Kılıçdaroğlu'nun "Man adası" iddiasına takipsizlik

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 28 Kasım 2017'de partisinin grup toplantısında, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakınlarının Man Adası'ndaki bir şirkete para gönderdikleri ve yurt dışına para kaçırdıkları'' iddiası üzerine başlatılan soruşturmada, kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

Yeni Şafak
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 28 Kasım 2017'de partisinin grup toplantısında Man adası iddiasında bulunmuştu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, Kılıçdaroğlu'nun iddiası üzerine ''suçtan kaynaklanan mal varlığını aklamak veya yurt dışına çıkarmak'', ''gelirin beyan edilmemesi suretiyle vergi ziyanına sebebiyet vermek'' ve "vergi kaçakçılığı" suçlarından başlatılan soruşturma tamamlandı.

Başsavcılık, soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Takipsizlik kararında, yurt dışında bulunan Bellway şirketinin sahibi Bahaddin Ayan ''müşteki'', CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan "ihbarcı", Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan, kardeşi Mustafa Erdoğan, dünürü Osman Ketenci, eniştesi Ziya İlgen ve iş adamı Mustafa Gündoğan ''şüpheli'' sıfatıyla yer aldı.

Kılıçdaroğlu'nun söz konusu grup toplantısındaki beyanlarına yer verilen kararda, müştekinin şikayetinde ''Yurt dışında bulunan şirkete ait banka hesaplarına bir paranın gelmediği gibi soruşturma konusu swift mesajları ve dekontların sahte olduğu, bu nedenle sahtecilik suçunun işlendiği ve suçu işleyenin cezalandırılmasının'' istendiği belirtildi.

Para hareketleri aynı

Söz konusu belgelerin CHP'den istendiği, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve Halkbank'a yazı yazıldığı anlatılan kararda, Halk Bankası'ndan gönderilen cevaba yer verildi.

Bankanın yazısında Bellway şirketinin Halk Bankası Galata Ticari Şubesi'ndeki hesabından 15 Aralık 2011'de Ziya İlgen'in Albaraka Türk Katılım Bankası'ndaki hesabına 2 milyon 500 bin dolar, 26 Aralık 2011'de İlgen'in aynı hesabına 1 milyon 250 bin dolar, 15 Aralık 2011'de Mustafa Erdoğan'ın Albaraka Türk Katılım Bankası'ndaki hesabına 2 milyon 500 bin dolar, 26 Aralık 2011'de Erdoğan'ın aynı hesabına 1 milyon 250 bin dolar, 27 Aralık 2011'de Osman Ketenci'nin Albaraka Türk Katılım Bankası'ndaki hesabına 1 milyon 250 bin dolar, 27 Aralık 2011'de Mustafa Gündoğan'ın Vakıflar Bankası'ndaki hesabına 1 milyon 250 bin dolar, 28 Aralık 2011'de Gündoğan'ın aynı hesabına 250 bin dolar, 28 Aralık 2011'de Osman Ketenci'nin Akbank'taki hesabına 1 milyon dolar, 29 Aralık 2011'de Ahmet Burak Erdoğan'ın Garanti Bankası'ndaki hesabına 1 milyon 450 bin dolar, 4 Ocak 2012'de Ahmet Burak Erdoğan'ın aynı hesabına 2 milyon 300 bin dolar ödemelerin gönderildiği belirtildi. Yine yazıda, Mustafa Gündoğan'ın kendi hesabından 17 Ocak 2012'de şirketin Galata Ticari Şubesi'ndeki hesabına 30 bin dolar gönderdiği kaydedildi.

Takipsizlik kararında, MASAK'ın raporunda ise belirtilen para hareketlerinin, Halk Bankası'nın savcılığa cevaben gönderdiği yazıdaki para hareketleri ile aynı olduğu vurgulandı.

CHP'den istenen dekont ile swift mesajlarının partinin genel başkan yardımcısı Bülent Tezcan tarafından savcılığa teslim edildiği anlatılan kararda, CHP tarafından verilen belgeler üzerinde yapılan incelemede, dekontlarda belirtilen para hareketlerinin, Halk Bankası'nın savcılığa gönderdiği yazıdaki para hareketleri ile MASAK tarafından hazırlanan rapordaki para hareketleri ile aynı olduğu kaydedildi.

Kılıçdaroğlu'nun 28 Kasım 2017'deki grup toplantısındaki iddialarına tekrar değinilen kararda, "Şüphelilerin Man Adası'nda bulunan Bellway Limited Şirketi'nin yurt dışında bulunan hesabına veya yurt dışında bulunan başkaca bir hesaba para gönderdiklerine dair herhangi bir dekont veya belge, CHP tarafından Cumhuriyet Başsavcılığımıza teslim edilmemiştir." denildi.

Kararda, MASAK tarafından yapılan araştırma ile Halk Bankası tarafından şüphelilere ait hesaplarda yapılan inceleme neticesinde, şüphelilerin Man Adası'nda bulunan Bellway şirketinin yurt dışında bulunan hesabına veya yurt dışında bulunan başkaca bir hesaba para göndermediklerinin anlaşıldığı belirtildi.

Karar, tazminat davasının görüldüğü mahkemeye sunuldu

Eylemlerle ile ilgili hukuki değerlendirmenin de yer aldığı kararda, şu hükme yer verildi:

''Şüphelilerin Bellway şirketi tarafından hesaplarına gönderilen paraları herhangi bir suç işleyerek elde ettikleri yönünde somut herhangi bir delil elde edilememiş olması nedeniyle, üzerilerine atılı bulunan 'suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya yurt dışına kaçırma' suçundan dolayı kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir."

Vergi mükelleflerinin vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemeleri veya eksik yerine getirmeleri yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesine veya eksik tahakkuk ettirilmesine sebebiyet vermeleri halinde, kendilerine ödenmeyen verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezasının kesildiği anımsatılan kararda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 374. maddesinde belirtildiği üzere, bu cezanın vergi alacağının doğurduğu takvim yılını takip eden yılın birinci gününden itibaren 5 yıl içerisinde kesilmesi gerektiği, söz konusu cezayı kesmeye veye zamanaşımı süresinin dolup dolmadığını değerlendirmeye ise mükellefin bağlı olduğu vergi dairesinin yetkili olduğu vurgulandı.

Kararda, bu nedenle şüphelilerin üzerilerine atılı bulunan ''vergi kaçakçılığı'' suçu nedeniyle de kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği vurgulandı.

Takipsizlik kararında, müşteki şirketin sahibi Bahaddin Ayan'ın şikayeti üzerine, Kılıçdaroğlu'nun milletvekili olması ve şikayete konu konuşmanın TBMM'de yapılması nedeniyle dosyanın bir onayının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenter Suçlar Soruşturma Bürosu'na gönderilmesine karar verildiği bildirildi.

Bu arada, takipsizlik kararı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel tarafından konuya ilişkin tazminat davanın görüldüğü Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunuldu.

GÜNDEM
Siyasette ‘dekont’ tartışması