Akademisyen Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin 10 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dünkü duruşmada, cinayetin azmettiricisi olduğu belirtilen eski istihbaratçı Enver Altaylı savunma yaptı. Altaylı, hukuksuz şekilde tutuklu yargılandığını, davaya siyasi malzeme olarak monte edildiğini savundu. Altaylı, iddianame için “Bu, savcının hayal gücünü, hukuka saygı duyanların ise akıl sağlığını test eden bir metin niteliğindedir. İddianameye bakıldığında ne zaman, nerede Levent Göktaş’ı azmettirdiğim anlaşılmıyor. Levent Göktaş ve Aydın Köstem’i nerede, ne zaman, hangi fiilimle azmettirmişim belli değil” dedi.
BİLGİM YOK
Adının bu cinayetle anılmasının ardından yurt dışından gelerek dönemin başsavcı vekiline ifade verdiğini söyleyen Altaylı, “Hangi cani ismi geçtikten sonra gelir de ifade verir? Bu cinayetle ilgili bilgim ve katkım yok. Eğer varsa Allah’ın laneti benim, ailemin ve çocuklarımın, torunlarımın üzerine olsun. Bu çirkin bir iftiradır” ifadesini kullandı. Dosyadaki sanıkların suikast trafiğini içeren HTS kayıtlarının doğruluğuna inanmadığını belirten Altaylı, “Ne Levent Göktaş’la ne Aydın Köstem’le ne de diğer sanıklarla Necip Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili hiçbir görüşme yapmadım. Cinayeti kim ya da kimlerin hangi saikle işlediğine dair de bilgim yok” diye konuştu.
EN FAZLA MERAK EDİLEN O
Altaylı sanık Ali Serhat Ilıcak ve Aydın Köstem’le yakın ilişkisinin bulunduğunu, bu nedenle aralarındaki telefon görüşmesi ve para trafiğinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu söyledi. “En fazla merak edilen hususlardan biri de Mustafa Özcan’la olan irtibatım” diyen Enver Altaylı, şunları kaydetti: “Mustafa Özcan ile çok sayıda telefon irtibatım görülüyor. 2002 Haziran ile 2003 Haziran arasında benim ve Nizamettin Afşar’ın telefonlarından 43 telefon irtibatı görülüyor. Bazıları için bu durum hayatın akışına olağan akışına aykırı olabilir ama bu benim hayatımın olağan akışına uygun. Mustafa Özcan’la sık sık görüşmüş olmam hiç de garipsenecek bir olay değil.”
Demirel tanıştırdı
Altaylı, 2013’ten sonra Mustafa Özcan’la irtibatının koptuğunu ancak o tarihten önce sık sık görüştüklerini anlattı: “Benim kiminle dostluk ilişkisi kurduğum bir terör malzemesi değil. Özcan’la ilişkim saklanacak bir husus değil. Hâlâ da saklamıyorum. Beni Özcan’la tanıştıran Süleyman Demirel’dir. Beni aradı ve ‘Mustafa Özcan diye bir din görevlisi var, seni arayacak, ona yardımcı ol’ dedi. Benim bunlardan, cemaatten hiçbir talebim olmadı. Bankalarından tek kuruş kredi almadım. Benim cemaate yakın televizyonlarda yaptığım tek program yok. Hayatımın hiçbir döneminde Fetullah Gülen’le görüşmedim. ‘Merhaba’ da demedim, selam da vermedim. Hiç yüz yüze görüşmem olmadı.”