Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki günlerde Meclis'e sunacakları Anayasa değişikliği teklifine ilişkin, "Bu değişiklik önerisiyle bir yandan başörtüsüne anayasal güvence kazandırırken, diğer taraftan da sapkın akımlar tarafından giderek daha fazla tehdit edilen aile müessesini korumayı hedefliyoruz" dedi.
İlçe müftüleri kongresinin hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, kongrenin temasını, Diyanet İşleri Başkanlığının gelecek perspektifinin, hizmetlerinin, hedeflerinin ve stratejilerinin oluşturduğunu söyledi.
Kongreye katılanların, ailenin korunmasından eğitim politikalarına, dünyadaki yeni gelişmelerin ışığında din hizmetlerine kadar pek çok konuyu ele alacaklarını belirten Erdoğan, yapılacak değerlendirmelerin, paylaşılacak tecrübelerin ve çalıştaylar vesilesiyle oluşacak ortak birikimin, din hizmetleri ve irşat faaliyetlerinde rehberlik edeceğini dile getirdi.
Türkiye'nin dört bir ucunda aşkla görev yapan müftülere başarılar dileyen Erdoğan, "Rabb'im emeklerinizi zayi etmesin, çalışmalarınızı bereketlendirsin. Bu vesileyle ömrünü din-i mubini İslam'ın öğrenilmesi, öğretilmesi ve hakkıyla yaşanmasına adayan müftülerimizden ebediyete irtihal edenleri rahmetle yad ediyorum. Rabb'im o güzel insanlardan razı olsun, hepsini cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın. Rabb'im bizleri de Kur'an-ı Kerim'in aydınlığından, rehberimiz sevgilimiz, önderimiz Hz. Muhammed'in kutlu yolundan ayırmasın" diye konuştu.
"Zahmetli ama bir o kadar da şerefli bir vazifeyi ifa ediyorsunuz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın camilerde din hizmeti ifa eden hocaları, 'hademe-i hayrat' yani 'hayra hizmet edenler' olarak adlandırdığını anımsattı.
"İnsanlık manevi bakımdan zemin ve irtifa kaybediyor"
Erdoğan, materyalizmin tüm insanlığı esir aldığı modern çağda hocalar başta olmak üzere tüm ilim ve hikmet erbabının sorumluluğunun arttığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın içinde bulunduğu zor sürecin İslam'ın güven, adalet merhamet, liyakat, mesuliyet gibi hayat veren ilkelerinin önemini ortaya koyduğunu belirtti.
İnsanlığın maddi alanda kavuştuğu onca imkana rağmen manevi bakımdan giderek daha fazla zemin ve irtifa kaybettiğine dikkati çeken Erdoğan, materyalist ideolojilerin insanların sorunlarına çözüm üretemediği gibi kişiyi, ahlaki, psikolojik ve sosyal açılardan felakete sürüklediğini vurguladı.
Bu durumun işaretlerine pek çok alanda şahit olduklarını, maddi refah olarak ilk sıralarda yer alan kimi Batılı ülkelerin uyuşturucu kullanımının, alkolün, kadına şiddetin, intihar vakalarının da en yaygın görüldüğü yerler arasında olduğunu söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Öyle ki bu ülkelerin bazıları, uyuşturucu meselesini çözemedikleri için farklı bahaneler altında uyuşturucuyu serbest bırakma yoluna gitmişlerdir. Aynı durum, tüm kötülüklerin anası olan alkollü içkiler için de geçerlidir. Kadına yönelik şiddet ile çocuklara karşı suçlar bu ülkelerin sicilinin belki de en kötü olduğu başlıklardır. Yine bu ülkelerde insanlığın taşıyıcı sütunu olan aile kurumu anlamını yitirmekte, toplum birkaç marjinalin adeta oyuncağı haline dönüşmektedir. Kadın erkek arasındaki meşruiyete dayalı birliktelik hor, hakir görülürken, sapıklık, ahlaksızlık ve çarpık ilişkiler bilinçli şekilde özendirilmektedir."
Anayasa değişikliği teklifi
İnsanı diğer varlıklardan ayıran ne kadar haslet ne kadar değer varsa küresel odakların da desteğiyle yok edilmeye çalışıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hayret eşiğimizi her gün biraz daha yukarı taşıyan, envaiçeşit skandal, materyalist zihniyetin toplum bünyesinde açtığı yaraları gösteriyor. Batı'ya karşı ezik, kendi değerlerine ve milletine karşı ise aynı derecede küstah, içimizdeki mankurtlar kabul etmese de gerçekler apaçık ortadadır. Şayet şimdiden harekete geçip vakitlice önlem almazsak Allah korusun ileride daha beter sıkıntıları bizim de yaşamamız kuvvetle muhtemeldir. Önümüzde günlerde Meclisimizin takdirine sunacağımız Anayasa değişikliği teklifini bu yönde atılmış önemli bir adım olarak görüyorum.Bu değişiklik önerisiyle bir yandan başörtüsüne anayasal güvence kazandırırken, diğer taraftan da sapkın akımlar tarafından giderek daha fazla tehdit edilen aile müessesini korumayı hedefliyoruz."
Aile kurumuyla ilgili, Diyanet İşleri Başkanlığının 140 bini aşan personeline büyük iş düştüğünü belirten Erdoğan, sadece camide mihraptan değil, minberden de her cuma aile konusunun işlenmesi gerektiğini söyledi.
"Hiçbir sebep, masum sivilleri katletmenin mazereti olamaz"
Mesuliyet bilincine sahip olduğu için "eşrefi mahlukat" sayılan insanın, tüm varlıklara karşı sorumluluğu bulunduğunu söyleyen Erdoğan, hiçbir müminin "Başkasından bana ne" diyemeyeceğini, dünyadaki zulüm ve kötülüklere kayıtsız kalamayacağını ifade etti.
"Türkiye, Somali halkının yanında olmayı sürdürecektir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali'nin başkenti Mogadişu'da meydana gelen terör saldırısını lanetleyerek, "Somali'de 100'ü aşkın kardeşimizin hayatına mal olan hain terör saldırısının faillerinin ne İslam'la ne Müslümanlıkla ne şeriatla ne de insanlıkla bağı kesinlikle yoktur" dedi.
Saldırıda vefat edenlere Allah'tan rahmet, ailelerine ve Somali halkına başsağlığı dileyen Erdoğan, Türkiye'nin, en zor günlerinde Somali halkının yanında olmayı sürdüreceğini vurguladı.
"4-6 yaş Kur'an kurslarını çok değerli buluyorum"
Diyanet'in özellikle 4-6 yaş Kur'an kurslarını, çocukların İslam inancı ve ahlakıyla erken yaşlarda tanışması bakımından çok değerli bulduğunu dile getiren Erdoğan, "Kimi hadsizler, kimi kendini bilmezler, 'Orta Çağ zihniyeti' diyerek güya aşağılamaya çalışsa da milletimiz bu eğitim yuvalarına adeta gözü gibi bakıyor, bunu böyle bilesiniz. Biz bu hadsizlere bakmayacağız, tam aksine 4-6 yaş grubu bu yavrularımızı en güzel şekilde yetiştirmek suretiyle tarihe nazar edeceğiz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet teşkilatının son dönemde birileri tarafından daha sık hedefe konulduğunu, bunu, yapılan doğru işlerin bir hasılası olarak gördüğünü ifade etti.
Konuşmaların ardından, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Erdoğan'a, Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan ve günümüze ulaşan ilk mushafların incelendiği "Mesahif-i Kadime" eserini takdim etti.