Tarihinin en kötü dönemini Rahip Brunson, Zarrab davası ve Halk Bank olayı ile test eden Türkiye ve ABD’nin don dönemlerde yüksek diyaloglu işbirliğinin ardından sürecin daha da yumuşadığı kabul ediliyor. İki ülke arasında yeniden karşılıklı olumlu adımların atıldığı bir dönemden geçiliyor gibi görünse de uzmanlara göre ABD’nin bölgede attığı adımların hemen hepsi Türkiye’nin aleyhinde.
Son olarak Ukrayna-Rusya krizinde takındığı tavırla Karadeniz’in ısınmasına neden olan ABD’nin, bu krizi fırsata çevirerek, Karadeniz’deki Türkiye ile Rusya egemenliğini hafifletmek ve bölgede askeri açıdan kendisini de var etmek üzerine bir strateji izlediği belirtiliyor.
Terör örgütüne kalkan oldu
Doğu Akdeniz’de taraflarını ilk kez bu kadar net belli ettiler
Türkiye ve Etki Alanındaki Bölgeler Savunma Analisti Turan Oğuz, ABD’nin bu adımlarının yanı sıra Kasım ayının sonundaki bir ziyaretin de kamuoyunda iyi anlaşılması gerektiğine dikkati çekti.
ABD’nin Kıbrıs Büyükelçisi Kathleen Doherty ve Exxon Şirketinin Başkan vekili Tristan Aspray’ın, geçtiğimiz günlerde Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesindeki parselde sondaj çalışmalarına başlayan “Stena Icemax” sondaj gemisini ziyaret ettikleri bilgisini veren Oğuz, şöyle devam etti:
Daha önce ABD, Doğu Akdeniz için pozisyonunu bu kadar net belli etmiyordu. Artık açıktan oynuyor onlar da. Söz konusu sondaj gemisi Türkiye’nin karasularında değil ama Kıbrıs’ın ihtilaflı alanlarında. Türkiye, Ada’da garantör ülke olduğu için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını korumakla mükellef. Söz konusu 10. parsel de KKTC ve GKRY arasında gri bir alan. ABD, sıkıntılı bir alan için tarafını seçti."
"ABD ahtapot gibi çevremizi sarıp nefessiz bırakmaya çalışıyor"