Gaziantep, Türkiye’nin sosyal dokusunu zenginleştiren ve yarınları için değerli olan anlamlı bir programa ev sahipliği yaptı. İrfan Yolcuları Gençlik Platformu tarafından bu yıl 11.’si düzenlenen Gençlik Buluşması, 25-27 Temmuz 2025 tarihleri arasında Haznevi İlim ve İrfan Külliyesi’nde gerçekleşti.
Üç gün süren etkinliğe Türkiye’nin dört bir yanından takriben 3 bin genç katıldı. Katılımın yüksekliği ile beraber, programa ilk kez katılan gençlerin oranının oldukça fazla olduğu gözlemlendi. Buluşmada 90 yaşını aştığı halde gençlik heyecanını koruyan örnek katılımcıların da olması dikkat çekti. Bu manzara, programın kuşaklar üstü bir anlam taşıdığını ortaya koydu.
Program, Diyarbakır’daki Haznevi Medresesi’nin baş müderrisi Dr. Şehmus Balcı’nın "Gazze" konulu konuşmasıyla başladı. Son konuşmayı ise, büyük İslam âlimi Şeyh Muhammed Muta’ Haznevi’nin oğlu Üstad Muhammed Muvaffak Haznevi gerçekleştirdi.
Önemli mesajlar veren Haznevi, muhabbet ve dürüstlük vurgusu yaptığı hitabını şu dua ile sonlandırdı: “Yüce Rabbimiz’den niyazımız şudur ki, Ümmetin birliğini parçalayan, güvenini sarsan, istikrarını tehdit eden, düşmanlara fırsat veren sapkın ve batıl düşüncelerden bizleri ve özellikle de gençlerimizi muhafaza buyursun. Rabbimiz, bilhassa Gazze’deki kardeşlerimizin yardımcısı olsun.”
Etkinliğe, Haznevi ile birlikte gelen âlimler arasında, Telirfan İslamî İlimler Enstitüsü’nün Filistinli dekanı Taha Darwish de vardı. Gençlerin Gazze’ye yönelik duyarlılığı, programın merkezinde yer aldı. Liseli ve üniversiteli gençlere yönelik düzenlenen "Gazze Temalı Şiir Yarışmasında" derece alanlar eserlerini sahnede seslendirdi. Programda ayrıca Siyer Yarışması düzenlendi; ödüller kampın sonunda Haznevi tarafından takdim edildi. Heyecan yüksekti; program, yatsı namazından sonra külliyenin cami avlusunda devam etti. “Örnek Genç” olarak "Hz. Mus’ab b. Umeyr" temalı drama gösterisi de sahnelendi.
Artuklu Üniversitesi’nden Doç. Dr. M. Cüneyt Gökçe “Kimlik Kaybı” konulu bir konuşma yaparken, Şanlıurfa âlimlerinden Ömer Yakut “Ensar ve Muhacir Kardeşliği” hakkında değerlendirmelerde bulundu. Akademisyen hocalarla yapılan soru-cevap bölümü gençlerin yoğun ilgisiyle karşılandı.
Programda, etkileyici bir vefa örneği sergilendi. İrfan Yolcuları Gençlik Buluşmaları’nın müdavimlerinden olan ve 2022 yılında vefat eden Muhammed Şehmus Ersöz, fotoğrafı yansıtılarak Fatiha’larla anıldı. Genç yaşta elde ettiği büyük akademik başarılarının örneklik teşkil etmesi için, Ersöz’ün ismi bazı okullara verilerek yaşatılıyor. Bosna'dan ve Almanya’dan gelen gençlerin de yer aldığı buluşmada, herkese hediyeler verildi. Katılımcılar, program boyunca birbirleriyle tanışma ve kaynaşma imkanı buldu ve Gazze'ye, dertlere ve hayata karşı daha bir bilinçle ve motiveyle uğurlandı. Gençliğin böylesine bilinçli bir duruş sergilediği bir dönemde, ilmî dayanışmanın yalnızca Türkiye ile sınırlı kalmadığını gösteren gelişmeler, Suriye tarafında da umut verici boyutlara ulaşıyor.
Yanan coğrafyada yeşeren ilim fidanları
Başta Türkiye olmak üzere, Suriye’deki kalkınma süreci, tüm Ortadoğu’yu yakından ilgilendirmeye devam ediyor. Bu kez sevindirici bir gelişme eğitim alanından geldi. Haseke iline bağlı Telirfan beldesinde faaliyet gösteren Haznevi Arapça ve Şer’î İlimler Enstitüsü, 130’u altı yıllık eğitim sürecini tamamlayan toplam 600 öğrencisi için icazet töreni düzenledi. Böylece 2025 yılı içerisinde icazet alan toplam öğrenci sayısı 815’e ulaştı.
Yüz yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Enstitü, geleneksel medrese eğitimini çağdaş bir akademik boyutla buluşturmasıyla dikkat çekiyor. Müfredatında İslamî ilimlerin yanı sıra, Arap dili ve sosyolojik bilimlere de yer veren kurum, Ezher ve Medine Üniversitesi gibi uluslararası referans yapılar tarafından takdirle karşılanıyor. Eğitimin tamamen ücretsiz sunulması ise Enstitü’nün saygınlığını ve toplumsal itibarını daha da pekiştiriyor.
28 Mayıs 2025 Çarşamba günü, çok sayıda akademisyen, âlim ve kanaat önderinin katıldığı törende, mezun öğrencilerin Kur’ân-ı Kerim hafızlığı, rivayet ve sened bilgileriyle hadis kaynakları ile mukaddime manzumesi alanlarında icazet aldıkları ifade edildi. Enstitü bünyesinde halihazırda 1200 öğrenci ve 100 öğretim üyesi bulunduğu biliniyor.
Bilgiyi dört dilde yayan bir ilim merkezi
Telirfan’daki eğitim faaliyetleri yalnızca fiziki Enstitü yapısıyla sınırlı değil. Aynı beldede faaliyet gösteren bir diğer kurum olan İlim ve İrfan İslami İlimler Merkezi, dijital çağın imkanlarını kullanarak küresel ölçekte bir ilmî platforma dönüşmüş durumda. “Makrâ” ismiyle bilinen bu dijital eğitim platformu, Arapça, Türkçe, Kürtçe ve İngilizce olmak üzere dört dilde Kur’ân, Tecvid ve Şer’î ilimler derslerini akademik bir titizlikle sunuyor. Herkese açık olan bu eğitimler, yine tamamen ücretsiz olarak veriliyor.
Son üç yılda yalnızca Kur’ân ve Tecvid alanında yaklaşık 20.000; Şer’î ilimler alanında da yine yaklaşık 20.000 öğrenciye online eğitim verildiği, katılımların dünyanın dört bir yanından gerçekleştiği bildirildi. Telirfan ve Gaziantep’teki iki merkez üzerinden yürütülen bu eğitim sistemi, sıfırdan başlayan bir öğrenciyi, Hz. Peygamber’e (sas) kadar ulaşan sened zinciriyle icazet alabilecek seviyeye taşıyabiliyor. Makrâ’nın verdiği kapsamlı tecvid eğitimi, bu yönüyle uluslararası düzeyde dikkat çeken bir yapıya kavuşmuş durumda.
Telirfan sadece bir eğitim yuvası değil
Telirfan aynı zamanda bulunduğu coğrafyada toplumsal huzurun ve barışın taşıyıcısı konumunda. Arap, Kürt ve Türkmenleri aynı çatı altında buluşturan; dillerin ve kimliklerin ötesinde bir birlik zemini inşa eden Telirfan Dergâhı, bölgedeki barışın tesisi ve korunmasında önemli bir rol üstleniyor. Uzun yıllar boyunca çevre halkının su ihtiyacını da karşılayan bu merkez, adeta iç savaşın harladığı yangına en fazla “su taşıyan” ocak olarak anılıyor. Bu çabaların uluslararası kurumların da dikkatini çektiği ve özellikle UNICEF tarafından bölgedeki en önemli sivil yapılar arasında gösterildiği öğrenildi.
Bir örnek: Mücadeleyi bırakmayan bir irfan ocağı
İç savaş, yoksulluk, göç, yıkım ve kuşatmalar arasında ilim üretmek... Telirfan’da yükselen bu ilmî direniş, bu coğrafyada inancın ve gayretin hâlâ nasıl kök salabildiğini tüm dünyaya gösteriyor. Zira tüm zorluklara ve imkansızlıklara rağmen süregelen bu gayret; hiçbir politik gündeme yakın durmadan, hiçbir dış kaynağın fonuna ihtiyaç duymadan ayakta duruyor.
Tüm bu yapının mimarı olan ve çoğunlukla Adana’da ziyaret edilen büyük İslam âlimi Şeyh Muhammed Muta’ Haznevi, kimseden dünya malı kabul etmemesiyle ve hiçbir grubu ya da mezhebi dışlamamasıyla tanınıyor. İlmî ve irfanî faaliyetlerini, politik yönelimlerden bağımsız bir çizgide sürdürmeyi ilke edindiği biliniyor. Onun dergâhı, yalnızca Müslümanlara değil, bölgede yaşayan Hristiyanlara dahi İslamî zerafeti ve adaleti sunan bir ilim ve irfan ocağı olarak öne çıkıyor.
Bugün Türkiye’de tanınmış birçok ilim ve fikir insanının da bu dergâhta yetiştiği bilinmekte. Bu yönüyle Telirfan, yalnızca bir ilim yuvası değil; aynı zamanda bir barış vizyonunun ve ortak yaşama ahlakının sessiz ama derin yankılanan sesi haline gelmiş durumda.