HDP’nin temelli kapatılması için açılan dava, muhalefetin parti kapatmalara ilişkin çelişkili tutumunu tarihi bir örnekle gözler önüne serdi. 2010 yılında TBMM’ye getirilen Anayasa değişikliği paketinde parti kapatmayı zorlaştıran madde de yer alıyordu. Ancak ilgili madde Genel Kurul’da 327 oyda kalarak referanduma sunulan değişikliklerin dışında bırakıldı. Anayasa değişikliğini içeren paketin 8’inci maddesinde, Anayasa’nın “Siyasi Partilerin Uyacakları Esaslar” başlıklı 69. maddesi değiştiriliyordu.
PARTİ KAPATMA ZORLAŞACAKTI
CHP: ÇIKARILSIN
BDP: DEĞİŞTİRİLSİN
O dönem TBMM’de yapılan maddenin ilk oylamasında HDP’nin o dönemki temsilcisi BDP, söz konusu maddenin değiştirilmesi, CHP ise paketten çıkarılması için önerge verdi. İlk tur görüşmelerinde BDP’li Sebahat Tuncel, “İktidar ve bazı çevreler parti kapatmanın sadece partimizin sorunu olduğunu, bunun için neden desteklemediğimizi sormaktadırlar. Biz diyoruz ki: Bu, Türkiye’nin sorunu. Türkiye şuna karar vermeli: 72 milyonun iradesi burada temsil edilecek mi, edilmeyecek mi? Yoksa sadece bir kısım elitin mi iradesi burada temsil edilecektir?”, CHP’li Şahin Mengü de “Çağrım şudur: Parti kapatma, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Anayasa Mahkemesi konularıyla ilgili üç önemli konuyu erteleyelim” demişti.
İLK TUR OYLAMADA SINIR AŞILDI
İlk tur oylamada referandum sınırı aşılmış ve maddeye 337 kabul, 5 çekimser, 72 ret oyu çıkmıştı. BDP milletvekilleri bu teklife olumlu oy verdiklerini açıklayınca kafalar karışmıştı. Çünkü BDP’nin 5 kabul oyu vermesi durumunda kabul oylarının 340’ın üzerine çıkması gerekiyordu. Kulislerde 5 BDP’linin çekimser oy kullandığı konuşulmuştu. Gizli oylamada ‘beyaz pul’ kabul, ‘kırmızı pul’ ret, ‘yeşil pul’ çekimser anlamına geldiğinden, BDP’lilerin yeşil oy kullanarak yanlışlıkla çekimser oy vermiş olabilecekleri belirtilmişti.
BDP’LİLER KABİNE BİLE GİRMEDİ
Siyasi parti faaliyeti değil
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) birçok kararında, siyasi partilerin devletin ülkesi ve milleti ile bölünmezliği kuralına uymaları, ülkesi ve milleti ile birliğini ve bütünlüğünü doğrudan ya da dolaylı olarak bozacak hiçbir eylem ve propaganda faaliyetinde bulunmaması gerektiğini ifade ediliyor. Buna göre 1990 yılından bu yana HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP ve DTP kapatıldı. İddianamede, “Bu partilerin devamı niteliğinde olan HDP’nin de kapatılması gerekecektir” denildi.
Yasak istenmeyen 11 vekil şüpheli
Raportör görevlendirildi
HDP’nin kapatılması talebiyle açılan davada inceleme sürecine geçildi. AYM Başkanı Zühtü Arslan, iddianamenin incelenmesi için bir raportör görevlendirdi. Raportör, ilk inceleme raporunu 15 gün içinde tamamlayıp Anayasa Mahkemesi heyetine sunacak. Ardından heyet, davaya ilişkin ilk incelemesini yapıp iddianamenin kabul edilip edilmediğine karar verecek.