Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 100. Yıl Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Karabük Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi'ne katılan Tunç, çıkışta basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.
"Yenidoğan çetesi" soruşturmasına ilişkin soru üzerine Tunç, bir vatandaşın 27 Mart 2023 tarihinde CİMER'e ihbarıyla başlayan bir süreç olduğunu anlattı.
Tunç, İstanbul'daki bazı özel hastanelerde, yenidoğan bakım ünitelerinin işletilmesinde maddi çıkar sağlandığı ve ihmal sonucu bebeklerin ölümüne neden olunduğu iddialarına ilişkin gelen ihbarlar neticesinde soruşturma başlatıldığını vurguladı.
Sağlık Bakanlığının, bu ihbarları İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne ilettiğini bildiren Tunç, bunun üzerine İl Sağlık Müdürlüğünün gecikmeksizin hem idari soruşturma başlattığını hem de adli soruşturma için Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu kaydetti.
Tunç, kolluk güçlerinin birtakım araştırmalar yapmasının ardından soruşturmanın derinleştirildiğini, bu süreç içerisinde delillerin toplandığını belirtti.
Delillerin toplanma sürecinde, savcılığın İl Sağlık Müdürlüğü ile irtibatlı olduğunu aktaran Tunç, "Soruşturma gizli ama bebeklerle ilgili bir risk ortaya çıktığında da bu hemen ilgili Sağlık Müdürlüğüne bildirilerek onların korunması, onların hayata tutunmasıyla ilgili olarak da titiz davranıldı." dedi.
"Hiç kimse yargı mensuplarını bu şekilde tehdit edemez ve korkutamaz"
Tunç, yaklaşık 1 yıllık bir araştırma ve soruşturmanın neticesiyle 26 Nisan 2024 tarihinde 47 kişinin gözaltına alındığını hatırlatarak, "Bunların 4'ü doktor, 18'i hemşire. 112 personelleri de var içerisinde, hasta görevlileri, hastane görevlileri de var. 47 gözaltı, 22 kişi tutuklanmıştı. 11'i doktor olmak üzere, 25 kişi hakkında da adli kontrol kararı verildi." ifadelerini kullandı.
O günden bu yana iddianameyle ilgili hazırlıkların devam ettiğini kaydeden Tunç, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü süreçte hazırlanan iddianamenin, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesine sunulduğunu dile getirdi.
Tunç, soruşturmayı yürüten savcıya yönelik bir tehdit durumunun yaşandığına işaret ederek, "Onunla ilgili de ayrıca soruşturma açıldı. Hiç kimse yargı mensuplarını bu şekilde tehdit edemez ve korkutamaz. Yargı mensuplarımız yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı çerçevesi içerisinde görevlerini yaparlar. Görevlerini ifa ederken, hiçbir kimseden çekinmezler. O nedenle özellikle yargı görevini etkilemeye yönelik ve soruşturmayı yürüten savcıya tehdide yönelik kişiler hakkında da soruşturma açıldı. O soruşturma da bir yandan devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu konudaki kararlılığımızdan kesinlikle zerre kadar taviz vermeyiz"
Mahkemenin, şu anda iddianameyi değerlendirme aşamasında olduğunu vurgulayan Tunç, "Ama şu anda bekleyeceğiz. İddiaların neler olduğu, suç kayıtlarının neler olduğu ve delillerin neler olduğunu, mahkeme iddianameyi kabul ettikten sonra görebileceğiz. Şunu ifade etmek istiyorum, özellikle ben bir baba olarak ifade etmek istiyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman gerek kamu hastanelerinde gerek özel hastanelerde bebeklerin ölümüne müsaade etmez. Bu anlamdaki kararlılığımızı sürdürmeye devam ederiz. Başından beri bunu devam ettirdik, bundan sonra da edeceğiz." şeklinde konuştu.
Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve kendisini kabul ettiğine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ve orada da bu soruşturmanın titizlikle devam etmesini, varsa sorumlular bu konuda, bebeklerin ölümüne yol açan bir durum söz konusuysa gerek idari gerek adli ne gerekiyorsa yapılması konusundaki kesin kararlığını da ifade etti. Bu kişilerin yargı huzurunda hesap vermelerini istedi. Bu anlamda da zaten süreç devam ediyor. Önümüzdeki günlerde Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinin, bu konudaki iddianameyi değerlendirme hususunu hep beraber takip edeceğiz. Ve iddianame kabul edildikten sonra da gizlilik ortadan kalkacak ve kamuoyu bu iddialarla ilgili olarak suçlamaları ve suçlanan kişileri de görmüş olacak. Temennimiz, bu sürecin hızlı bir şekilde sonuçlanması ve yargı sürecinde de varsa sorumluların hesap vermesi. Bu konudaki kararlılığımızdan kesinlikle zerre kadar taviz vermeyiz."
Kılıçdaroğlu'na tepki
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun söylediği sözler kabul edilemez, çirkin ve hakaret içeren sözler. Ana muhalefet genel başkanlığı yapmış kişiye yakışan sözler değil. Siyasetin temiz bir dille yapılması lazım. Partisinden dolayı gündemde kalmak için Cumhurbaşkanımıza hakaret ediyorsunuz ama bunlar suçtur. Kimsenin kanunlar karşısında bir ayrıcalığı yok. Sayın Cumhurbaşkanımıza yapılan bu hakaretleri kabul etmemiz mümkün değil. Çirkin sözleri sarf edenler millet nezdinde kaybetmeye devam ederler.
Narin soruşturması
Narin evladımızla ilgili iddianame yazım sürecinde. Bu hafta içerisinde iddianame mahkemeye sunulur. HTS kayıtlarından kamera görüntülerine varıncaya kadar kapsamlı bir delil toplaması yapıldı. Narin'e kıyanlar, yargı önünde hesap vereceklerdir."