Örgüt bağlantısı nedeniyle kamudan atılan KHK’lılara geri dönüş sözü veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu kez de FETÖ’yü akladı. Kılıçdaroğlu, yargının “FETÖ suikasti” dediği Hrant Dink cinayetinde ‘gerçek katillerin bulunamadığını’ iddia etti. Kılıçdaroğlu, Hrant Dink Vakfı’nı ziyaret ederek Dink’in eşi Rakel Dink ile görüştü. Ziyarette Kılıçdaroğlu’na, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da eşlik etti.
KATİLLER BELLİ
DEĞİL İDDİASI
Ziyaretin ardından açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “Hrant Dink’in tetikçisi hapiste ama gerçek katiller henüz aydınlığa çıkarılmadı, henüz bulunmadı. Eğer siz, ‘karanlık güç odaklarıyla mücadele edeceğim’ diye yola çıkıyorsanız gerçek katillere ulaşmalısınız ve bulmalısınız. O zaman bu toplumda biz helalleşme düzeyine gelmiş oluruz, helalleşebiliriz” ifadelerini kullandı.
HER ADIMDA FETÖ VAR
Kılıçdaroğlu ‘gerçek katiller aydınlığa çıkmadı’ diyerek aklamaya kalkışsa da Hrant Dink suikastının her aşaması FETÖ tarafından planlanıp icra edildi. Hrant Dink, Şişli’de 19 Ocak 2007’de 17 yaşındaki tetikçi Ogün Samast tarafından vurularak katledildi.
Samast, azmettirici olduğu iddia edilen Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in de aralarında olduğu 20 kişi hakkında cinayetten dava açıldı. İlk ceza Samast’a çıktı. Mahkeme, Samast’ı, 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırdı, karar onandı. Cinayetin ardından başlatılan ve uzun zaman sürüncemede bırakılan soruşturmanın seyri, 17/25 Aralık darbe teşebbüsünün ardından FETÖ’cü savcıların açığa alınmasıyla değişti.
BAŞ AKTÖR 2 FETÖ’CÜ
Dink ailesinin de girişimleri ile dosyanın kapağı yeniden açıldı. Dosya, FETÖ’cü savcı Muammer Akkaş’tan savcı Yusuf Hakkı Doğan’a geçti. Derinleşen soruşturmada daha sonradan FETÖ’cü oldukları ortaya çıkan istihbaratçı polis müdürleri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer ile ekiplerinin cinayet planını önceden bildikleri ancak müdahale etmediği belirlendi. Azmettirici olduğu iddia edilen ve cinayeti önceden haber veren Erhan Tuncel’in de Akyürek’in adamı olduğu tespit edildi. Cinayetten yaklaşık 8 yıl sonra yargılanan Yılmazer ve Akyürek “tasarlayarak kasten öldürmek, silahlı örgüt kurmak ve üye olmak” gibi ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Daha sonradan FETÖ itirafçısı olan dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı ise 12 yıl 6 ay hapis cezası oldu.
Mahkeme kararlarını yok saydı
Mahkeme, cinayetin FETÖ’nün talimatları, amaç ve ideallerine uygun olarak sanıkların iştirakiyle işlendiğine karar verdi. Kararda, “Söz konusu cinayet eyleminin FETÖ’nün talimatları ve örgütün amaç ve ideallerine uygun olarak mahkememiz dosyasında hüküm kurulan sanıkların iştiraki ile işlendiğine kanaat getirilmiştir” denildi. Haklarında yakalama kararı bulunan, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Ekrem Dumanlı ve Zekeriya Öz’ün de aralarında bulunduğu 13 firari sanığın dosyaları ayrıldı. Cinayetine ilişkin en kapsamlı soruşturmanın tamamlanmasından sonra Gülen, Öz ve Dumanlı ile meslekten ihraç edilen jandarma görevlilerinin de aralarında bulunduğu 51 şüpheli hakkında yeni iddianame hazırlandı. Cinayetin FETÖ ile bağlantısı anlatılan iddianame, “Cinayetin, Gülen’in sapkın dini inançları referans alınarak başka bir düzen getirmek için FETÖ’nün şiddet içeren bir başlangıç eylemi olduğu” belirtildi.
Firari savcı örtbas etti
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Dink cinayeti soruşturmasının eski savcılarından FETÖ firarisi Muammer Akkaş hakkında, 6 Kasım 2020’de, “FETÖ üyelerini koruma gayesiyle işlem yapmayarak dosyayı sürüncemede bıraktığı” gerekçesiyle, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve görevi kötüye kullanmak” suçlarından 17 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı. Mahkemenin 14 Aralık 2020’deki duruşmasında savcılığın sunduğu esas hakkındaki mütalaada, cinayetin doğrudan FETÖ tarafından yapıldığına dikkat çekildi. Mütalaada, istihbarata iletilen Hrant Dink’in öldürüleceği yönündeki hayati önem taşıyan bilgilerin raporlara yansıtılmayarak kasten gizlendiği vurgulandı.