28 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yaklaşık 2 milyon 300 bin oy fark yiyen ve girdiği 12'nci seçimden de yenik ayrılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine yöneltilen eleştirileri kulak arkası ederek görevinden istifa etmedi. Parti yönetiminin tamamını görevden alan CHP lideri, yeni Merkez Yürütme Kurulu'nu duyurarak, 'tek adamlığını' sürdürme kararı aldı.
Kılıçdaroğlu'ndan İmamoğlu'na darbe: CHP Genel Başkanlığı kapısını kapattı
Tüm bu sürecin yanında dikkat çeken bir gelişme daha yaşandı. Gazeteci İsmail Saymaz, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasındaki görüşmenin detaylarını anlattı. Saymaz, ikili arasında CHP Genel Kurultayı'nın ne zaman yapılması gerektiğine ilişkin görüş ayrılığının bulunduğunu söyledi. İmamoğlu, Genel Başkan dahil herkesin istifa etmesi gerektiğini söyledi ve seçimden önce Kurultayın hemen yapılması gerektiğini de sözlerine ekledi. Kılıçdaroğlu, 'Oğlum' dediği İmamoğlu'na 'Hayır' yanıtını verdi.
CHP yandaşı Fatih Portakal: İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında sabah kahvaltısı sonrası ipler atılmış
CHP yandaşı sunucu Fatih Portakal, Kılıçdaroğlu'nun İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yaptığı görüşmede, 'baba-oğul' ilişkisinin noktalandığını ve iplerin atıldığını öne sürdü. İmamoğlu'nun Kılıçdaroğlu'na karşı bayrak açabileceğini belirten Portakal, "Kılıçdaroğlu delege yapısını uzun yıllardır konsolide ettiği için kazanması zor ihtimal." diye konuştu.
"İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında sabah kahvaltısı sonrası ipler atılmış artık. Baba-oğul ilişkisi sona erdi. Ekim ayında bir Kurultay bekleniyor. İmamoğlu bayrak açabilir, Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkabilir. Kılıçdaroğlu delege yapısını uzun yıllardır konsolide ettiği için kazanması zor ihtimal. Örgütü eline almış bir genel başkandan söz ediyoruz. Diğer ihtimal İmamoğlu’nun parti kurma çalışması. Bunun hesabının yapıldığı söyleniyor. Diktatörlükle suçlayıp ‘Koltukta oturuyor’ diye suçladığınız kişiyi gönderemiyorsunuz, CHP’nin koltuğunda oturmaya devam ediyorsunuz. İnsanlardan özür bile dilemiyorsunuz. ‘Can Atalay’ın hakkını savunacağım’ diyorsunuz. Siz daha bizim hakkımızı savunamıyorsunuz."