27 Mayıs darbesine zemin oluşturmak için tertiplenen olaylar sadece üniversitelerle sınırlı değildi. Yurt genelinde tansiyon, CHP’nin içinde olduğu olaylarla basamak basamak yükseltildi. Yurdun değişik bölgelerinde çıkan basit adli vakalar bile Ankara’ya taşındı, içinden çıkılamaz bir kaosa dönüştürüldü. Tokat (Zile), Adana, Gaziantep, İzmir gibi birçok ilde gerilim yaşandı ancak Uşak, Tokat (Zile) ve Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesindeki olaylar günlerce ülke gündemini işgal etti.
ANKARA’DAN GETİRİLEN GENÇLER SALDIRDI
Takvimler 29 Nisan 1959’u gösterirken İsmet İnönü “Büyük Taarruz” olarak nitelediği bir gezi başlattı. Beraberinde 48 milletvekili, CHP yandaşı gazeteciler ve partililer vardı, ilk durak Uşak olacaktı. Ancak ziyaretten 1 gün önce Uşak’ın Eşme ilçesinde provokatif bir saldırı yaşandı. Eşme DP İlçe Başkanı Nevzat Alpay, bir Halk Partili tarafından demirle öldüresiye dövüldü. Alpay 15 gün iş göremez raporu alırken yerel gazetelerde saldırganın CHP’liler tarafından Ankara’dan getirilen gençler olduğu yazıldı. Kısa sürede kulaktan kulağa yayılan bu olay, şehri patlama noktasına getirdi.İnönü’yü taşıyan tren işte bu havada 30 Nisan’da Uşak tren garında durdu.
KİM BU SARHOŞLAR?
Kendisini karşılayanlarla birlikte şehir merkezine ilerlerken araca Demokrat Partili olduğu iddia edilen bir kişi tarafından bardak fırlatıldı. İnönü’nün gergin başlayan programı gergin devam etse de ciddi bir şiddet olayı yaşanmadı. Ancak 1 Mayıs’ta gerilim şiddete dönüştü. Yine trenle Uşak’tan ayrılmaya hazırlanan İnönü’nün yolu kalabalık bir grup tarafından kesildi. İnönü, bizzat kendisi kalabalığı yararak trene yönelirken gruptakilerden bazıları diğer partili ve gazetecilere fiziki müdahalede bulundu. Olayı takip eden gazeteciler anılarını yazdıkları kitaplarında bu saldırganların zil zurna sarhoş olduğunu aktardı.
VATANDAŞLARI EL İŞARETİYLE TAHRİK ETTİ
İnönü hiçbir fiziki müdahaleye uğramadan trene bindikten sonra kıyamet koptu. Bir anda hareketlenen kalabalıklar treni taş yağmuruna tuttu. Açık olan camdan içeri giren taşlardan birisi de Milli Şef’in başına isabet etti. Küçük bir yara alan İnönü, trende tedavi edildi. Ancak insanlar bir anda neden öfkelenmiş ve treni taş yağmuruna tutmuştu? İnönü’nün programını takip eden Gazeteci Güngör Yerdeş, “Başkentte Önemli Olaylar ve Yazamadıklarım” adlı hatıratında bu soruya şöyle cevap veriyor: "Aman Ya Rabbi, ne için bu çılgınlık... Bu işareti, terk etmekte olduğumuz perondaki Demokratlara yapıyor. CHP’liler ise, uzaklaşan treni alkışlayarak Paşalarına bağlılıklarını göstermekteler. Ama bizim arkadaşımızın maksadı ne? Bizimki ne için yapıyor bunu? Ve işte bundan sonra başlıyor taşlama... Bir yağmur gibi, dolu yağar gibi... Vagondaki açık pencerelerden içeriye taş doluyor. Çat-çutpat!. Koridorlara çömelip yerlere uzanarak başlarımızı korumaya çalışıyoruz. İşte bu sırada taşlardan biri Paşanın açık kompartıman kapısından
girerek kafasına isabet ediyor.”
CHP ve MAH organize etti
ZİLE OLAYLARI: Bir yalan haberle Türkiye karıştı
YAZIK GÜNAH DEĞİL Mİ?
Sarhoş kavgasından rejim tartışmasına!
Darbeye zemin oluşturan olaylardan biri de 16 Şubat 1960’ta Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesinde yaşandı. Ankara’ya kadar taşınan olaylar, aslında kahveciler arasındaki bir anlaşmazlıktan patlak verdi. Araştırmacı Mehmet Metin’in Başbakanlık Arşivleri ve adli tutanaklara dayanarak yazdıklarına göre, Yeşilhisar CHP ilçe binasında kahvecilik yapan bir vatandaşın parti binası dışındaki esnaflara kahve satması üzerine diğer kahveciler Belediye Başkanına şikâyette bulundu. Belediye yetkilileri tarafından parti kahvecisi uyarılmasına rağmen dışarıya satış devam edince belediye zabıta memuru CHP ilçe binasına giderek kahveciye 30 lira ceza kesti. Ancak CHP İlçe Başkanı Mustafa Ünal’ın ricası ile bu ceza kaldırıldı. Ama olay orada kapanmadı.
“İNÖNÜ’NÜN DEDİĞİ GÜNLER GELDİ”
CHP’li Ünal 17 Şubat günü DP’li Belediye Başkan Vekili Salih Kürkçü şehir kulübüne gitti. Birlikte otururken kahveye kesilen cezayı gündeme getiren Ünal, Kürkçü ile tartıştı. Münakaşa araya girenlerin dinmesi ile bitse de CHP’li Ünal evine gidip tabanca alarak yeniden kulübe dönüyor ve “İnönü’nün dediği günler geldi” diyerek ateş açtı Kürkçü’yü yaraladı. Bundan sonra olaylar patlak verdi. Bu olayın ardından tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan CHP’li bir vatandaşın 24 Şubat 1960 günü “hapiste işkence gördüğünü” iddia etmesi üzerine halk, sloganlar atarak resmi binaları taşladı.
CHP BASINI YALANLARLA ATEŞE BENZİN DÖKTÜ
CHP’ye yakın basın yayın organları kavganın İlçedeki Tarım Kredi Kooperatifi seçimleri dolayısıyla çıktığını yazdı, haberlerde “CHP’li adaya karşı seçimi kaybeden DP’liler taşkınlık yaptı” gibi ifadeler kullanıldı. Ama arşiv belgeleri iddianın yalan olduğu, seçimde Demokrat Partililerin seçime hiç katılmadığı ortaya çıktı. Dönemin DP Kayseri Milletvekili Kamil Gündeş ise TBMM’deki konuşmasında aslında Ünal ve Kürkçü’nün kavga öncesinde meyhanede birlikte içki içtiğini olayların daha sonra çıktığını aktarıyor… Yani kavganın aslında bir sarhoş kavgası olduğunu ortaya koyuyor. İşte bu sarhoş kavgası rejim tartışmasına dönüştürülüp Ankara’ya taşınıyor, sıkıyönetim ilanı bile gündeme geliyor. Meclis’te sert tartışmalar yaşanıyor.
İDAMA DA GEREKÇE OLDU!
İnönü bu gerilimi de fırsata çevirmek için 3 Nisan 1960’ta harekete geçerek Yeşilhisar’a gideceğini açıkladı. Yaşanan gerginliklerin daha da büyüyeceği gerekçesiyle İnönü’nün Kayseri’ye gelmesine engel olunmaya çalışıldı. Uyarılara rağmen Yeşilhisar’a gitmekte kararlı olan İnönü’nün treni, Kayseri’ye 49 kilometre kala askerler tarafından durduruldu. Yaklaşık 3 saat boyunca Himmetdede İstasyonu’nda bekletilen İnönü, Kayseri’ye dönerek 4 Nisan’da kara yoluyla Yeşilhisar’a gitmek istedi ancak askeri birliklerce ilçeye girişine izin verilmedi ve Ürgüp üzerinden Ankara’ya döndü. İşte bu sarhoş kavgasıyla başlayan ve tarihe Yeşilhisar olayları olarak geçen bu vaka, hem darbenin hem de Menderes’in idamının gerekçelerinden birisi oldu.