İsrail’in, Hizbullah’ın kullandığı çağrı cihazı ve telsizleri uzaktan müdahaleyle patlatması, siber güvenliğin önemini bir kez daha ortaya koydu. Milli Savunma Bakanlığı’nın hazırladığı “Siber Uzayda Güç ve Siber Silah Teknolojilerinin Küresel Etkisi” adlı raporda, siber uzayda güçlenen aktörlerin saldırı amaçlı yazılımsal güce, yani siber silaha sahip olmasının rahatsız edici olduğu vurgulandı. Türkiye’de uzun yıllardır yazılımsal anlamda siber silah geliştirilmesi çalışmaları sürerken, yerli silah üreticileri de konvansiyonel silahların yanında bu alana yöneldi. Özyurt Silah Sanayi CEO’su Serdar Özyurt, siber silah alanına daha fazla yatırım yapacaklarını ifade etti.
YOĞUN YATIRIM VAR
Kara, deniz, hava ve uzaydan sonra askeri anlamda operasyonel saha olarak tanımlanan alanlara siber uzayın da eklendiğini kaydeden Özyurt şöyle konuştu: “Siber silah kavramı, esasında siber saldırı aracı olarak tercih edilen yazılımı ya da bir saldırı aracını nitelendirmek için kullanılmaktadır. Fakat burada gelişmiş tekniklerle üretilmiş, spesifik amaçları olan, karmaşık yapıya sahip bir yazılım ve saldırı aracından bahsediyoruz. Biz de yerli silah sanayicileri olarak yalnızca barışçıl ve savunma amacıyla kullanılmak üzere siber silahlar geliştirmek için yatırımlarımızı bu alana kanalize edeceğiz. Siber Vatan'ı, siber kalkanla koruyacağız.”
İSRAİL TEKELİ KIRILMALI
“Kurulacağı açıklanan Siber Güvenlik Teşkilatı siber silahların üretimi, dağılımı ve kullanımına dair bir kontrol mekanizması oluşturması açısından hayati önemde. Siber silah pazarı küreselde 50 milyar, Türkiye’de ise 2 milyar dolarlık pazara sahip. Yalnız siber güvenlik amacıyla geliştirilen ve silah olarak tabir edilen bu yazılımların geliştirilmesi, büyük teknolojik devrimini de beraberinde getirecek. Türkiye burada öncü ülkelerden olma fırsatını kaçırmamalı. Bu alanda sadece İsrail’e ait 30’a yakın firma var. Bu alana yapılan yatırımlar artırılarak İsrail’in bu alandaki tekeli kırılmalı. Teknoloji ve ilerleme barış için kullanılmalı, yok edici güçlerin elinde bir silaha dönüşmemeli.”