Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan'a doğum günü sürprizi
Doğum günü için hazırlanan videonun gösterilmesinin ardından, kutlama için teşekkür eden Erdoğan, duygularını şu sözlerle ifade etti:
"Rabb'imizden birliğimizi, kardeşliğimizi, mücadele gücümüzü artırmasını diliyorum"
Erdoğan, İslam aleminin ve milletin dün başlayan mübarek üç ayları ile yarın gece idrak edilecek Regaip gecesini tebrik etti.
Bu mübarek ayların ve gelecek günlerde idrak edilecek mübarek gecelerin Müslümanlara ve tüm millete hayırlar getirmesini Allah'tan niyaz eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"En riskli yapılardan başlayıp bu süreci adım adım yürütmek mecburiyetindeyiz"
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, deprem felaketinin kendini sürekli hatırlattığını, son olarak Van'da can kaybıyla sonuçlanan bir deprem daha yaşandığını anımsattı.
Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Erdoğan, bilim insanlarının, yeni depremler beklendiğinin haberlerini verdiğini söyledi. Erdoğan, "Son bir asırda ülkemizde 6 ve daha üzeri büyüklüğe sahip 57 deprem yaşadığımızı ve 80 bin vatandaşımızı yıkıntılar altında kaybettiğimizi düşündüğümüzde, bu ikazlara hak vermemek mümkün değil." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin mevcut yapı stokunun, özellikle AK Parti döneminden önce yapılanların önemli bir bölümünün depreme ve diğer tabii afetlere dayanıksız olduğunu belirten Erdoğan, "Öyle ki birçok şehrimizin neredeyse tamamını yıkıp adeta yeniden yapmak gerekiyor. Türkiye gibi 83 milyon nüfusa, 10 milyon binada 30 milyon bağımsız birime sahip bir ülkede, böylesine köklü bir dönüşümü gerçekleştirmenin kolay olmadığı da ortadadır." diye konuştu.
Erdoğan, yapılan değerlendirmelere göre, ilk etapta dönüştürülmesi gereken konut sayısının 6 milyon 700 bin olduğuna dikkati çekerek, "Başka hiçbir şey yapmayıp tüm yatırımları durdurup, tüm maaş ve destek ödemelerini kesip, kamu kaynaklarının hepsini bu işe aktarsak bile bu dönüşüm yıllarca sürer. Devlet ve millet olarak, el ele vererek, en riskli yapılardan başlayıp bu süreci adım adım yürütmek mecburiyetindeyiz." değerlendirmesini yaptı.
Öncelikle durumları aciliyet arz eden binaların yıkılıp yeniden yapılması için bir seferberlik başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"17 milyar lira kaynak kullandık"
"Kentsel dönüşüm çalışmalarını başlattığımız 2012'den bugüne kadar 1 milyon 350 bin konutu bu kapsama aldık." diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yaklaşık 1 milyon 600 bin lira yardım"
Erdoğan, bugüne kadar 22 milyon vatandaşın oturduğu konutların depreme dayanıklılığının teyit edildiğini, bu sayıyı kısa sürede önce 35 milyona çıkarmak, sonra da nüfusun tamamına teşmil etmek amacında olduklarını bildirdi. Erdoğan, "İnşallah milletimizle birlikte bu meselenin üstesinden gelecek, ülkemizi depreme hazır hale getireceğiz." dedi.
Elazığ-Malatya depreminin ardından AK Parti Meclis Grubu olarak başlattıkları yardım kampanyasında yaklaşık 1 milyon 600 bin lira toplandığı bilgisini veren Erdoğan, grup yönetiminin bu parayı AFAD hesabına aktaracağını dile getirdi. Erdoğan, yardım kampanyasına katılan milletvekillerine ve teşkilat mensuplarına teşekkür etti.
"Bu ülkenin ancak hasmı olabilir"
Erdoğan, Türkiye'nin pek çok sıkıntısı olduğunu ancak CHP zihniyetinin ve onun başındaki zatın hezeyanlarının hala en önemli mesele olmayı sürdürdüğünü söyledi.
"Hayatı kendi ülkesine karşı mücadele etmekle geçmiş bir zatın zırvalarını muhatap almamak için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak milletimize olan saygımız gereği, yalanların ve iftiraların ortada kalmaması için kendimizi gerçekleri ifade etmek zorunda hissediyoruz." diyen Erdoğan, "Açık konuşmak gerekirse, karşımızda hastalıklı bir zihniyet var. Önce adaletten ve yargıya saygıdan bahsedip ardından yargıya, hakimlere, savcılara, adalet kurumlarına her türlü hakareti yapan bir zihniyet, başka nasıl ifade edilebilir, bunu bilmiyorum? Bu ülkede kölelik yoktur ama zihnini ve elindeki imkanları, emperyalistlere gönüllü olarak satmış olan bir kişiyi biliyoruz, onun adı da Bay Kemal'dir. 27 Mayıs ve 12 Eylül darbe yargısını bile yüceltecek kadar alçalabilen bir kişi artık sözün bittiği yere ulaşmış demektir." değerlendirmesinde bulundu.
"Sinek vızıltısı kadar değer taşır"
FETÖ'den PKK'ya kadar tüm terör örgütlerini destekleyen, söylediği her sözde ve yaptığı her davranışta "arkadaşlar" dediği teröristlerin arkalarında duran bir kişinin bu ülkenin ancak hasmı olabileceğini belirten Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar kendi vatandaşına dahi insanca müdahale edebilecek durumda değiller"
Erdoğan, Suriye'de Esed rejiminin Kürtlere pasaport dahi vermediğini hatırlatarak, "Ben de kendisine tavsiyede bulunuyordum, 'Bunlar senin vatandaşın. Niye vermiyorsun?' Ama vermedi. Bay Kemal kalkıyor, bize bu noktada ahkam kesiyor. Sen siyaseti bilmiyorsun, siyasetin cahilisin. Nerede ne oluyor haberin yok. Bunları tanımıyorsun. Bunlar cibilliyet fukarası. Bunlar hiçbir zaman kalkıp da kendi vatandaşına dahi insanca müdahale edebilecek durumda değiller. Bunu yapmadılar." diye konuştu.
Bunu Kürt vatadandaşlara anlattığını aktaran Erdoğan, "Onlar da Suriye'nin kuzeyinde, kuzey doğusundaki Kürt vatandaşlarımla ilgili bu durumları bilmiyorlar mı? Biliyorlar. Ama bildikleri halde hala bunlardaki Erdoğan düşmanlığı ne yazık ki tavan yapmış vaziyette. Terör örgütlerine maalesef destek vermeye devam ediyorlar. " ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Beşşar Esed ile görüşülmesini tavsiye ettiğini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"CHP'nin 15-20 yıllık geçmişini dahi bilmez"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'da Türkiye'nin ne yapmaya çalıştığını anlamamış bir kişinin söylediklerinin deryada damla hükmünde dahi olmadığını belirtti.
Kılıçdaroğlu'nun "Libya'da ne işimiz var?" dediğini anımsatan Erdoğan, "Hani CHP'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'di? Demek ki Gazi Mustafa Kemal'in hayatından da haberin yok. Gazi Mustafa Kemal'in oralarda ne işi vardı, Trablusgarp'ta ne işi vardı, niye oralara gitti? Bizim bir tarihimiz var. Biz tarihimizi inkar eden değil, tarihimize sahip çıkan, tarihimizle geleceğe yürüyen bir siyasi partiyiz." dedi.
Libya'da Türk aşiretleri olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Ama sorun, bilmez. İnanın bu adam, CHP'nin 15-20 yıllık geçmişini dahi bilmez. Uluslararası ilişkilerde dostluğun ve düşmanlığın ancak ülkemizin ve milletimizin çıkarlarıyla ilgili bir kavram olduğunu fark edememiş bir kişinin bu konularda söyledikleri hezeyandan ibarettir. Tank üretmeyi teneke kutu üretmek, uçak üretmeyi kağıttan model yapmak, savunma ve muharebe sistemleri geliştirmeyi beş taş oynamak sanan birisine elbette ne desek boştur." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu anlayışın bayraktarlığını CHP'nin başındaki zat yapıyor"
Bu zihniyetin Türkiye'ye yabancı olmadığını ve bunları tanıdıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:
"Saman konusu zihin dünyasının çapıyla ilgili"
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin saman ithal ettiği eleştirilerine değinen Erdoğan, "Bu zatın dönüp dolaşıp saman konusunu açması zihin dünyasının çapıyla ilgili yeteri kadar fikir vermeye yeterlidir. Daha bu ülkenin saman meselesini anlayamamış bir kişiden bölgesel ve küresel düzeydeki politikalarını kavramasını beklemenin haksızlık olduğunu da kabul ediyorum. Her ne kadar kendisinin anlamayacağını biliyorsak da saman konusunu bu zatın zihin çapına uygun şekilde tekrar izah edelim de hiç değilse mesele onu dinleyenlerin aklında yanlış kalmasın." diye konuştu.
Türkiye'nin 2019 yılında yaklaşık 24 milyon ton saman ürettiğini bildiren Erdoğan, bunun 85 bin tonunu ihraç ederek 14 milyon dolar gelir elde ettiklerini söyledi.
Geçen yıl yapılan saman ve benzeri ürün ithalatının bedelinin ise 1953 ton karşılığı olarak 428 bin dolar olduğunu açıklayan Erdoğan, "İşte olay bu kadar basit. Hem de Bay Kemal'in bile anlayabileceği kadar basit." dedi.
Yılda 20 milyon ton buğday üretildiğini ve 18,5 milyon ton buğday tüketildiğini aktaran Erdoğan, buna rağmen buğday ithal edilmesinin nedenini şöyle açıkladı:
"Böyle bir ittifakın, demokrasilerde yeri yoktur"
Erdoğan, CHP yönetiminin bir amacının da kurduğu kirli ittifakları gizlemek olduğunu ifade ederek, "Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, mızrak çuvala sığmıyor. Herkesin zaten bildiği gerçeklerin birileri tarafından ikrar edilmesinin önüne geçemiyorlar." diye konuştu.
Siyasette ittifakların meşru olduğunu belirten Erdoğan, "Meşru olmayan bu işi gizli saklı yapmak, özellikle de ucu terör örgütlerine çıkacak şekilde yürütmektir. Ellerinde milletin kanı olanlarla yapılan ittifakın adı siyaset değil, ihanettir. Böyle bir ittifakın, dünyanın neresine giderseniz gidin demokrasilerde yeri yoktur." ifadesini kullandı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın CHP'ye ittifak ilişkilerini alenileştirme çağrısı yaptığını hatırlatan Erdoğan, "Bu ne demektir? 'Bugüne kadar gizli yaptık, şimdi artık açıktan açığa yapalım.' Bu partinin bir diğer eş başkanı da daha önce İstanbul'dan Ankara'ya kadar CHP'nin kazandığı belediyelerin hepsinde de katkıları olduğunu ve haklarını istediğini söylemişti. Bugün pek çok CHP belediyesinin yönetim kademelerinde bölücü terör örgütünün güdümündeki parti tarafından tayin edilmiş kişilerin görev yaptığı biliniyor." diye konuştu.
Bu durumdan rahatsız olan kimi CHP'lilerin partilerinden istifa ettiğine dikkati çeken Erdoğan, "Gerçi mutlaka çıkıp bu gerçeği de inkar edeceklerdir ama bu ittifakla kazanılan CHP'li belediyelerin olduğu yerlerdeki halkın tamamı yaşanan çarpık ilişkiyi gayet iyi biliyor." dedi.
CHP'nin başını çektiği ittifak bloğunda, bu kirli ilişkiyi meşrulaştırmak için kullanılan diğer partideki sıkıntıların da giderek arttığını dile getiren Erdoğan, "Terör örgütüyle böyle gizli saklı yol yürürsen, gün gelir senden bunun bedelini isterler. Bu bedel kimi zaman siyasi ihanet kimi zaman kendini inkar kimi zaman da ekonomik rant olur. Milletin CHP'li başkanlara, hizmet umuduyla teslim ettiği belediyeleri teröristlere peşkeş çekerseniz, bunun bedelini hem siyaseten hem hukuken hem de milletin nefretini üzerinize çekerek ödersiniz." ifadesine yer verdi.
"Terör örgütünün siyasi uzantılarıyla ittifak kuranlar için yolun sonu gözüktü"
Erdoğan, Türkiye'nin kahraman askerleri, polisleri, jandarmaları, korucuları dağ başlarında, sınır boylarında, sınır ötesinde teröristle mücadele ettiğini vurguladı. Erdoğan, terör örgütünün siyasi uzantılarıyla ittifak kuranlar için yolun sonunun gözüktüğünü söyledi.
CHP gibi bir partiyi götürüp bölücü terör örgütünün kadrolarına teslim eden zihniyetin, diğer alanlardaki hezeyanlarına da şaşırmamak gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Bu zihniyet elbette Suriye'deki mücadeleye de karşı çıkar, 'Libya'da ne işimiz var.' diye de sorar, devletin tüm kurumlarını ve çalışmalarını da sabote etmeye çalışır. Bize düşen görev, CHP'li belediyelerdeki bu ihanetleri, hırsızlıkları, yolsuzlukları adım adım takip edip milletimizin huzuruna çıkarmaktır." dedi.
AK Parti il ve ilçe teşkilatları ile belediye meclis üyelerinin tamamının, bulundukları yerlerde tüm güçleriyle bunun üzerine gitmesi gerektiğini belirten Erdoğan, "Bu tür davranışlar içine giren belediye başkanlarını, bizimki dahil hangi partiden olursa olsun affetmeyecek, gözünün yaşına bakmayacağız." diye konuştu.
Erdoğan, bölücü terör örgütünün güdümündeki partilerin belediyelerini de ilgili kurumlar aracılığıyla yakından takip ettiklerini, somut tespit yapıldığı anda gereğini yerine getirdiklerini ifade etti.
Türkiye'nin ve milletin imkanlarının ne bireysel olarak istismarına ne de terör örgütlerinin emrine verilmesine asla müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Milletimiz AK Parti'yi, devletin imkanlarını birilerinin tasallutundan kurtarıp kendi hizmetine sunduğu için böylesine sıkı bir şekilde sahipleniyor. Partimizin misyonuna ve halkımızın beklentilerine uygun şekilde, bu görevimizi sonuna kadar yerine getirmekte kararlıyız." ifadelerini kullandı.
"Talebimiz, rejimin gözlem noktalarımızın gerisine çekilmesi"
Suriye'de özellikle İdlib'de ortaya çıkan büyük insani krizi önlemek için sahada aktif müdahale dahil her yolu denediklerini bildiren Erdoğan, "Türkiye, halen topraklarında 3,7 milyon Suriyeliyi misafir ederken, İdlib'den ülkemize şu an itibarıyla görünen o ki asgari 1 milyonu aşkın yeni göç dalgasını sessiz sedasız kabullenmeyecektir." diye konuştu.
"Talebimiz, rejimin saldırılarını bir an önce sona erdirip, Soçi Muhtırası sınırlarına, yani gözlem noktalarımızın gerisine çekilmesidir." diyen Erdoğan, böylece Suriye sınırına doğru harekete geçen kitlelerin yeniden evlerine dönebilmelerini sağlayabileceklerini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz coğrafyanın misafiri değil ev sahibiyiz"
Türkiye'yi köşeye sıkıştırarak istediklerini kabul ettirebileceklerini sananlara, bu coğrafyanın bir özelliğini hatırlatan Erdoğan, "Bu coğrafya, kendini büyük gören nicelerini, daha ne olduğunu bile anlamadan bir anafor gibi savurup yutmuştur. Bu bilinmeli. Biz coğrafyanın misafiri değil ev sahibiyiz. Bunun için İdlib'de en küçük bir geri adım atmayacak, rejimi mutlaka belirlediğimiz sınırların dışına çıkartacak, halkın evlerine dönüşünü sağlayacağız." dedi.
Türkiye'nin bu konuda kararlı olduğunu ve her türlü fedakarlığı göze aldığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Sınırlarımız dışında macera aramıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke olarak "tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" ilkesine bağlı olduklarını dile getirerek "Biliyoruz ki bugün Suriye'yle olan 911 kilometrelik sınırımızın ötesinde verdiğimiz her mücadeleyi, yarın kendi topraklarımızda, bugünkünden 10 kat, 100 kat büyük kayıplarla yürütmek zorunda kalacağız." diye konuştu. Terörle mücadeleyle geçen 35 yılın bunun en büyük delili olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini Suriye ve Libya şehitlerine Allah'tan rahmet, millete başsağlığı dileyerek tamamladı.