Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İtalya ziyareti dönüşü uçakta aralarında Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül'ün de bulunduğu gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı.
Gündemde, eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili bir otel görüntüsünde yer alan bavullar ve güvenlik kameralarının bantlanması olayı vardı.
"Bizim kitabımızda yazmaz"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 'jammer' ve kamera bantlamalarının devlet protokollerinde yaygın olduğunu öne sürmesine cevap veren Erdoğan "Benim kendi çalışma ofisimde, kendi odamda hangi aletler var, bunun hesabını herhalde Özgür Özel'e verecek değilim. Kalkıp da kameraları bantlamak, onlarla uğraşmak, bu tür davranışlar bizim kitabımızda yazmaz" dedi.
"Paniklemiş vaziyetteler"
Mevcut CHP yönetiminin siyaseti 'enfekte ettiğini' söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şeklinde konuştu.
İşte röportajın ilgili kısmı;
SORU: İmamoğlu davasında bir görüntü var. 3-5 gündür Türkiye'nin tartıştığı bir görüntü bu. Bir otel girişinde iki bavul taşınıyor ve kameralar bantlanıyor. Bavulların içinde de sinyal kesici jammer olduğu söyleniyor. Bu tabii tuhaf karşılandı. İnsanlar bunun ne olduğunu sorduğunda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel de bunun çok doğal bir şey olduğunu, kendisinin gittiği her toplantıda güvenlik kameralarının otellerde falan bantlandığını, bakanların, hatta sizin gittiğiniz toplantılarda, salonlarda bantla güvenlik kameralarının kapatıldığını söylediler. Bütün devlet yetkililerinin toplantılarında jammer kullanıldığını, sinyal kesici kullanıldığını dolayısıyla İstanbul'un belediye başkanının da hem bantlama yapmasının, hem de jammer kullanmasının çok doğal olduğunu söyledi. Sizin bazen gidiyorsunuz salon toplantılarına bantlama yaptırıyor musunuz? Bavullarla jammer taşıyor musunuz, taşıtıyor musunuz? Bakanlarımız bantlama yapıyor mu, yaptırıyor mu? Jammer taşıyorlar mı?
SORU: CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB'deki yolsuzluk iddialarını perdelemek ve manipüle etmek için ne yazık ki, illegal örgütlerle bile iş birliği yapmaktan, ticaret kanununu ihlal başta olmak üzere yasal anlamda suç sayılabilecek fiillere teşebbüsten imtina etmiyor. İç güvenliği, hatta milli güvenliği tehdit eden bu tehlikeli gidişi, nasıl değerlendiriyorsunuz?