Jeopolitik risklerdeki artış, Çin'de salgın kapsamında devam eden "sıfır vaka" uygulaması ve enerji krizi nedeniyle enflasyonist endişeler gündemin odağındaki yerini korurken, merkez bankalarının uyguladığı para politikalarının resesyona yol açacağı uyarıları da giderek yaygınlaşıyor. Bu gelişmelerle pay ve tahvil piyasalarında satış baskıları devam ederken, dolara olan talep de henüz etkisini yitirmiş değil.
IMF KÜRESEL BÜYÜME BEKLENTİSİNİ DÜŞÜRDÜ
Uluslararası Para Fonu (IMF), dün yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda küresel ekonomik büyüme beklentisini bu yıl için yüzde 3,2'de tuttu, gelecek yıl için ise yüzde 2,9'dan yüzde 2,7'ye düşürdü. Fon, 2022 yılı büyüme beklentisini ABD için yüzde 2,3'ten yüzde 1,6'ya, Çin için yüzde 3,3'ten yüzde 3,2'ye indirirken, Avro Bölgesi için ise 0,5 puan yükseltti. Buna karşın Avro Bölgesi'nin gelecek yıl için büyüme tahmini yüzde 1,7'den yüzde 0,5'e çekildi.
Raporunda yüksek enflasyon, ekonomik görünümün kötüleşmeye devam etmesi ve süregelen jeopolitik risklerin finansal sistemlerin karşı karşıya kaldığı başlıca sorunlar olduğunu belirten IMF, finansal istikrara yönelik risklerin önemli ölçüde arttığını bildirdi.
BIDEN RESESYONA İNANMIYOR
IMF'nin küresel resesyon uyarılarına karşın ABD Başkanı Joe Biden, resesyon olacağını düşünmediğini belirterek, "Eğer öyleyse çok hafif bir durgunluk olacak." ifadelerini kullandı. ABD Hazine Bakanı Janet Yellen da yükselen faiz oranlarına ilişkin endişelerin oynaklığı artırdığı bir dönemde ABD piyasalarında finansal istikrarsızlık belirtileri görmediklerini söyledi.
GÖZLER FED TUTANAKLARINDA
ABD'de Fed Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) 20-21 Eylül'de düzenlenen son toplantısına ait tutanaklar bugün yayınlanacak. Fed'in politika faizini üçüncü kez 75 baz puan artırarak yüzde 3,00-3,25 aralığına yükselttiği ve agresif adımlarının devam edeceği sinyalini verdiği son toplantının tutanaklarında, enflasyonla mücadelede kararlılık vurgusunun yer alması bekleniyor. Bununla birlikte yetkililerin çok fazla değerlendirme yapmadığı resesyon konusuna bakışlarına ilişkin ipuçları aranacak.
Öte yandan, ağustosta yüzde 0,1 azalan ÜFE'nin eylülde aylık yüzde 0,2 artması, endeksteki yıllık artışın ise yüzde 8,7'den yüzde 8,4'e gerilemesi bekleniyor.
IMF AÇIKLAMALARI VE RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI GÜNDEMİN ODAĞINDA
Avrupa tarafında, IMF'nin Almanya ve İtalya ekonomilerine yönelik resesyon uyarıları ile İngiltere ekonomisindeki finansal istikrarsızlığa işaret eden gelişmelerin mevcudiyetini koruması dün pay piyasası fiyatlamalarına yön veren temel gelişmeler oldu. Rusya'nın nükleer silah kullanıp kullanmayacağına dair yapılan açıklamalar jeopolitik gelişmeleri de gündemin odağında tutuyor.
İNGİLTERE BOZULAN İMAJI DÜZELTME ARAYIŞINDA
İngiltere Merkez Bankası (BoE) piyasa işleyişinin yeniden sağlanması amacıyla başladığı uzun vadeli İngiltere devlet tahvillerinin geçici alım programını enflasyona endeksli tahvilleri de kapsayacak şekilde genişletti. Bu kapsamda, Banka 14 Ekim'e kadar 5 milyar sterline kadar uzun vadeli geleneksel devlet tahvili, 5 milyar sterline kadar da enflasyona endeksli devlet tahvili alımı yapacak. Kararın ardından İngiltere'nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,75'ten 4,44'e inerken, sterlin/dolar paritesi 1,0950 sınırına kadar gerilemesinin ardından yeniden 1,10'un üzerine çıktı. Öte yandan bugün açıklanan verilere göre İngiltere'de sanayi üretimi ağustosta yıllık yüzde 5,2 azalarak beklentilerin altında kaldı.
ÇİN'DEN YUAN'DA ESNEKLİK VURGUSU
Asya tarafında gevşek tutulan para politikalarının bölge para birimleri üzerindeki etkilerine yönelik değerlendirmeler gündemi meşgul ediyor. Çin Merkez Bankası, döviz piyasası reformunu derinleştireceklerini ve yuan esnekliğini artıracaklarını belirterek, "Büyük kur dalgalanmalarının kesinlikle önüne geçeceğiz. Yuanın istikrarını koruyacağız." açıklamasını yaparken, Japonya Merkez Bankası yetkilileri kur hareketlerini yakından izlediklerini, döviz piyasası konusunda uygun adımları atacaklarını bildirdi.