Rus bir anne ve babanın kızı olarak Türkmenistan'da doğan Yana, 7 yıl önce geldiği Türkiye'de bir Türk ile dünya evine girdi. 1 çocuk annesi Yana Aydemir, Samsun'da bir süre ticaretle uğraştı, farklı meslek kollarında çalıştı.
Gastronomi alanında şef olan Yana Aydemir, Samsun'da özel bir restoranda dünyaca ünlü lezzetleri insanlara tanıtmaya çalışıyor. Samsun'u çok sevdiğini söyleyen Yana, 'huzura' yolculuğunu anlattı.
"Artık sabah ezanından önce kalkıyorum, normalde bomba düşse kalkmam"
Yedi sene önce Türkiye'ye geldiğini ve Müslüman olduğunu hatırlatan Yana, "İslam, 13-14 yaşlarımda sürekli aklımdaydı ve bana çok yakındı. 4 ay önce güzel bir Cuma günüydü. İş yerinden çıktım. Çocuğum ve arkadaşım ile birlikte otobüse bindim. Hava gerçekten çok güzeldi. Otobüste karşı tarafımda konuşmayan bir amca vardı. Amca bana bir kitap uzattı. Samsun'da sürekli görebileceğiniz bir şey. İnsanlar bir şey uzatıyor ama karşılığında para istiyorlar. O yüzden ben görmemezlikten geldim. Sonra kitabı çocuğuma hediye etti. ‘Namaz Kitabı' yazıyordu. O sırada güneş camdan kitaba vuruyordu. Ben bunu bir işaret olarak algıladım. Çok heyecanlandım. Artık sabah ezanından önce kalkıyorum. Normalde bomba düşse kalkamam. Uykuyu o kadar çok seviyorum. Namaz ise benim için sadece ibadet değil, hayatın koşuşturmasına karşı ruhumun verdiği cevaptır. Bir kadının zihni çok seslidir. Erkek bir şeyi düşünürken, kadın belki yüzlercesini düşünür. Bazen o kadar çok düşünürüz ki, kendi düşüncelerimizden bile korkarız. Çünkü biliriz ki biz düşüncelerimizle geleceğimizi inşa ederiz. İşte bu yüzden bazen durmak, yavaşlamak, sakinleşmek ve yeniden toprağa basmak gerekir. Bu duruş abdestle başlar. Soğuk suyla ellerini, yüzünü, ayaklarını yıkamak bedeni değil, zihni de arındırır. Sonra ise namaz sessizlikte, secdede, yalnızca sen ve Rabb'in" dedi.
"Samsun'da olmayan lezzetleri insanlara tanıtmaya çalışıyorum"
Gastronomi ve dünya mutfağı üzerine şef olan Yana Aydemir, Samsun'da olmayan lezzetleri insanlara tanıtmaya çalıştığını söyledi. Yana, diye konuştu.