ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘Önce Amerika’ sloganı, Washington’ın 1945 sonrası kendi liderliğinde kurduğu ama artık çıkarlarına hizmet etmeyen sistemi terk etmeye hazırlandığının açık bir işareti. Trump, bu ayrışmayı özellikle 2018 yılı içinde uyguladığı, tehdit, şantaj ve kaba güce dayalı politikasıyla ortaya koydu. Çin ile başlayan ve sonrasında AB, Kanada, Meksika gibi ülkelere yayılan yaptırım terörü Trump'ın dış politika kozu haline geldi. Birçok uzmana göre Trump bu tavrı ile küresel ticareti ve ülkesini uçuruma sürüklüyor.
MAFYA TARZI UYGULAMALAR
Sadece İran, Rusya ve Çin gibi rakiplerine değil, başta Avrupa ülkeleri olmak Türkiye gibi müttefiklerine de mafyatik taktiklerle diş geçirmeye çalışması, Washington’ın giderek güvenilir bir ortak olmaktan uzaklaşarak, çılgınlık eşiğine yaklaştığını gösteriyor. Zücaciye dükkanına girmiş fil misali, uluslararası sistemdeki dengeyi bozma ve ‘süper güç’ olarak yaşam süresini biraz daha uzatma arayışında olan Trump’ın uygulamaları, kendi ülkesindeki şirketler ve politikacılar tarafından da eleştiriliyor.
100 GÜNLÜK İCRAAT MARATONUNUN DETAYLARI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilk 100 günlük icraat programını ve gerçekleştirilecek 400’ün üzerindeki projeyi açıkladı. Enerjiden savunmaya, eğitimden adalete, sağlıktan ulaştırmaya, 46 milyar liralık bütçeyle gerçekleşecek 400 projede en büyük vurgu ‘yerlilik ve millilik’ üzerine. İlk 100 günlük icraatlar, yeni yönetim sisteminin ateşleyici gücü olacak. Bu icraatlar ışığında ekonominin geleceği de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından ‘Yeni Ekonomik Yaklaşım’ toplantısında ortaya kondu. Türkiye’yi bir üst lige taşıyacak yeni ekonomik modelin ilk hedefi ise enflasyonla etkili mücadele olacak.
TÜRK FUTBOLU NASIL KURTULUR?
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un geçtiğimiz ay kulübünün borç durumu ile ilgili yaptığı açıklamalar, Süper Lig ekiplerinin ve genel olarak Türk futbol kulüplerinin mali durumunu yeniden tartışmaya açtı. Dört büyükler başta olmak üzere kulüplerin gelirlerinin çok üzerindeki gider durumu, sportif yaptırımlar dâhil birçok olumsuz gelişmeyi beraberinde getiriyor. Yüksek transfer bedelleri, yöneticilerin borçlanma sorumluluğunun olmaması, kulüplerin hem halka açık şirket hem de dernek statüsünde faaliyet göstermesi gibi sorunlar karşısında uzmanlar, daha profesyonel yönetim modellerinin, iç denetim ve yasal düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini savunuyor.
Yüzyılın enerji havzası: Akdeniz
Doğu Akdeniz’de yüksek bir jeostratejik enerji birikmiş durumda. Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon rezervinin, Türkiye’nin 572 yıllık, Avrupa’nın ise 30 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayabileceği hesaplanıyor. Ayrıca deniz yoluyla yapılan petrol ticaretinin yüzde 20’si Akdeniz havzasından geçiyor. Jeopolitik derin bakış, petrol ve doğalgaz konusunda bu bölgenin daha çok tartışma yaratacağını gösteriyor. Oysa Akdeniz’in zengin petrol ve doğalgaz kaynakları, bölgede yeni bir dinamik yaratıp mevcut sorunları da çözebilir. Türkiye, tüm engellere rağmen bölgede çok önemli bir rol oynayabilir. Peki ama nasıl?
Derin Ekonomi geçtiğimiz 10 yılda gerçekleştirilen petrol ve doğalgaz keşiflerini, işin enerji diplomasisi boyutunu da dikkate alarak, saha saha ele alıyor, çözüm önerileri sunuyor.
40 AY BOYUNCA EN İSABETLİ YORUMLAR
Türkiye’den ve dünyadan seçkin kalemler, 40’ıncı kez Derin Ekonomi sayfalarında buluştu. Derginin öngörü isabeti yüksek yazar kadrosunu oluşturan Doç. Dr. Ömer Bolat, Doç. Dr. Hatice Karahan, Ali Saydam, Aşkın Baysal, Doç. Dr. Kadir Tuna, Prof. Dr. Murat Yülek, İbrahim Acar, Prof. Dr. Mehmet Akif Soysal, Prof. Dr. Ahmet Ulusoy, Dr. Mamdouh G. Salameh, Prof. Dr. Obiyathulla Ismath Bacha, Robert M. Cutler, Pierre Chiartano, Dimitri Triantaphyilou ve Shuriah Niazi, yaz aylarına damga vuran ekonomik ve politik gelişmeleri Derin Ekonomi’nin Eylül 2018 sayısında yorumluyorlar.