Tokat İl Millî Eğitim Müdürlüğünün ev sahipliğinde gerçekleşen toplantı, seçkin akademisyenler, uzman eğitimciler ve saha temsilcilerini bir araya getirerek, Türkiye’nin maarif arayışına hem tarihsel hem kuramsal bir derinlik kazandırdı.
Bu çalıştay, 21–22 Ocak 2023’te Ondokuz Mayıs Üniversitesinde ve 29–30 Haziran 2024’te TÜGVA Genel Merkezinde düzenlenen önceki toplantıların tabii bir devamı niteliğindedir. Aynı zamanda serinin üçüncü cildine giden yolu döşeyen kritik bir hazırlık aşamasını temsil eder. Maarif Düşüncemizin Kuramsal Temelleri–1 ve Kuramsal Temelleri–2 başlıklı ilk iki cilt PEGEM Yayınları tarafından neşredilmiş; her birinde 22’şer öncü maarif düşünürü ve filozofunun eğitim alanındaki yenilikleri, buluşları ve özgün kavramları ilmî bir disiplin içinde değerlendirilmiştir. Bu uzun soluklu gayret, bugüne kadar çoğu ülkemizin kendi eğitim bilimcilerinden oluşan yaklaşık yüz akademisyenin doğrudan katkısıyla adeta “kökleri derinde, dalları geleceğe uzanan” geniş kapsamlı bir projeye dönüşmüştür.
Üçüncü cilt için gerçekleştirilen bu öncü çalıştayda ise, İslam–Türk düşünce geleneğinin eğitim anlayışını şekillendiren yedi mühim isim ele alınmış; modern eğitimin yapısal açmazları, özellikle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin çerçevesi içinde, kadim düşünsel mirasın sunduğu kavramsal imkânlar ışığında derinlikli biçimde müzakere edilmiştir. Böylece geçmişin hikmet kaynaklarıyla bugünün ihtiyaçları arasında köprü kurularak; geleneksel maarif birikiminin çağdaş eğitim sorunlarına nasıl çözüm üretebileceği tartışılmıştır.
Açılış paneli, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin sahada anlaşılması ve öğretmenler tarafından benimsenmesi için yürüttüğü çalışmalarıyla dikkat çeken Tokat İl Millî Eğitim Müdürü Hüseyin Kır tarafından yönetildi.
Panelde, uzun yıllardır Türkiye’nin maarif ve bilim düşüncesinin akademik çevrelerde olduğu kadar sivil toplumda da anlaşılması, tartışılması ve kök sorunlarıyla yüzleşilmesi için yürüttüğü çalışmalarıyla tanınan Maarif Platformu Başkanı Prof. Dr. Osman Çakmak söz aldı. Çakmak’ın özellikle son dönemde, Maarif Platformu aracılığıyla STK’lar, eğitim gönüllüleri ve entelektüel çevreler arasında bir “düşünce derneği” üslubuyla yürüttüğü fikrî çabaların, Maarif Düşüncemizin Kuramsal Temelleri projesine yön veren temel dinamiklerden biri olduğu vurgulandı.
Bu bağlamda Maarif Platformu’nun, Türkiye’nin maarif meselesini günübirlik tartışmaların ötesine taşıyarak kökleri sağlam, zihni berrak, toplumsal tabanı geniş bir düşünce zeminine oturtma konusundaki ısrarlı duruşuna da dikkat çekildi.
Panelde, proje koordinatörleri Bayram Özer, Burhan Akpınar ve Behçet Oral söz alarak hem çalıştay dizisinin temel amacını hem de Türkiye’de eğitim tartışmalarının hangi kritik eşiğe ulaştığını değerlendirdiler.
Panelde özellikle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin ülkemizin eğitim sistemine kazandırmayı hedeflediği yeni yön ve istikamet ele alındı; bu büyük maarif yolculuğu içinde söz konusu projenin sağlayabileceği katkı ve üstlenebileceği stratejik rol güçlü biçimde vurgulandı.
Çalıştay boyunca ortaya çıkan atmosfer, alışılmış bir akademik toplantıdan daha fazlasını yansıtıyordu. Türkiye’nin eğitim düzenini uzun süredir şekillendiren seküler–pragmatist pedagojiye eleştirel bir mesafe koyan katılımcılar, tarihsel hafızamızda yer alan fakat modernleşme süreçleriyle birlikte unutulan kavramsal mirasın yeniden görünür hâle getirilmesi gerektiği konusunda ortaklaştı. Bu çerçevede öne çıkan değerlendirme, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin ancak kendi kavramları, kendi kurucu referansları ve kendi eğitim felsefesiyle anlam kazanabileceği yönündeydi.
Tartışmalar, bir yandan kurucu düşünürlerin eğitim yaklaşımlarının bugünün müfredat ihtiyacına nasıl entegre edilebileceğine odaklanırken; diğer yandan eğitim sisteminin güncel darboğazları da analitik bir bakışla ele alındı. Sınav merkezli yapı, katılımcı ve yerel esnekliğin önünü kesen tek-tip müfredat, pedagojik niteliği zayıflatan yüzeysel hizmet içi eğitim çerçeveleri gibi sorunlar, Türkiye’de eğitimin dönüşmesi gereken alanlar olarak sıklıkla gündeme geldi.
Bilim Kurulu değerlendirmelerinde öne çıkan en önemli bulgulardan biri, modern pedagojinin bazı kurucu kavram, yöntem ve modellerinin, aslında İslam dünyasında çok daha önce geliştirilmiş olduğu gerçeğinin yeniden teyit edilmesiydi. Gazalî’nin psikolojiye, İbnü’l-Arabî’nin insan–varlık ilişkisine, Mevlânâ’nın duygu ve davranış dönüşümüne dair analizleri, Batı’da daha sonra kavramsallaştırılan birçok yaklaşımın öncülü olarak tartışıldı. Bu hatırlayış, çalıştay katılımcılarında hem tarihsel öz güveni pekiştiren hem de yerli bir maarif hamlesinin mümkünlüğünü doğrulayan bir etki oluşturdu.
Tokat’taki müzakereler, akademik yönü kadar pratik yönüyle de dikkat çekti. Katılımcılar, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin kavramsal çerçevesinde yer alan “İnsan-ı Kâmil”, “Erdemli Birey”, “Maziden Atiye Köprü” ve “Bütüncül Eğitim” gibi unsurların gerçek anlamda karşılık bulabilmesi için, yerli bir kavramlaştırma sürecinin zorunlu olduğunu vurguladılar. Eğitimde amaç, yöntem ve değer bütününün kendi medeniyet birikimimizle uyumlu hâle getirilmesi, ancak bu kavramsal altyapıyla mümkün görülmektedir.
Çalıştay Bilim Kurulu, toplantı sonunda yaptığı değerlendirme açıklamasında, Tokat programının yalnızca bir akademik buluşma değil; millî maarifin kuramsal omurgasını yeniden inşa etmeye yönelik fikrî bir yeniden doğuş hamlesi olduğunu vurguladı. Bu hamlenin, Prof. Dr. Fuat Sezgin’in medeniyet hafızasını uyandırmaya yönelik büyük mücadelesinin, eğitim alanına taşınmış güncel bir devamı niteliği taşıdığı ifade edildi.
Açıklamada, Nurettin Topçu’nun “Felsefesi olmayan milletin mektebi de olmaz” sözünden hareketle, Türkiye’nin eğitim anlayışında ihtiyaç duyduğu dönüşümün yalnızca yapısal değil; aynı zamanda ahlakî ve zihinsel bir diriliş gerektirdiği belirtildi. Bilim Kurulu, bu çalıştayın da tam bu noktada, Topçu’nun işaret ettiği “hareket ve irfan merkezli” eğitim tasavvuruna yeni bir kapı araladığını dile getirdi.
Çalıştay bildirgesinde de vurgulandığı üzere, projenin temel gayesi; bizi biz yapan, millî kimliğimizi şekillendiren maarif alanındaki kurucu fikirleriyle öne çıkan düşünür ve filozofların maarif, insan, bilgi, ahlâk ve toplum tasavvurlarını eleştirel bir dikkatle çözümleyip güncellemek ve bu birikimi 21. yüzyılın ihtiyaçlarıyla buluşturmaktır. Böylece, bugün gündemde olan Maarif Modeli’nin kavramsal temelleri, hem geleneğimizin sunduğu derin imkânlarla hem de çağın ortaya koyduğu yeni gerekliliklerle daha sağlam ve bütüncül bir yapıya kavuşturulmaktadır.
Bu çalışmalar, kadim bir düşünce mirasını modern dünyanın talepleriyle yeniden irtibatlandırarak, Türkiye’nin geleceğe yönelen eğitim vizyonuna sağlam, tutarlı ve kendi ruhuna yaslanan bir zemin hazırlamayı amaçlamaktadır.
Sonuç ve Değerlendirme
İbn Sînâ, İbn Rüşd, İbnü'l-Arabî, İbni Haldun, Farabi, Ahmed Yesevî, Hacı Bayram-ı Velî, Hârezmî, Davud-ı Kayserî, Said Nursî, Nurettin Topçu, Cemil Meriç, Saadettin Ökten, Sezai Karakoç, Oktay Sinanoğlu gibi madde ve mana cephesini birlikte kuşatan büyük düşünürlerin insan, bilgi ve toplum tasavvurları; dün olduğu gibi bugün de güçlü bir yön tayin edicidir. Bu isimlerin görüşlerini bugüne taşımak, tarihe öykünmek değil; insanın değişmeyen fıtratını çağın değişen şartlarıyla yeniden okumak demektir. Bu nedenle ilm-i kesb ile ilm-i vehbiyi sentezleyen bu birikimi yalnızca tarihî bir hatıra gibi görmek büyük bir kayıp olacaktır. Nitekim modern psikoloji, öğrenme kuramları ve bilişsel modellerde temel kabul edilen birçok yaklaşımın İbnü'l-Arabî, Gazalî ve benzeri düşünürlerde asırlar önce işlendiği artık açıkça görülmektedir.
Bu bağlamda "köklerden geleceğe köprü kurmak" hem Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin vizyonuyla örtüşmekte hem de bu projenin temel gayesini özetleyen kapsayıcı bir mottodur.
Teklifler
Çalıştay boyunca yapılan tartışmalar ve ulaşılan tespitler doğrultusunda aşağıdaki hususlar öncelikli olarak ele alınmalıdır:
Millî Kavramlaştırma Süreci Başlatılmalıdır.
İnsan, bilgi, ahlak, toplum ve eğitim gibi temel kavramlar kendi medeniyet kaynaklarımızdan beslenerek yeniden tanımlanmalı; modern literatürle mukayeseli bir zeminde ele alınmalıdır.
Ortaya çıkan bu ilmî birikim, ders kitapları ve müfredatlarda zenginleştirici, içerik bakımından katkı sunan bir kaynak olarak mutlaka değerlendirilmelidir.
Çalışma boyunca ortaya çıkan kavram ve ilkeler, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne entegre edilmek üzere özel komisyonlar tarafından sistematik hâle getirilmelidir.
Üniversiteler Sorumluluk Almaya Davet Edilmelidir.
Millî Eğitimin açtığı fikrî alanın doldurulması, yeni literatürün üretilmesi ve özgün eğitim modellerinin geliştirilmesi akademinin asli görevidir.
Pedagojik Uygulanabilirlik Çalışmaları Yapılmalıdır.
Tarihî birikimin günümüz pedagojisiyle buluşması için pilot uygulamalar, program denemeleri ve saha araştırmaları başlatılmalıdır.
Proje Sonuçları Yaygınlaştırılmalıdır.
Kitap serisi ve elde edilen çıktılar, akademik çevrelere, öğretmenlere ve eğitim yöneticilerine etkin biçimde ulaştırılmalı; yeni çalışmalar için bir motivasyon zemini oluşturulmalıdır.
Genel Sonuç
Bu projenin temel amacı; bizi biz yapan düşünürlerin maarif, insan, bilgi, ahlak ve toplum tasavvurlarını eleştirel yaklaşımla analiz ederek güncelleştirmek suretiyle 21. yüzyıla taşımak, millî bir eğitim modelinin kavramsal temelini sağlamlaştırmaktır. Maarif Düşüncemizin Kuramsal Temelleri çalışması, Prof. Dr. Fuat Sezgin'in yıllar önce başlattığı "medeniyet hafızasını uyandırma" çabasının hem devamı hem de tamamlayıcı bir basamağıdır.
Bu çalışmalar, köklü bir geleneği modern dünyanın ihtiyaçlarıyla buluşturarak, Türkiye'nin gelecekteki eğitim vizyonuna sağlam bir zemin hazırlamayı hedeflemektedir.
Bayram Özer (Prof. Dr. OMÜ; Eğitim Bilimleri, Samsun)
Behçet Oral (Prof. Dr. DÜ, Eğitim Bilimleri, Diyarbakır)
Burhan Akpınar (Prof. Dr., DÜ, Eğitim Bilimleri, Elazığ)
Cihad Şentürk (Doç. Dr. KMU, Eğitim Programları ve Öğretim, Karaman)
Hüseyin Kır (Milli Eğitim Müdürü; Tokat)
Muhammed Şevki Aydın (Prof. Dr. NEVÜ, Din öğretimi, Nevşehir)
Osman Çakmak (İRÜ, Sanat Tasarım ve Mimarlık F, İstanbul.)
Sait Kurşunluoğlu (Prof. Dr., OMÜ, Felsefe, Samsun)
Taha Yazar (Doç. Dr. DÜ, Eğitim Bilimleri, Diyarbakır)