalarda bulunan Hajjar, bankanın yeni iş modeline dair mesajlar verdi. 1975 yılında kurulan ve 4 kıtada 1,7 milyar nüfusa sahip 57 ülkenin üye olduğu bankanın şimdiye kadar üyelerine sağladığı finansman desteği 139 milyar dolara ulaşırken, bunun 11,6 milyar doları Türkiye'ye yapılmış durumda. İKB Başkanı Hajjar, Türkiye'ye verilen finansmanların yüzde 45'inin son 5 yıllık süreç içerisinde yapıldığının altını çizerken, bu finansmanların sağlıktan, eğitime, ulaşımdan enerjiye pek çok sektörü kapsadığını söyledi.
ULAŞIMDAN SAĞLIĞA KADAR FİNANSMAN DESTEĞİ
Bankanın Türkiye'de yalnızca yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projelerine 700 milyon dolarlık bir yatırım yaptığını kaydeden Hajjar, bankanın bin megavatın üzerinde yenilenebilir enerji üretimine destek sağladığını ve ülkede 2 milyon tona eşit miktarda karbondioksit salınımını azalttığını belirtti.
Bankanın Türkiye'de desteklediği ulaşım ve sağlık gibi alanlardaki projelerine de değinen Hajjar, "Banka olarak biz, Türkiye'de yüksek hızlı tren, kamu-özel sektör ortaklıklığı ile yapılan Konya ve Manisa şehir hastaneleri, Bilkent Laboratuvarı ve İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi gibi pek çok projeye destek verdik" dedi.
TÜRK İHRACATÇISININ ARTAN GÜCÜNE KATKI
Türk ihracatçı ve ithalatçılarının da yanında yer aldıklarını ifade eden Hajjar, petrol, kömür, plastik, tekstil, makine gibi önemli alanlarda özel sektörün yeni ve daha zengin pazarlar bulması, verimliliği ve rekabet gücünü artırması için bankanın yardım sunduğunu bildirdi. “Yeni iş modelimiz, istihdamı, ulusal rekabet gücünü ve küresel pazarlara bağlanabilirliği güçlendirecek ve güçlü büyüme hedeflerine yardımcı olacak bir gelişimi teşvik ediyor” ifadelerini kullanan Hajjar, banka olarak üye ülkelere katma değerli üretimi ve eğitimde kaliteyi teşvik eden uzun dönemli politikalar ve planlar yapmasını önerdiklerini söyledi.