Geçtiğimiz günlerde bir grup gazeteciyle birlikte Uluslararası Balkan Üniversitesi’nin (IBU) davetlisi olarak Üsküp’teydik. Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te 2006’da Türk ve Makedonyalı girişimciler ile hayırseverlerin öncülüğünde kurulan üniversite, 19’uncu yılında 9 fakülte, 27 bölüm ve 29 lisans programıyla 30’dan fazla ülkeden öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Bulunduğu bölgede birçok ilke imza atan IBU, Kalkandelen’de bulunan Alaca Camii’nin tasarım kültürünü, fakültenin temel eğitim felsefesine dönüştürmek için projeler yürütüyor. Güzel Sanatlar Tasarım Fakültesi’nin bünyesinde gerçekleştirilen yeni projeleri, üniversitenin rektörü Prof. Dr. Lütfi Sunar Hoca’yla konuştuk.
Güzel Sanatlar Tasarım Fakültesi’nde araştırma projeleri yürüttüklerini söyleyen Sunar, bunlardan birinin Kalkandelen’de bulunan Alaca Camii ile ilgili olduğunu belirtti. Paşa Camisi olarak da bilinen cami, Hurşide ve Mensure kız kardeşlerin çeyiz paralarını bağışlayarak 15. yüzyılda yaptırdığı rivayet ediliyor. Sanat harikası olarak tanımlanan caminin resim, süsleme ve bezemelerinin uzun süre dayanması ve canlılığını koruması için tadilatı sırasında 40 bin yumurta akı kullanıldığı sanat tarihi kaynaklarında belirtiliyor.
FEMİNEN BİR TASARIM
Alaca Camii’ndeki tasarım kültürünü, IBU Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin temel eğitim felsefesine dönüştürmek için çalışmalar yaptıklarını anlatan Sunar, şunları söyledi: “Alaca Camii’nde çok katmanlı, çok kültürlü ve feminen bir tasarım kültürü var. Ekim ayında Yeditepe Üniversitesi ile birlikte bir kolokyum düzenleyeceğiz. Oradan uzmanlar gelecek ve iki günlük toplantıda, “Alaca Camii’nin tasarım kültürü nedir?” “Temelinde ne var?” gibi soruları tartışacağız. Geçtiğimiz mayıs ayında startını verdiğimiz proje, üç yıllık bir araştırma programı. Çalışmanın sonunda buna yönelik bir müfredat hazırlamayı, kitaplar basmayı ve web sitesi kurmayı planlıyoruz. Şimdiye kadar öğrencilerimize çeşitli ödevler verdik ve tezler yürütüyoruz.”
140 KİTABE ORTAYA ÇIKTI
Sanat Tasarım Fakültesi’nin buna benzer birkaç özgün projesi daha olduğunu aktaran Sunar, “Kuzey Makedonya Kitabeleri Projesi bunlardan biri. Osmanlı döneminde inşa edilen yüzlerce mimarî eserin ‘alın yazısı’ mahiyetindeki 200’e yakın kitabenin tespiti, transkripsiyonu ve Arnavutça, Makedonca ve İngilizce’ye tercümesine dayanıyor. Proje kapsamında, ülke sınırları içerisinde bulunan tüm Arapça ve Osmanlıca kitabeler saptandı ve deşifre edildi. Çok yakın bir gelecekte çalışma, görsellerle zenginleştirilmiş bir kitap formatında ve web sitesinde ilmî ve kültürel dolaşımdaki yerini alacak” dedi.