Utanç yılı: Dünya 21. yüzyılın en büyük soykırımını seyrediyor

Filistin’de 75 yıldır işgal ve katliam politikası yürüten İsrail, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de 21. yüzyılın en büyük soykırımını gerçekleştiriyor. Filistinliler ablukaya ve yalnızlığa rağmen onurluca direniyor. Ancak son bir yıl, İsrail’i durduramayan dünya ve Müslüman ülkeler için utanç yılı olarak anılacak. İsrail, Gazze’de son bir yıl içinde 3 bin 669 katliam yaptı.

Merve Safa Akıntürk
Arşiv

Terör devleti İsrail, 75 yıldır işgal ve katliam politikası yürüttüğü Filistin topraklarındaki vahşetini, 7 Ekim 2023 tarihi sonrasında gerçekleştirdiği saldırılar ile soykırım seviyesine çıkardı. Başta Gazze olmak üzere, işgal altındaki Batı Şeria'da toplu katliamlar, tutuklamalar ve işkence hanelerde işlenen insanlık suçlarıyla, tüm dünyanın gözü önünde ve insanlığa meydan okuyarak 21. yüzyılın en büyük soykırımına imza attı. Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Almanya'sının 2. Dünya Savaşı'nda işlediği soykırımı gölgede bırakan katliam ve etnik temizlik politikası Gazze Kasabı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ırkçı İsrail hükümeti tarafından hayata geçirildi. Hiroşimaya atılan atom bombasının 7 katı gücünde bomba 360 kilometrekarede yaşayan üçte ikisi kadın ve çocuk 2,3 milyon Filistinliyi hedef alacak şekilde kullanıldı. Gazze hâlâ bombalanıyor. Yıkıntılar altında insanlık can veriyor. Uluslararası sistem ise ölüm sessizliğinde.

ÇOCUKLARI HEDEF ALDI

85 BİN TON BOMBA

Şu ana kadar gerçekleşen yerleşim alanlarına yönelik saldırıların maliyeti 33 milyar dolara, altyapıya yönelik saldırıların maliyeti 1 milyar dolara ulaştı. Bombardıman sonucu 516 bin 500 ev zarar gördü, 171 bin 500 ev tamamen yıkıldı. Gazze’de binaların yüzde 72’si hasarlı ya da tamamen yıkılmış durumda. Gazze’ye atılan patlayıcı miktarı 85 bin tona ulaştı. Bu Hiroşima’ya atılan atom bombasının 7 katı güce sahip. Gazze’de bulunan enkaz hacmi 40 milyon ton.

3 BİN 472 AİLE YOK OLDU

Gazze Şeridi’nde 2 milyon kişi yerinden edildi. Gazze sakinlerinin yüzde 25’inin sığınacağı bir yer yok. 25 bin 973 çocuk, ebeveynlerinin birini veya ikisini kaybetti. 3 bin 472 ailenin hayatta kalan yalnızca 2 neferi mevcut. 50 aile saldırılar sonucu soyağacından silindi ve 312 ailenin en az 10 şehidi var. İsrail ordusu tarafından 3 bin 669 toplu katliam saldırısı gerçekleştirildi. Hastaneler içerisinde 7 toplu mezardan 520 şehit cenazesi çıkarıldı. Şu ana kadar keşfedilen 130 toplu mezardan yüzlerce şehidin cenazesi çıkarıldı. 184 sivil sığınma merkezi hedef alındı.

25 BİN KİŞİ ACİL TEDAVİ BEKLİYOR

Sağlık kuruluşlarını sistematik olarak hedef alan İsrail, 986 sağlık çalışanını öldürdü, 717’sini yaraladı, 310’unu ise işkenceye maruz bıraktı. 34 hastane, 162 sağlık tesisi, 80 sağlık ocağı, 246 ambulans hizmet dışı kaldı. Gazze sağlık tesislerinde yatak kapasiteleri yüzde 340 dolu. 7 Ekim’den bu yana 1 milyon 737 bin 534 bulaşıcı hastalık vakası tespit edildi. 71 bin 338 kişide hepatit virüsü görüldü. 4 bin 800 kişi günlük olarak alması gereken hayati sağlık hizmetini alamıyor. 25 bin kişinin cerrahi işlem için yurt dışına çıkması gerekiyor. Bin 100 kişi diyaliz cihazlarının bulunmaması sebebiyle tedavisini alamıyor. . 10 bin kanser vakası tedavi eksikliğinden kaynaklı ölüm tehlikesi yaşıyor. 350 bin kronik rahatsızlığı olan hasta ilaç girişi olmadığından sağlık problemi yaşıyor. 3 bin 500 çocuk gıda eksikliğinden ölüm tehlikesi yaşıyor. Hastanelere sığınanların yüzde 50’si, gıda eksikliği, cilt hastalıkları ve aşı eksikliği yaşıyor.

EĞİTİM HAKKI YOK

GAZETECİLER ÖLDÜRÜLDÜ

174 gazeteci bombardıman sonucu şehit edildi, 396’sı yaralandı 36’sı ise tutuklandı. 182 medya binası hedef alındı, yüzde 85’i kullanılamaz hale geldi.

BM PERSONELİ KATLEDİLDİ

85 sivil savunma personeli öldürüldü ve 250’si yaralandı. UNRWA’ya ait 170 bina hedef alındı, 152 personel öldürüldü. 196 hükümet binası yerle bir edildi.

EKONOMİ ÇÖKTÜ

Saldırılar sebebiyle yaşanan ekonomik kayıp 4 milyar dolara ulaştı. 45 bin dönüm arazi ekime elverişsiz hale geldi ve tarımda 200 milyon dolar kayıp yaşandı. 2 bin 830 üretim tesisi hedef alındı. Üretim tesislerinin hizmet dışı kalması sebebiyle 400 milyon dolar kayıp oluştu. 700 kuyu ve içme suyu tesisi hizmet dışı kaldı. 3 bin 130 kilometrelik elektrik altyapısının yüzde 70’i yok edildi. 825 cami, 3 kilise, 206 kültürel yapı hedef alındı. 611 cami tamamen yıkıldı.

Gazze Kasabı için tutuklama talebi

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han, 20 Mayıs 2024 tarihinde, soykırımcı güç İsrail'in Başbakanı (Gazze Kasabı) Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında " gerekçesiyle "" talep etti. Yakalama kararının ardından Kerim Han, bazı Batılı ülkelerin liderleri tarafından İsrail'e yönelik talebini geri çekmesi amacıyla tehditler aldığını açıkladı.

Suç ortağı ABD

İşgalci İsrail'in 7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu ardından başlattığı soykırımın en büyük suç ortağı ise ABD. Joe Biden yönetimindeki ABD, soykırıma “geniş çaplı lojistik”, "ekonomik" ve "siyasi" destek sağladı. ABD Başkanı Biden, 7 ekim sonrası hemen İsrail'e ziyarette bulanarak eli kanlı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya, havalimanında sarıldığı pozla hafızlara kazanırken, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in İsrail ziyareti sırasında "Bir Yahudi olarak buradayım" sözü, Washington'ın soykırıma gönüllü taraf olduğunu ortaya koydu. ABD, Ekim 2023-Ağustos 2024 tarihleri arasında, İsrail'e 500 uçuş ve 107 deniz sevkiyatı ile 50 bin tondan fazla askeri malzeme teslim edildiği bildirildi. Bu teslimatlar arasında birer tonluk sığınak delici bombalar, güdümlü bombalar ve çeşitli çapta füzeler yer aldı. Gazze'de sivilleri hedef alan katliamlarda BLU-104 ve GBU-84 tipi ABD yapımı güdümlü bombalar soykırımcı güç İsrail tarafından kullanıldı. ABD yönetimi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde getirilen Gazze'de ateşkes kararlarını da ya veto etti ve işgalci güç İsrail'i ateşkese zorlayacak herhangi bir adım atmadı.

Yapay zeka ile katliam

İşgalci güç İsrail Gazze'deki soykırım politikasında yalnızca konvansiyonel silahları değil yapay zekayı da kullandı. Terör devleti yapay zeka teknolojisini kullanarak Gazze'de korku ve terörü artırarak, sivilleri, yerleşim alanlarını ve alt yapıyı hedef alan suikastlar ve yıkım stratejisi düzenlendi. İşgalci güç Lavender, "Where's Daddy?" ve "Habsora" (The Gospel) gibi yapay zeka programlarını kullanarak binlerce sivili katletti. Kullanılan yapay zeka programlarında belirlenen hedefe ulaşmak için 100 sivil zayiata 'yeşil ışık' yakıldığı ortaya çıkarken, Gazze'de yaşayan Filistinlilerin aileleriyle birlikte hedef alındığı da kaydedildi. 37 bin insanın yine yapay zeka üzerinden "hedef" olarak kaydedildiği belirtilirken katliam yazılımlarını yöneten kişilerin bazı medya kuruluşlarına yaptığı "Binlerce insanı öldürdük. Her şeyi otomasyona bağladık ve hedefleri tek tek kontrol etmedik. İşaretlenen kişiler evlerine adım attıklarında onları bombaladık" sözleri kan dondurdu. Yine işgalci İsrail güçlerinin "Google Cloud", "Amazon Web Services" ve "Microsoft Azure" ile ABD'nin üç büyük teknoloji deviyle işbirliğine giderek Filsitin toprakalrında uygulanan işgal, ilhak ve soykırım politikasına yardım devşirdikleri de belirlendi.

İsrail sanık sandalyesinde

Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023'te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda(UAD) dava açtı. Güney Afrika, Gazze'deki durumun aciliyet teşkil etmesi nedeniyle UAD'den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istedi. Tedbir talebine ilişkin duruşmalar, 11-12 Ocak'ta Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapıldı. Divan, 26 Ocak'ta tedbir kararlarını açıkladı. Buna göre, İsrail'in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle alması istendi. UAD'deki Güney Afrika/İsrail başvurusuna bugüne kadar Türkiye, Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya müdahillik talebinde bulundu. İşgalci güç devam etmekte olan davayla 75 yıllık işgal tarihinde ilk kez sanık sandalyesine oturtuldu. Dava ile ilgili kararın alınmasının 3-4 yıl sürebileceği kaydediliyor.