Türkiye, 2035’te elektrik üretiminde nükleerin payını yüzde 11,1’e, 2053’te ise yüzde 29,3’e çıkarmayı hedefliyor. Bu amaçla 20 gigavattan fazla nükleer kapasite kurulması planlanıyor. Bunun için önümüzdeki 30 yılda 100 milyar dolardan fazla yatırıma ihtiyaç var. Akkuyu’nun dört ünitesine ek olarak en az 12 ünitelik üç büyük santral daha kurulacak. Sektör temsilcileri, SMR teknolojisinin elektrik arz güvenliği, sanayiye kesintisiz ısı sağlama, ihracat ve diplomasi alanlarında stratejik katkılar sunacağını belirterek “Yatırıma hazırız” mesajı veriyor.
YATIRIMCI İÇİN AVANTAJ
Önümüzdeki dönemde Meclis gündemine taşınacak kanun teklifiyle SMR yatırımlarına yönelik teşvik mekanizmasının devreye alınması bekleniyor. Düzenleme, hem yerli hem yabancı yatırımcıların önünü açacak. SMR’lerin yatırımcılar açısından avantajlarına dikkat çeken sektör temsilcileri, finansman kolaylığı, saha esnekliği, elektrik dışı kullanım potansiyeli, fabrikada üretilebilirlik, modüler kurulum ve seri üretim imkanlarının, Türkiye’yi bu alanda güçlü bir oyuncu haline getireceğini ifade ediyor.
AKKUYU DENEYİMİ ÖNEMLİ
Türkiye’nin ilk nükleer santrali Akkuyu’nun, sanayicilere nükleer alanda ciddi bir deneyim kazandırdığını vurgulayan sektör temsilcileri, “Akkuyu sahasında yer alan Türk firmalarının büyük çoğunluğu Nükleer Sanayi Kümelenmesi (NÜKSAK) üyesi. 75 üyesi bulunan NÜKSAK, yerli sanayiyi küresel tedarik zincirine entegre etmeyi amaçlıyor. Türk firmaları, nükleer ekipman üretiminde edindiği bilgi birikimi sayesinde yalnızca Türkiye’ye değil, dünyaya da tedarik sağlayabilecek kapasiteye ulaşacak” ifadelerini kullandı. Sektör temsilcileri, SMR’lerin yalnızca enerji değil, sanayi, ihracat ve diplomasi açısından da Türkiye’ye stratejik katkılar sunacağına dikkat çekerek “Bu teknolojiyle Türkiye, nükleer enerjide bölgesel merkez haline gelecektir” değerlendirmesinde bulundu.