TSK’daki kripto FETÖ üyelerinin deşifre olmasına yönelik İstanbul Cumhuriyet Savcısı Can Tuncay tarafından yürütülen ‘Ankesörlü telefon soruşturması’ kapsamında 9 sayfalık bir rapor hazırlandı. Rapor, soruşturmayı yürüten Savcı Tuncay tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunuldu.
Raporda, 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde TSK içerisindeki mahrem ‘öğretmen-abi’ tabir edilen örgüt üyelerinin bazı FETÖ üyesi askerlerle ‘ankesörlü’ telefon üzerinden görüştüğü, darbe girişimi için iletişime geçilme yöntemlerinden birisinin de bu olduğu vurgulandı. Raporda söz konusu tespitle ilgili bazı itirafçı şüphelilerin ifadesi yer aldı.
‘SİLİVRİ CEZAEVİ’NDE GÖREVE BAŞLADIM’
İtiraf niteliğinde olan ifadelerden bir tanesinin sahibi darbe girişimi sırasında İstanbul Jandarma Tedarik Merkez Komutanlığı’nda görevli Y.C oldu. Y.C ifadesinde şunları anlattı: “2013 yılında İstanbul’a tayin oldum. İstanbul Silivri Cezaevinde göreve başladım. Burada düşünceme göre ‘Selim’ kod isimli şahsın irtibatımı kendisine vermesi nedeniyle ‘Serkan’ kod isimli birisi bana ulaştı. Kendisi ile genellikle Büyükçekmece sahilinde görüşüyorduk.
‘BANA ANKESÖRLÜ TELEFONLA ULAŞTI’
15 Temmuz’dan 2 gün öncesine kadar kimse bana ulaşmadı. Bu tarihte ismini hatırlamadığım daha önce konuşmadığım ve görüşmediğim birisi beni 0216’lı bir numaradan aradı. Sultanbeyli Merkez’e gelmemi söyledi. Kendisinin konuşma tarzından bu kişilerden birisi olduğunu anladım. Plato AVM’nin bulunduğu yerde kendisi ile buluştuk. Burada bana, ‘Yarın seni birisi arayacak senden istediği şeyi yap’ dedi. Ben ‘neden’ diye sorunca sebebini bilmediğini aktardı. Aynı şahıs 14 Temmuz’da beni yine 0216’lı bir numaradan aradı. Sultanbeyli’ne gelmemi söyledi. Arabasına binerek Sarıyer’de bilmediğim bir yere gittik.”
‘ANKESÖRDEN ARADI VE BULUŞTUK’
İtirafçı olarak raporda yer verilen isimlerden bir tanesi de Astsubay A.Z oldu. Darbe girişiminden 1 gün önce mahrem abisinin kendisini sabit bir hattan aradığını aktaran A.Z, ‘Bana acilen Üsküdar’a gelmemi söyledi. Mahrem abimin yanındaki şahıs bana Cuma günü çok önemli bir olay olacak dedi ve mahrem abimle beraber bir adrese gitmemi orada bu meseleyi anlatacağını söyledi. Aklıma hiç darbe gelmedi.