Lübnan’ın yeraltı mucizesi: Caita Mağarası yeniden ışıldıyor

Doğal sarkıt ve dikitleri, tekne turları ve ışıklı galerileriyle Doğu Akdeniz’in en büyüleyici hazinelerinden biri olan Caita Mağarası, ziyaretçilerine yer altının büyüsünü sunuyor. Lübnan’daki Nehr el-Kelb Vadisi’nin sessizliği içinde yer alan Caita Mağarası (Jeita Grotto Cave), milyonlarca yıllık taş oluşumları ve yer altı sularıyla sadece Lübnan’ın değil, tüm Doğu Akdeniz’in doğal harikalarından biri olarak öne çıkıyor.

Oğuzhan Ürüşan
Ziyaretçiler, yer altının görkemli sessizliği içinde hem doğayla hem de kendi iç dünyalarıyla buluşuyor.

Cebel el-Lübnan kentine bağlı Caita beldesindeki mağara, devasa sarkıt ve dikitleriyle, su üzerindeki tekne gezileriyle ve etkileyici ışıklandırmalarıyla hem yerli hem yabancı turistlerin gözdesi. Uzun süredir İsrail saldırılarının gölgesinde yaşayan Lübnan halkı, savaşın ve belirsizliğin yorduğu günlerde doğanın sessizliğinde nefes almak için bu eşsiz mağaraya sığınıyor. Ziyaretçiler, yer altının görkemli sessizliği içinde hem doğayla hem de kendi iç dünyalarıyla buluşuyor.

TESADÜFEN KEŞFEDİLEN YERALTI KATEDRALİ

Caita Mağarası’nın hikâyesi, 1836 yılında Amerikalı misyoner William Thomson’un tesadüfi keşfiyle başlıyor. Vadide avlanırken silahından çıkan kurşunun yankısı, dağın içinde büyük bir boşluğun varlığını ortaya çıkarıyor.

19. yüzyılın sonlarında Fransız, İngiliz ve Amerikalı kaşiflerin katkılarıyla farklı bölümleri gün yüzüne çıkarılan mağara, 1958’de halka açılarak Lübnan turizminin kalbi haline geliyor. Üst mağara 2 bin 200 metre uzunluğunda, 700 metrelik yürüyüş parkuruyla ziyaretçilerine adeta “yer altı katedralinde yürüme” hissi veriyor. Alt mağara ise 7 bin 800 metre uzunluğunda olup, ziyaretçiler 400 metrelik bölümünü küçük teknelerle gezebiliyor. Renkli ışıkların yansıdığı sular üzerinde süzülen kayıklar, ziyaretçilere büyüleyici bir atmosfer sunuyor.

DOĞAL İKLİM DENGESİ VE KÜLTÜREL MİRAS

Yazın serin, kışın ise sıcak havasıyla yıl boyunca ziyaret edilebilen mağara, 2011’de “Dünyanın Yeni 7 Harikası” yarışmasında finale kalmış ve UNESCO Dünya Mirası Aday Listesi’ne girmiştir.

Lübnan’ın tanıtım filmlerinde, posta pullarında ve ulusal kampanyalarında yer alan mağara, ülkenin sembollerinden biri kabul ediliyor.

CAİTA, LÜBNAN İÇİN PAHA BİÇİLMEZ BİR HAZİNE

Caita Belde Belediye Başkanı Velit Barut, yaptığı açıklamada mağaranın 7 aylık bakım ve restorasyon sürecinin ardından 21 Temmuz’da yeniden açıldığını belirterek, dedi.

Fransız turist Max Caiiatin

ZİYARETÇİLERDEN BÜYÜLENMİŞ YORUMLAR

Caita Mağarası’nı ziyaret eden Mustafa Talha Cabadak, Lübnan'ın zor günlerden geçtiğini hatırlatarak, dedi.

Mağaranın tarihi dokusuna dikkati çeken Cabadak ifadelerini kullandı. Cabadak ayrıca, Beyrut’un yanı sıra Sayda, Sur ve Trablus’un da son derece güzel şehirler olduğunu, Lübnan ziyaretlerinden çok memnun kaldıklarını da dile getirdi.

DEVASA, HUZURLU VE BÜYÜLEYİCİ

Fransız turist Max Caiiatin, mağaranın “devasa, huzurlu ve büyüleyici” olduğunu ifade ederken, Mısırlı ziyaretçi Rahmet Velit ise “Gerçekten çok farklı, çok güzel. Bence dünyanın 7 harikasından biri olmaya aday” sözleriyle hayranlığını dile getirdi.

Türk turist Mustafa Talha Cabadak

DOĞU AKDENİZ’İN PARLAYAN İNCİSİ

Caita Mağarası, doğanın sabırla işlediği milyonlarca yıllık bir sanat eseri gibi, Lübnan’ın yıpranmış ruhuna yeniden umut aşılıyor. Ziyaretçiler için Caita Mağarası, sadece bir turistik durak değil, sessizliğin, suyun ve taşın birleştiği yer altı mabedi ile Lübnan’ın kültürel ve doğal kimliğinin parlayan bir simgesi oldu.