Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, çeşitli programlara katılmak üzere geldiği Ordu'da Valilik, Adliye, Baro ve Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti. Yetkililerden bilgi alan Bakan Tunç, ardından AK Parti İl Başkanlığı'nda düzenlenen 'Şehir Buluşmaları' toplantısına katıldı. Partililere hitap eden Bakan Tunç, yeni dönemde eğitimde, sağlıkta, sosyal boyutta, kültürde daha güçlü olabilmek için bütün politikaları uygulamaya koyma gayretinde olacaklarını ve Türkiye'yi 21 yıldan beri getirilen noktadan daha ileriye taşımayı hedeflediklerini söyledi.
'Başörtüsüne anayasal güvenceyi sağlayacağız'
Bakan Tunç, başörtüsüne anayasal güvence sağlayacaklarını ve ailenin korunmasında hassas olduklarını ifade ederek, "Muhalefetin içerisinde bulunduğu durumu görüyorsunuz. İçlerindeki kavgayı görüyorsunuz. Eğer hem dış politikada hem diğer alanlarda muhalefetin söylediklerini yapsaydık, Mecliste itiraz ettikleri kanunlardan geri dursaydık, bu başarıyı sağlayabilir miydik? En son Meclis kapanmadan önce ne dedik; iki anayasa değişikliği maddesi. Birisi başörtüsüne anayasal güvence ki; 2008 yılından bu yana serbestlik ortamı var. Üniversitelerimizde, memurlarımız, kamu görevlilerimiz artık özgürce istedikleri gibi giyinebiliyor. Bir problem yokken bir kanun düzenlemesiyle ortaya bir ana muhalefet lideri çıktı. O da yarım yamalak kanun teklifi. Birilerine serbest bırakırken, diğerlerine yasak uygulayan, üniversiteye serbest bırakırken diğerine yasaklayan böyle bir kanun teklifiyle ortaya çıktığında dedik ki; sizin bu kanun teklifiniz yeni bir yasak getiriyor. O zaman anayasa değişikliği yapmamız lazım. Madem aklınızda bu eksik kanun teklifiyle yeni bir yasak getirme gibi düşünce var, o zaman biz 'Başörtüsüne anayasal güvence getirelim' dedik. 'Bu da yetmez' dedi Sayın Cumhurbaşkanımız, 'Sadece başörtüsüne anayasal güvence değil, aileyi koruyan bir düzenlemeyi de anayasaya koymamız lazım' dedi ve Ailenin Korunması 41'inci maddede 'Evlilik birliği yalnızca kadın ile erkekten oluşur, evlenmesi ile kurulur' cümlesini anayasa değişikliği olarak Meclise getirdik. Her iki maddeye de komisyonda da karşı çıktılar, sonrasında genel kurulda tabi ki nitelikli çoğunluk gerektiği için gündeme getiremedik. Ardından deprem felaketiyle karşı karşıya kaldık ve bu döneme kaldı. İnşallah 28'inci dönem parlamentosunda yeni oluşan Meclisimiz bu iki değişikliği hemen gündeme alacak. Başörtüsüne anayasal güvenceyi sağlayacağız ve ailenin korunması noktasında da hassasız. Aileyi sapkın akımlardan koruyacak bir düzenlemeyi gerek anayasamızda, gerek diğer kanunlarımızda eksiklikleri inşallah hep beraber ortadan kaldıracağız" diye konuştu.
'Anayasa hazırlığı sürecimiz devam ediyor'
Anayasa değişikliği sürecine de değinen Bakan Tunç, şunları söyledi:
"Bu iki madde değişikliği yeter mi? Yetmez. Artık 'Türkiye Yüzyılı'ndayız. Artık bu yüzyıl diyoruz ki; 'Türkiye'nin Yüzyılı' olsun, dünyada 'Türkiye Yüzyılı' olsun, dünyaya Türkiye’nin damgasını vuralım. Cumhuriyetimizin 100 yılını geride bıraktık. Son 21 yılda icraatlarla, demokrasi hamleleriyle, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesiyle taçlandırdık. Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırdık. Şimdi Türkiye Yüzyılı devri ve inşallah Türkiye Yüzyılı'na da yeni bir anayasa yakışır. Yeni anayasayı da tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisi yapacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bütün siyasi partilerin, bu konuda sorumlu olması lazım. Elbette ki bizim anayasa hazırlığı sürecimiz devam ediyor. Bu anlamda milletimizin huzuruna, milletimizin takdirine bir anayasa metni çıkaracağız. Ondan sonra da inşallah meclisimizin takdirine sunacak ve Cumhur İttifakı ile birlikte, diğer partilerin de destekleriyle inşallah bir uzlaşma zemini olursa bundan çok mutlu oluruz."
'82 Anayasasını darbeciler yaptı'
Anayasada son yıllarda önemli değişikler yapıldığını kaydeden Tunç, "Anayasamız bir darbe anayasası. 82 Anayasası'nı darbeciler yaptı. Darbecilerin tayin ettiği bir göstermelik bir meclis onayladı. Tayin ettikleri anayasa hukukçuları yazdılar, o yazdıklarını da beğenmediler, değiştirerek oyladılar. Milletin seçtiklerinin kabul ettiği bir anayasa değil. Tabi milletimiz de bir an önce demokratik siyasi hayata geçebilmek için referandumda evet diyerek demokrasinin yolunu açmak istedi ve açtı. Anayasamızda özellikle son yıllarda hem 2010 değişikliğinde hem 2017 değişikliğinde önemli değişiklikler yaptık. Anayasamızı vesayetçi anlayıştan uzaklaştırmak, vesayetçi ruhu ortadan kaldırmak için önemli değişikliklerdi bunlar. Anayasamızda kadın hakları yoktu, onu getirdik. Çocuk hakları yoktu, onu getirdik. Anayasamızda bu değişiklikleri yaptık. Bireysel başvuru hakkı, Anayasa Mahkemesi'nin yapısını demokratik hale getirdik. Yine Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun yapısını daha demokratik hale getirdik. Yargı birliğini sağladık. Eskiden asgari yargı vardı, bir de sivil yargı vardı. Askerler sivil yargıda yargılanamazdı. Böyle bir ayrım vardı. Anayasamızda sıkıyönetim diye madde vardı. Sıkıyönetimi kaldırdık. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı, kaldırdık. Kişisel verilerin korunması gibi çok sayıda reform gerçekleştirdik. Temel kanunlarımızın tamamını değiştirdik" ifadelerinde bulundu.
'Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, en büyük reformlardandır'
Bakan Tunç, şöyle devam etti:
"Parlamenter sistemin o krizler üreten, koalisyonların yol açtığı ekonomik krizler, siyasi krizler ve tüm bunların yol açtığı vesayetçi anlayış, darbeci anlayışı tarihe gömen bir yönetim anlayışını hep beraber milletimizin desteğiyle başardık ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, anayasada gerçekleştirdiğimiz en büyük reformlardandır. Tabi tüm bu değişiklikler anayasamızdaki o darbeci ruhu ortadan kaldırabildi mi? Maalesef kaldıramadı. Sadece yapanlar açısından bile, darbecilerin yapmış olması bile, tek başına anayasanın değiştirilmesinin gerektirdiği bir zorunluluktur. Bunu inşallah yeni dönemde başarmak zorundayız. Bunu yeni dönemin, 28'inci dönemin parlamentosunda yer alan partilerimizin ve milletvekillerimizin millete olan borcudur. İnşallah bu borcu ödemek için Cumhur İttifakı olarak biz öncülük edeceğiz ve bunu da başaracağız."