Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rejime verdiği süre önceki gece doldu. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Rusya-İran destekli katliam çetesini Soçi’de belirlenen sınırların dışına çıkarmak için operasyon başlatıldığını resmen ilan etti. 34 Mehmetçiğin şehit edildiği saldırının ardından İdlib Harekâtı için düğmeye basıldığına işaret eden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “27 Şubat’ta gerçekleştirilen menfur saldırıyı müteakip başlatılan Bahar Kalkanı Harekâtı başarıyla sürdürülmektedir” dedi. Sürenin dolmasına saatler kala bugüne kadar Rusya Lideri Putin ile telefon diplomasisini sürdüren Erdoğan, Astana’nın diğer garantörü İran’ın Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile de telefon görüşmesi yaptı.
***
KARDEŞLERİMİZİ KORUYACAĞIZ
Geceyi Hatay’da sınırın sıfır noktasındaki Taktik Komuta Merkezi’nde geçiren Akar ve komutanlar, sabahın ilk ışıklarına kadar İdlib’deki faaliyetleri, rejim hedeflerine yönelik operasyonu sevk ve idare etti. Akar, Türkiye’nin sınırlarının güneyinde oluşturulmak istenen terör koridorunu engellemek için Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatlarını başarıyla sürdürdüğünü anımsattı. İdlib’de yaşanan insani duruma işaret eden Akar, “En açık şekilde ifade etmek isterim ki tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan komşumuz Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihi, insani ve vicdani sorumluluğumuzdur. Meşrû müdafaa kapsamında hedefimiz sadece birliklerimize saldıran rejim askerleri ve unsurları olacaktır” ifadesini kullandı.
‘SORUMLU DEĞİLİZ’ DİYEMEZLER
Bu süreçte Rusya’dan beklentiyi, ‘garantör ülke olarak taahhütlerini yerine getirmesi ve bu kapsamda rejimin saldırılarını durdurması ve Soçi mutabakatı sınırlarına çekilmesi için rejim üzerindeki etkilerini kullanmaları’ olarak sıralayan Akar, “Rusya’yla karşı karşıya gelmek gibi ne niyetimiz ne maksadımız var. Bizim oradaki tek niyetimiz rejimin katliama son vermesi ve böylelikle radikalleşmenin ve göçün önlenmesi, durdurulmasıdır” dedi. Akar, garantör ülke olarak “Rejimin yapacağı saldırılardan sorumlu değiliz” gibi bir açıklamayı kabul edilebilir bulmadıklarını da vurguladı.
Rejim subaysız kaldı
***
Mehmetçik ve Suriye Milli Ordusu (SMO) 27 Şubat’tan buyana çocuk katili Esed rejimine büyük darbe vurdu. Esed milislerini yöneten tugay komutanı seviyesindeki 3 tuğgeneral ile 2 albay, 4 yarbay, 1 binbaşı, 6 yüzbaşı, 6 üsteğmen ve 19 teğmen hava-kara operasyonlarıyla öldürüldü. Önceki gün Neyrab-Serakib hattının güneyinde 13 köyü rejimden geri alan SMO, TSK desteğinde ilerlemeye devam ederek 9 köyde daha kontrolü sağladı. Böylece 3 gün içinde Esed, Rus ve İran milislerinden temizlenen yerleşim yeri sayısı 22’ye ulaştı.
Dera karıştı
2011 Mart ayında Suriye devriminin başladığı yer olan Ürdün sınırındaki Dera’da ilginç gelişmeler oluyor. Suriye’nin güney ucundaki Dera’ya bağlı iki kasabada ‘muhalif’ olduklarını söyleyen gruplar silahlı isyan başlattı. Tafas ve Dael kasabalarında Esed rejimine bağlı askerleri gözaltına alan grup, rejimin kontrol noktalarını da ele geçirdi.
Havada karada biz varız
Rejimin bölgedeki unsurları arasında emir-komuta sistemi kayboldu, unsurlar dağılmaya başladı. Rejim için savaşan lejyonerler arasında çözülmeler baş gösterdi ve kaçışlar başladı. Rusya ve İran destekli Esed milislerinin ileri harekâtı durduruldu ve geri çekilmeye başladılar. Türkiye’nin milli ve yerli hava savunması ile radar körleştirme sistemlerini bölgede etkinleştirmesiyle birlikte TSK havada ve karada tamamen hakimiyet sağladı. Bahar Kalkanı Harekâtı’nın kuvvet çarpanı SİHA/İHA sistemleri ile Çok Namlulu Roket Atarlar (ÇNRA) oldu. SİHA’lara karşı tamamen çaresiz durumda kalan Esed, son çare olarak terör örgütü PKK’nın taktiğine sarıldı, insansız hava araçlarının görüşünü engellemek için lastik yakmaya başladı. Suriye kuzeyinde gerçekleştirilen üç harekâtla tecrübesini artıran TSK’nın subay/astsubay/uzman personel kadrosu sahada taktik başarısıyla öne çıktı. TSK tarafından eğitip donatılan Suriye Milli Ordusu da kendi toprakları için verdiği savaşında sahada önemli kahramanlıklara imza attı. Türkiye değişen angajman gereği sadece İdlib değil, rejimin bulunduğu her hedefi angajmana dahil etmişti. Bu doğrultuda bölgede TSK’nın harekât sahalarının güvenliği için Esed rejimi ve PKK/YPG’nin birarada bulunduğu Tel Rıfat ile Münbiç batısındaki bazı hedefler de ateş altında tutuluyor.
İki uçak ve Rus S-300 pert