Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, demokrasi ve hukuk ilkeleri çerçevesinde milletin takdir ve tercihiyle yapılan Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinden sonra 28. Dönem TBMM'nin tecelli ettiğini ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin teşekkülünün sağlandığını anımsattı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin avantajlarıyla bir haftayı bile bulmayan süre içinde kabinenin kurulduğunu, bu suretle yasama ve yürütme arasında uyumun tezahür ederek siyasi istikrarın korunduğunu belirten Bahçeli, "Bu kapsamda Türk milleti, Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünde mühim ve müessir bir kazanıma imza atmış, kutlu iradesiyle önümüzdeki 5 yılın ve Türkiye Yüzyılı'nın yol haritasını belirlemiştir" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'yi dibi zifiri karanlık uçurumlara çekmek için amaç, arayış ve arzu içinde kıvranan muhtelif iç ve dış fesat yuvalarına fırsat verilmediğini ifade eden Bahçeli, egemenliğin yegane sahibi olan milletin istikbal ve istiklal haklarına gölge düşürmediği gibi zillet ve hezimet siyasetine de şans tanımadığını kaydetti.
Milli mücadele yıllarının akıl ve ahlakının yanı sıra Cumhuriyet'in kuruluşuna refakat eden ruh ve duruşun, Cumhur İttifakı'nda tecessüm ederek Türkiye'nin ilerleyiş ve yükseliş kararlılığını her cepheden desteklediğini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Hiç kuşku yok ki, 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde kazanan hem Türkiye hem de Türk milleti olmuştur. Bu mezkur ve müstesna kazanımın, 31 Mart 2024'te yapılacak seçimlere aynısıyla yansıması, merkezi yönetimden yerel yönetimlere uzanan hat boyunca Türkiye'nin gücüne güç katacaktır"
Bahçeli, muhalefet partilerinin uhdesinde bulunan belediyelerin en kötü dönemlerini yaşadığını iddia ederek, "eser ve hizmet siyaseti yerine hamaset ve husumet siyaseti takip eden muhalefet partilerinin yerel yönetimlerde sınıfta kaldığını ve dağıldıklarını" savundu.
"Yerel yönetimlerdeki mevzi ve merkezkaç istila son bulmalıdır"
Türk milletinin yürek yaralayan çarpık ve yozlaşmış böylesi bir tabloya asla mecbur ve müstahak olmadığını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"31 Mart 2019 sonrası zillet ittifakı partilerinin yönetimine geçen belediyelerin adeta Fetret Devri'ne mahkumiyetle birlikte, bu belediyelerin hizmetle mükellef oldukları şehirler ve bu şehirlerde mukim aziz vatandaşlarımız çaresizliğe ve ilgisizliğe terk edilmişlerdir. Emanet zayi olmuş, CHP'li ve diğer muhalif partili belediye başkanları üstlendikleri görevleri taammüden ihmalin yanı sıra genel siyasetin meçhul tartışma ve polemiklerinin çıkmaz sokağına hapsetmişlerdir. Türk demokrasi ve siyaset tarihi, yerel yönetimlerde vasat bulan vaki ve vahim dağınıklığa, üstelik atalet ve acziyete bugüne kadar hiç tanık olmamıştır. Zira çarpıcı gerçekler ayan beyan karşımızdadır. CHP ve HDP başta olmak üzere muhalefet partilerinin yönetimi altında inim inim inleyen belediyelerin milli iradenin müdahalesiyle kurtarılması önümüzdeki en sıcak gündem konusu haline gelmiştir.
Bilhassa İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Aydın, Muğla, Hatay, Eskişehir, Tekirdağ ve Mersin Büyükşehir Belediyeleri ile birlikte HDP'nin terör örgütü PKK'ya yardım ve yataklık maksadıyla zehirleyip seferber ettiği belediyeler mutlaka el değiştirmeli ve cumhurun yönetimine geçmelidir. Yerel yönetimlerdeki mevzi ve merkezkaç istila son bulmalıdır"
"Dikkatle takip edilip önlem alınması gereken bir tehdittir"
Devlet Bahçeli, MHP ve Cumhur İttifakı'nın, "yerel yönetimlere çöreklenen bozguncu anlayışın milli güvenliği ve toplumsal huzuru sarstığı" kanaatinde olduğunu belirterek, şu görüşlere yer verdi:
"Zillet ittifakı, içine yuvarlandığı kaosu ülke geneline taşımaya ve teşmil etmeye heveslenmekte, deyim yerindeyse ateşle oynamaktadır. CHP'nin iç bünyesini habis bir ur gibi saran anlaşmazlıkları örtbas etmek gayesiyle sivri ağızlı ve siğil akıllı yönetici veya milletvekilleri eliyle toplumun hassas olduğu alanlarda provokasyona yeltenmesi dikkatle takip edilip önlem alınması gereken bir tehdittir.
Muğla Akbelen'de başta CHP Genel Başkanı olmak üzere, nöbetçi provokatörlerin günlerdir iç huzuru tahrip çabası gözümüzden kaçmamıştır. Günbegün eriyen bir partinin ve marjinal yedeklerinin Akbelen'den bir Gezi Parkı kalkışması çıkarmak için her alçaklığa tevessül ve teşebbüs ettikleri açıktır. Ortak aklın sükutuyla beraber sinerjisini ve siyaset dengesini kaybedip yoğun iç kargaşanın tutsağı haline düşen ve hatta kongresini dahi yapmaktan aciz olan CHP yönetiminin her konuda krize oynadığı görülmektedir.
Muğla Akbelen'de FETÖ ve PKK iltisaklı kriminal tiplere eylem alanı açan, sözde çevreci örgütlere çanak tutan, yasa dışı sol gruplarla kol kola girip olay çıkarmak için fırsat kollayan CHP yönetimi, siyasi komaya girmesine neden olan yüksek tansiyonu bir kanaldan Türkiye'ye yaymanın çabasındadır. CHP, feodal siyasi beyliklerini ilan etmiş bir avuç hukuk tanımaz menfaatperestin kuşatması altındadır.
Akbelen'de bir CHP'li milletvekilinin şerefli ve kahraman jandarmamıza 'eşkıya' diye bağırıp tıpkı bir müstevli işbirlikçisi gibi koşarak peşine düşmesi utançla hatırlanacak rezil görüntülere sahne olmuştur. HDP'li bölücüler ne yapıyorsa aynısına CHP'li milletvekilleri de kalkışmıştır. Türk vatanında, Türk askerine düşmanca mukabele etmenin cezasız ve karşılıksız bırakılmaması, bu milletvekili müsveddesinin dokunulmazlığının kaldırılarak yargılanmasının önünün açılması demokrasi ve hukuk namusu adına bir mecburiyettir"
"Muhalefet, sandıkta alamadıkları sonucu sokakları karıştırarak almak istemekte"
"Zillet ittifakının seçimlerde yaşadığı hüsranın sancısıyla ayar ve ölçülerini tamamen kaybettiğini" ifade eden Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"Nasıl ki Gezi Parkı'nda konu ağaç değilse, Akbelen'de de ağaç olmadığı kesindir. Muhalefet partileri sandıkta alamadıkları sonucu sokakları karıştırarak, toplumsal olayları kaşıyarak, bir çatışma iklimi kurgulayarak kestirme yollardan almak istemekte, bu nedenle de provokasyon kuyruğuna girmekte bir sakınca görmemektedir. Takip edilen bu yol, yol değildir, sonu da sonucu da muhatapları adına mağlubiyet ve mahcubiyettir. CHP Genel Başkanı'nın etrafı çevrelenmiş, aleyhine olacak şekilde çember gittikçe daralmışken Akbelen'de boy göstermesi başka bir sorumsuzluk ve şuursuzluk örneğidir. İstismar siyasetinin, inkar ve ihanet sarmalının ön kapısı olduğu gibi, bunun faillerine sağlayacağı bir yarar da yoktur"
Esenyurt'taki cinayet
Bahçeli, Esenyurt'ta işlenen menfur bir cinayet üzerinden toplumsal yapıya korku aşılayan, tedirginliği artıran, güven ve huzur ortamını karartmaya çalışanların, siyasetten ve demokrasiden umudunu kesen zillet zihniyetinden başkası olmadığını belirtti.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, suç ve suçluyla mücadelenin kararlılıkla devam edeceğini, bu süreçte hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağının altını çizdi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ikinci döneminde, bir insan hakkı olan huzurun Türkiye'de egemen olacağını vurgulayan Bahçeli, "Bu hususta muktedir irade ve müteyakkız inanç Cumhur İttifakı'nda ziyadesiyle havi ve hakimdir. Sabır, sükunet ve suhuletle vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği titizlikle muhafaza ve müdafaa edilecektir. Nitekim milletimiz müsterih olmalı, gönlünü de ferah tutmalıdır." ifadelerini kullandı.
Bahçeli, MHP'nin ekonomiden diplomasiye, sağlıktan spora, enerjiden ekonomiye, güvenlikten terörle mücadeleye, eğitimden sanata, sanayiden ulaştırmaya, kısaca hemen her alanda Türkiye'nin başarısı için merkezi yönetimle yerel yönetim arasında siyasi, fikri ve hedef birlikteliğini bir zaruret kabul ettiğini kaydetti.
MHP'nin seçim hazırlığı
Bu maksatla 31 Mart 2024'te yapılacak yerel seçimlere hazırlık sürecinin 24 Temmuz 2023'te başlatıldığını, 1 Ağustos 2023'ten itibaren de ülke sathına etaplar halinde yayılmasının kararlaştırıldığını bildiren Bahçeli, çalışmaların, "2024'e doğru diyar diyar Anadolu" temasıyla hız kesmeden devam ettiğini bildirdi.
Bahçeli, mahalli idareler seçim sürecinde ülke çapında seçilmiş billboardlarda, "Hedefimiz, istikrar ve hizmet için uyumlu yönetimle umutlu geleceğe ulaşmaktır, merkezden yerele istikrarı bozmadan umuda doğru yol almaktır, aklın yolu bir, genelden yerele birlik, ülkede, yönetimde dirlik oluşturmaktır, ayırmadan ayrışmadan yerelde iktidar, ülkede istikrar sağlamaktır, yönetimde istikrar daha güçlü istikbaldir, yeni yüzyıl lider Türkiye, üretken belediyedir, güçlü yasama, kararlı yürütme, uyumlu belediyedir." ifadelerinin vatandaşların bilgisine sunulacağını belirtti.
Devlet Bahçeli, MHP'nin yerel seçimde takip edeceği birinci stratejik hedefin, "mevcut belediye başkanlıklarını muhafaza ederek bunun üzerine yenilerini ve hatta daha çoğunu eklemek", ikinci stratejik hedefin ise "Cumhur İttifakı'nın doğasına ve ruhuna muvafık hareket edip muhalefet partilerinin yönetimindeki belediyelerin yürek yaralayan makus ve meyus hallerine son vermek" olduğunu aktardı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:
"14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023'te elde edilen demokratik başarıyı yerel yönetimlerde perçinlemek, Türk ve Türkiye Yüzyılı yürüyüşüne ivmek vermek boynumuzun borcudur. Gayret bizden, tevfik Allah'tandır. Yerel yönetimlerin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birleşik ve bütünleşik yapısı, merkezi yönetimle tek ses ve tek nefes oluşu Türkiye'mizin medeniyetler ve milletler mücadelesinde büyük bir kozu olacaktır. Milletimize olan güvenimiz ve inancımız tamdır. 14 Mayıs ve 28 Mayıs'ta havlu atan muhalefet partileri, 31 Mart 2024 tarihinde de kaybedecek ve Türkiye'nin ufkunu perdelemenin bedelini sandıkta ödeyeceklerdir. Emperyalizme kurşun asker olmanın acıklı ve ağır sonuçlarını zamanı geldiğinde herkes görecektir."