Türkiye’nin birikimi Yeni Şafak, 30 yıllık yayın hayatı döneminde siyasal ve toplumsal olayların yanında ekonomi alanında da farkını ortaya koyan yayınlara imza attı. Bunun en belirgin örneklerini, hiç şüphesiz Türkiye ekonomi tarihinin en büyük buhranı ‘2001 Krizi’nin öncesindeki ve sonrasındaki yayınlarında görebiliriz. Türkiye ekonomisi, istikrarsız koalisyon hükümetleriyle geçen 90’lı yılların ardından, derinleşen yapısal sorunlarla 2000’li yıllara girmişti. 28 Şubat cuntacılarının siyaset, toplum ve ekonomide neden olduğu tahribat da iktisadi problemlerin artmasına neden oldu. Türkiye’nin en önemli ticari partnerlerinden Rusya’nın 1998 yılında yaşadığı mali kriz, ekonomi üzerindeki baskıları arttırdı. Söz konusu sinyaller 2000 yılı başından itibaren daha da ağır hissedildi.
GECELİK FAİZ YÜZDE BİNİ AŞTI
2000 yılı başından itibaren Türkiye ekonomisinin tekrar bir krize girebileceği uyarıları yapılmaya başlandı. Söz konusu dönemde uygulanan IMF programı ise çok yüksek düzeylerde seyreden enflasyona çare olamadı. Sabit kur ve serbest faiz politikasına endeksli politikalar sürdürülemez hale gelirken, ilk önemli uyarı Kasım 2000’de geldi. Bankacılık sektörünün yıl sonuna doğru açık pozisyonlarını kapatma arayışına girmesiyle faizler büyük bir hızla yükseldi. Elinde yüklü miktarda Hazine bonosu olan bankalar, yüksek faizin maliyetini finanse etmekte zorlandı. Bankalar arası piyasada gecelik faizler yüzde 1.000’in üzerine yükselirken, Kasım 2000’de aylık faiz ortalaması yüzde 223 seviyesine çıktı. Bu süreçte Demirbank ilk batan banka oldu ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredildi. Şubat 2001’e kadar devam eden sorunlar, 19 Şubat 2001 tarihinde yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında yaşananların ardından adeta patladı.
“BU BİR DEVLET KRİZİDİR”
MGK toplantısında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Devlet Denetleme Kurulu’na, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nu (BDDK) denetleme emri vermesine Başbakan Bülent Ecevit sert tepki gösterdi. Devam eden toplantı sırasında Sezer’in, Ecevit’e Anayasa kitapçığı fırlatmasıyla büyük bir tartışma yaşandı. Toplantıyı terk eden Ecevit, kameraların önünde yaptığı, “Bu bir devlet krizidir” şeklindeki açıklamasının ardından Türkiye ekonomisinin en büyük krizi patlak verdi. Aynı gün 7 milyar doların üzerinde bir döviz talebi ortaya çıktı. Bankalar arası piyasada ise gecelik faizler yüzde 5 bin ila 7 bin 500 seviyelerine çıktı. O dönemdeki ismiyle İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), aynı gün yüzde 20’nin üzerinde değer kaybetti.
YÜZ BİNLER İŞİNİ KAYBETTİ
Bankacılık krizi kısa sürede reel sektöre sıçradı, binlerce şirket kapandı ve yüzbinlerce vatandaş işsiz kaldı. Sabit kurdan serbest kura geçen hükümetin bu kararı sonrasında dolar 684 bin TL’den 1.2 milyon TL’ye yükseldi. Mart 2020’de, Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı görevini bırakan Kemal Derviş, Türkiye’ye getirildi ve ekonomiden sorumlu devlet bakanlığına atandı. IMF ile stand-by imzalandı ve bankacılık sektöründe reforma gidilmesini odağına alan yeni bir ekonomi programı uygulanmaya başladı.
EKONOMİ TEPETAKLAK
İşsizlik oranı yüzde 11’leri, kentsel alanda eğitimli genç işsiz oranı da yüzde 30’ları bulmuştu. 2000 yılında 1 milyon 452 bin olan işsiz sayısı, 2001’de 450 bin artışla 1 milyon 902 bine çıktı. 2002’de ise işsizler ordusuna 510 bin kişi daha katılarak mevcut işsiz sayısını 2 milyon 412 bine yükseltti. Krizin faturası ağır oldu ve Türkiye 2001 yılında yüzde 9.5 küçüldü. Sezer ve Ecevit’in ters düşmesiyle derinleşen kriz, Türkiye’ye 51 milyar dolara mal oldu.
YENİ ŞAFAK TEŞHİSİ KOYDU
Anayasa kitapçığı fırlatılmasının ertesi günü, yani 20 Şubat 2021’de Yeni Şafak Gazetesi, hem sürmanşet hem de manşete Cumhuriyet tarihinin en büyük krizini taşıdı. Yayın hayatına başladığı 1994 yılından itibaren IMF (Uluslararası Para Fonu- International Monetary Fund) gibi kurumların dayatmalarına karşı yerli ve milli ekonomi politikalarını savunan Yeni Şafak, sürmanşetinde ‘Hortum Patladı’ başlığını kullanarak 19 Şubatta yaşananları detaylarıyla okuyucularına sundu. Aynı sayıda ‘Piyasa çöktü’ manşetini atan Yeni Şafak haberinde, “Başbakan Ecevit’in MGK toplantısını terk etmesiyle başlayan krizin ekonomiye faturası ağır oldu” değerlendirmesinde bulundu. 30 yıl önce yaşadığımız ve etkileri yıllarca devam eden 2001 krizinin hemen ardından dönemin koalisyon hükümeti IMF’nin kapısını çalarken Yeni Şafak, milli politikaları savunan haberleriyle farklı bir duruş sergiledi.
ESNAFIN SESİ OLDUK
Esnafın sokağa döküldüğü, Başbakanlık önünde yazar kasa atıldığı krizde Yeni Şafak, MGK’da yaşanan olayı ‘Tarihi Fırça Krizi’ olarak tanımladı. Bankaların iflas ettiği, vatandaşın Başbakanlık binası önünde yazar kasa fırlattığı, çarşı-pazarın yangın yerine döndüğü günlerde Yeni Şafak Ankara ve İstanbul başta olmak üzere yurdun farklı illerinde yaşananları takip etti. İlgili dönemde hükümetin IMF’ye kayıtsız şartsız onay veren politikalarını eleştirilen Yeni Şafak aynı zamanda, yerli ve milli politikaların geliştirilmesi yönündeki duruşunu sürdürdü.
IMF ALERJIMIZ YENI DEĞIL
Yeni Şafak’ın 21 Şubat tarihli manşeti ise “IMF de Fırçaladı” başlığını taşıyordu. Hükümetin siyasi duruşu ve ekonomiyi yönetememe durumuna dikkat çeken Yeni Şafak, o tarihlerde en etkili başlıkları atan, eleştiri yanında çözüm önerilerini de getiren bir duruş sergiledi. Haberde Cumhurbaşkanı Sezer’in eleştirileri üzerine MGK’yı terk ederek bunalıma neden olan Ecevit’i IMF temsilcilerinin kriz çıkarmakla suçladığının altı çizildi. Kriz haftası ve sonrasında yaşanan devlet krizinin perde arkasını ve kulis bilgilerini okuyucusuyla buluşturan Yeni Şafak, yaşananları adeta tarihe not düşüyordu.