Fon vaadiyle aralarında Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera gibi ünlü isimlerin de olduğu çok sayıda kişiyi dolandırdığı iddiasıyla tutuklanan özel bir bankanın şube müdürü Seçil Erzan hakkındaki soruşturma tamamlanmış geçtiğimiz hafta ilk duruşma görülmüştü. İş adamı İsmail İbrahim Çağlar’ın sekreteri soruşturma evresinde tanık olarak dinlendi. İbrahim Çağlar, ifadesinde içinde 2 milyon 910 bin dolar bulunan çantanın işyerinde sekreteri tarafından Seçil Erzan’a verildiğini anlatmıştı. Çağlar, bir çanta dolusu parayı ofise Erzan’ın eski sevgilisi avukat Candaş Gürol’un getirdiğini ifadesinde belirtmemişti.
'Sekreterim 2 milyon 910 doları bir çanta içerisinde şüpheliye teslim etmiştir'
İşinsanı İsmail İbrahim Çağlar ifadesinde Seçil Erzan ile miktar konusunda anlaştıklarını anlatarak, "Sekreterime talimat vereceğimi, kendisinden 2 milyon 910 bin doları gün içinde teslim alabileceğini söyledim. Seçil Erzan, 13.03.2023 tarihinde, ofisimin önüne bir araçla gelmiş ve sekreterim aşağıya inerek 2 milyon 910 bin doları bir çanta içerisinde şüpheliye teslim etmiştir. Sekreterimden aldığım bilgiye göre, üzerinde ince giysiler ve kısa etek bulunan şüphelinin yanında kendisine yardımcı olmak üzere gelen 35 yaşlarında, 1.65 boylarında bir kadın daha varmış. Sekreterim 16.20'de beni arayarak parayı teslim ettiğini haber vermiştir" ifadelerini kullanmıştı.
Erzan'a gidecek parayı avukat Candaş Gürol getirmiş
İddianamede müşteki olarak yer alan İsmail İbrahim Çağlar’ın sekreteri tanık olarak dinlendi. Çağlar’ın Seçil Erzan’la sık sık telefon görüşmesine şahit olduğunu ifade eden sekreter Sanem Oktay, "13 Mart günü çalıştığım sırada patronum İsmail İbrahim Çağlar beni telefonumdan arayarak bana hitaben avukat Candaş Gürol’un bana bir çanta getireceğini ve bu çantayı alarak Levent Büyükdere Denizbank Şube Müdürü olan Seçil Erzan’a teslim etmem gerektiğini söyledi. Ben bu esnada çantanın içerisinde para olduğunu anladım çünkü İsmail İbrahim Çağlar'ın avukatı olan Candaş Gürol’da belirli bir parasının emaneten olduğunu biliyordum. Akabinde aynı gün telefon görüşmesinden tahmini olarak 1 saat sonra Candaş Gürol işyerimize elinde füme, gri tonlarında bir çantayla ofise geldi. Akabinde çantayı Candaş Gürol doğrudan İsmail İbrahim Çağlar beyin ofiste bulunan odasına bıraktı ve daha sonra ofisten direk ayrıldı. Ben de çanta geldiği için Seçil Erzan'ı aradım ve çantanın geldiğini söyledim" dedi.
Erzan parayı almaya yanında bir kadınla gelmiş
Tanık Oktay, "Aradan tahmini olarak 5-10 dakika sonra tam hatırlamamakla birlikte Seçil Erzan beni aradı ve ofisin yanında bulunan sokağa geldiğini söyledi. Ardından ben de İsmail İbrahim Çağlar odasında bulunan, Candaş Gürol tarafından bırakılan para çantasını alarak Seçil Erzan'ın yanına gittim. Seçil Erzan’ın giyimi benim biraz dikkatimi çekmişti. Çünkü giyimi mevsime göre oldukça ince bir giyimdi. Bu esnada Seçil Erzan’ın geldiği, markasını ve plakasını hatırlayamadığım araç içerisinde bir bayan şahsın da olduğunu farkettim. Bu bayan şahıs araçtan hiçbir zaman inmedi ve hiçbir zaman konuşmadı. Ben araçta bulunan bayan dikkatimi çektiği için gözlem yoluyla bayanı kısaca inceledim. Araçta bekleyen bayan tahmini olarak 35-40 yaşlarında, hafif iri yapılı, 1.65-1.70 boylarında, Siyah, gür ve kısa saçlı, saçları yandan taralı, kalın, siyah kaşlı, çene kemikleri çok belirgin, kare suratlı bir bayandı" diye konuştu.
'Yerinden kaldırmakta bile zorlandığım miktarda bir para mevcuttu'
Sanem Oktay, Erzan’ın yanındaki kadının dikkat çekici olduğunu vurgulayarak "Sonrasında Seçil Erzan’ın bana araçta bekleyen bayan şahsı kendisine yardım etmesi konusunda getirdiğini beyan etti. Daha sonra ben bu durumdan biraz tedirgin oldum çünkü çantada miktarını bilemediğim ancak yerinden kaldırmakta bile zorlandığım miktarda bir para mevcuttu. Seçil Erzan’ın bu miktardaki parayı teslim alması için yanında bir bayanla gelmesi benim için şüphe çekici bir durumdu. Ancak olayları fazla irdelemeden ben aldığım talimat üzerine parayı Seçil Erzan ile birlikte bayan şahısların gelmiş oldukları aracın arka koltuğuna koydum. Bu esnada bana kimse yardım etmedi. Ardından Seçil Erzan’a başka yapılacak bir iş olup olmadığını sorduğumda Seçil Erzan, başka herhangi bir işin olmadığını 'Zaten hemen şuraya götüreceğiz' şeklinde söylemde bulunarak eliyle Denizbank Genel Müdürlüğü'nü işaret etti. Ardından tekrardan bana hitaben 'Ben İsmail İbrahim Çağlar beye parayı teslim aldığına dair gerekli evrakları hazırlayarak göndereceğim' dedi. Geldikleri araçla paraları da alarak oradan ayrıldılar. Ben de daha sonrasında ofisime dönerek patronum İsmail İbrahim Çağlar’ı arayarak çantayı Seçil Erzan’a teslim ettiğimi söyledim ve telefonumu kapattım. Benim bu olayların sadece bu aşamasında bulundum. Ben teslim ettiğim çanta içerisinde ne kadar para olduğunu veya paranın cinsine dair herhangi bir bilgim yoktur" şeklinde konuştu.