İzmir'in Seferihisar ilçesinde meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde can kaybı artarken, yıkılan binaların enkazı altında arama kurtarma çalışmaları da aralıksız devam ediyor.
6.6 büyüklüğündeki deprem sonrası yıkılan binaların yanı sıra 2 bin 234 binada 28 bin 100 bağımsız bölümde hasar tespit çalışmaları yapıldı. Yapılan incelemeler sonrasında bin 41 adet bağımsız bölümden oluşan 41 binada ağır, acil ve yıkık tespiti yapıldı. Deprem sonrası 660 bağımsız bölümden oluşan 35 bina ise orta hasarlı olarak kayıtlara geçti.
MİLYONLUK REZİDANSLAR DA HASAR GÖRDÜ
Ancak depremde hasar gören sadece eski yapım binalar değil. Deprem sonrası milyonlarca liraya satılan rezidansların hasarlı hali de görenleri korkuttu. Depreme dayanıklı olduğu söylenerek milyonlarca liraya satılan binaların içerisinde çekilen görüntülerde de evlerin büyük hasar gördüğü gözlemlendi.
Büyük miktarda paralarla satılan evlerde oluşan hasarlar vatandaşların oturdukları evlere olan güvenini sorgulatırken, ortaya çıkan mağduriyete ilişkin ise yenisafak.com'a konuşan uzmanlar evi hasar gören vatandaşların hangi adımları atacağına ilişkin açıklamalarda bulundu.
TAZMİNAT TALEBİNDE BULUNUN
Depremde yeni yapım evi hasar görmüş vatandaşların mahkeme kanalları üzerinden evlerindeki hasara ilişkin inşaat mühendislerin oluşan bir kurula tespit yaptırması gerektiğini vurgulayan Avukat Emre Alcan, yapılan incelemelerde inşaatın yapımından, kullanılan malzemeden, malzemenin kalitesinden, işçiliğinden, üretim metodundan kaynaklı bir ayıplı kusur olması halinde ev sahiplerinin tazminat talebinde bulunabileceğini kaydetti.
BEDELİ MÜTEAHHİTTEN İSTENEBİLİR
Alcan, deprem sonrası malın değerinde yaşanan eksilmeye yönelik ise; onun da aynı şekilde yine müteahhidin üretiminden veya işçiliğinden kaynaklı bir kusur var ise bedel tazmini anlamında yine müteahhidin sorumluluğuna gidilebileceğini ve bu bedelin kendisinden mahkeme yoluyla talep edilebileceğini dile getirdi.
5 YIL BOYUNCA MÜTEAHHİTİN SORUMLULUĞUNDA
Depremde hasar gören milyonluk daireler üzerinden yaşanan mağduriyete ilişkin konuşan Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal ise, depremde binaları tamamen yıkılanlar ile hasar gören vatandaşların, binanın yapımı tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine, projesine uygun olup olmadığı, konularında yapması gerekenlerin farklılıklar gösterebileceğine dikkat çekerek şöyle konuştu;
''Sıfır satın alınan evler, üretim hatalarına karşı 5 yıl boyunca müteahhittin sorumluluğundadır. (6502/12-1) Hasar tutanaklarıyla müteahhitte başvurup, maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Özel Daire ve Hukuk Genel Kurulunun tüketici lehine kararları bulunmaktadır, buna göre satın alınan maldaki ayıp satıcının ağır kusur veya hilesi ile gizlenmişse zaman aşımı süresinin işleyemeyeceğinin kabul edildiği vurgulanmıştır.''
AYIP GİZLENMİŞSE ZAMAN AŞIMI OLMAZ
Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak taleplerin ise beş yıllık zaman aşımına tabi olduğuna değinen Koçal, ''Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zaman aşımı süresinden yararlanılamaz. Ağır kusur veya hile ile ayıbı tüketiciden gizleyen satıcının zaman aşımı süresinden yararlanamayacağı çeşitli yargı kararları ile hüküm altına alınmıştır.
Öncelikle tüketiciler açısından, yapımı yeni olan (beş yılı geçmemiş) binalarda deprem ve ilgili mevzuatlar hükümlerine ve projesine uygun yapılmamış ise 6502 Sayılı Tüketicinin korunması hakkında kanun hükümleri çerçevesinde ayıplı mal hükmündedir. Kanun hükmünde ayıplı ürünlerde konutlarda süre 5 yıldır. Yapımı beş yılı geçmiş binalarda ise yapımı tarihinde ilgili mevzuatlara hükümlerine ve projesine uygun yapılmadığından bina yıkılmış yada hasar görmüş ise ayıp gizlenmiş demektir. Gizlenmiş ayıpta süre yoktur. Zaman aşımı ise depremin meydana geldiği tarihte başlar.'' dedi.
İHBARDA BULUNUN!
Binası hasar gören vatandaşların, öncelikle hasar tespiti yaptırması gerektiğini ve hasarın boyutuna göre taleplerini (Seçimlik Haklarını) ve hasarı binayı yapan şirkete noter aracılığı ile ihbarda bulunmaları gerektiğini de kaydeden Koçal sözlerini şöyle sürdürdü;
Bina yıkılmış ise binanın yıkıldığının tespit raporu ile binayı yapan şirkete ihbarda bulunarak, taleplerini iletmeliler. Yıkılan binalarında, veya hasar gören binalarda eşyaları hasar gören yada tamamen kullanılamaz durumda olan vatandaşlarımız yine mevcut durumu tespit ettirerek binayı yapan şirkete ihbarda bulunarak eşya bedellerini talepte bulunabilir. Tüm bu işlemler için yukarıda belirttiğimiz gibi öncelikle tespitin yapılması sonrası inşaatı yapan şirkete ihbarda bulunulması, şirket bu sorumluluğu yerine getirmiyor ise Tüketici Mahkemelerinde dava açabilirler. Ancak yapılacak işlemler binanın yapım yılına, ve kusur derecesine göre değişebilir. Bu nedenle bu işlemler yapılırken hukuki destek alınması mağduriyeti önleyecektir.''