Ian Berry denim kumaşıyla ismi özdeşleşmiş dünyaca ünlü İngiliz sanatçı. Dünyanın dört bir yanında sergiler açıyor ve her yaş sanatseverin ilgisini çekiyor. Berry eserlerini üretirken tek bir malzeme kullanıyor: denim kumaşları. Bunlarla ışık ve gölge oyunları yaparak eserlerini ortaya koyuyor. Çiçekler, tablolar, ünlü isimlerin portreleri… Tabloların yanı sıra üç boyutlu enstalasyon sanatından ve videoarttan da faydalanıyor.
20 yıldır eserlerini üretirken denim kumaşlarını kullanan sanatçı bu kumaşları yıllar boyu geri dönüşümle halktan toplamış. Günlük hayatımızın bir parçası olan denim kumaşlarının toplumun her kesimini birleştiren yanına dikkat çeken sanatçı aynı zamanda sürdürebilirliği kültürel bir sorumluluk olarak sanatla buluşturuyor.
Berry’nin eserleri ilk olarak geçtiğimiz aylarda İstanbul’da sergilenmiş ve büyük ilgi görmüştü. Geçtiğimiz hafta ise Kalyon Kültür işbirliğiyle bu defa eserlerini Ankara’ya taşıdı.
Sürdürebilir modanın temsilcisi
Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ndeki Bahçedeki Sırlar adlı serginin açılışını Emine Erdoğan yaptı. Bilindiği gibi Emine Erdoğan “Sıfır Atık” projesini dünyaya tanıtmış bir lider eşi. 2024 yılında BM tarafından 30 Mart “Uluslararası Sıfır Atık Günü” ilan edilmişti. Geçtiğimiz mart “Uluslararası Sıfır Atık Günü”nde ise Emine Erdoğan moda ve tekstil dünyasında sıfır atığa doğru ne tür adımlar atılması gerektiğine dikkat çeken bir konuşma yapmıştı. Erdoğan uzun yıllardır kullandığı kıyafetlerinde de sürdürebilirlik moda anlayışının güçlü temsilcilerinden biri. Berry’nin sergisine de “beyaz iş” diye adlandırılan el işili bir yatak örtüsünden tasarlanmış oldukça şık beyaz ceketiyle katılan Erdoğan’ın sürdürebilirlik anlayışıyla tasarlanmış kıyafetleri dikkat çekiyor. İlk akla gelenlerden birisi Anadolu’nun kırkyama geleneğinden yola çıkılarak hazırlanmış şık bir ceketti. Yine kendisine hediye edilmiş bir şalı kullanmayınca onu bir kumaşla birleştirilerek tasarladığı ceketi de epey konuşulmuştu. Bu arada İngiliz sanatçı Berry de sergi açılışına denim kumaşla kendi tasarımı kıyafetiyle katıldı.
Denim kumaşının ana vatanı Anadolu
Sanatçının Bahçedeki Sırlar adlı sergisinde yer alan 13 sanat eserinin hammaddesi denim kumaş. Fırça olarak ise bu kumaşların dikiş bölümlerini ve farklı renklerini kullanarak eserlerini üretiyor. 1984 doğumlu sanatçı Londra’da yaşıyor ve kent hayatının içinde insanın çıkmazlarını ve yalnızlığını eserlerinde ele alıyor. Aynı zamanda denim kumaşlarının üretiminde harcanan toplarca su israfına ve çalışan işçilerin yaşam şartlarına da dikkat çeken Berry, insanın doğayla kopuşunu da yeniden Secret Garden adlı eserinde dile getiriyor. Yaptığı eserleri dünyanın dört bir yanında sergilenen Berry’nin denim kumaşı seçmesinin sebebi moda değişse de bu kumaşın her dönem yerini koruyabilmesi. Aynı zamanda denim kuşamın sürdürebilir modada yer alabilmesi. Tekstil ürünü olmasının ötesinde denim kumaşın sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda da güçlü bir temsil gücü bulunuyor. Dünyada ve ülkemizde toplumun her kesimi tarafından kabul gören denim kumaşın ilk çıktığı topraklar ise Anadolu. Anadolu’dan dünyaya yayılmasının hikayesi ise şöyle:
Hammaddesi pamuk olan denimin ilk ortaya çıkışıyla ilgili farklı hikayeler anlatılsa da 1750 yılında Fransız tekstil endüstrisinin önemli isimlerinden John Holker, onlarca kumaştan oluşturduğu kumaş koleksiyonunda denim kumaşı da yer alır. 1850 yılında ise yirmi üç yaşında Levi Strauss isimli Amerikalı bir genç, altın arayıcılarının ihtiyacı olan sağlam pantolonlar üretmek için tente ve vagon örtüsü olarak kullanılan kanvasla ilk pantolonları üretmiştir. Şüphesiz bu tasarımı yaparken geleceğe damgasını vuracağını düşünmemişti. 1870’lerin başlarında ise Nevadalı terzi Jacob Davis, madenciler, çiftçiler ve çiftlik çalışanlarından oluşan müşterileri için pamuklu “denim” kumaş ve ceplerde bakır perçinleri olan kıyafetler tasarlamış ve böylece denim ilk önce işçi sınıfının giydiği bir kumaş olarak öne çıkmıştı. Ünlü tarihçilerimizden Halil İnalcık ise Türkiye Tekstil Tarihi Üzerine Araştırmalar kitabında denim kumaşının kökenini Türk tekstil tarihiyle yakından ilişkisi olduğunu söyler. İnalcık’a göre denim 18. Yüzyılda Türkiye’den mavi ve beyaz pamuklular ithal eden Fransa’da bu ismi almıştır. Peki Türk halkının günlük dilde denim yerine kot ismini tercih etmesinin sebebi nedir?
Herkesten bir parça var
Bunun hikayesi ise bizi 1960’larda dünyada büyük ilgi gören denim kumaşlarından ilk kez kıyafetler piyasaya süren Kot adlı Türk firmasına götürüyor. Böylece denim kumaş bir firmanın ismiyle hafızamızda yer ediyor. Bu firma bugün artık olmasa da ismi hala en yaygın kumaşta yaşamaya devam ediyor.
Önce kırsalda devamında işçi sınıfıyla özdeşleyen denimin dünyada yaygınlaşması ise 1950’lere uzanıyor. Başta Hollywood yıldızları olmak üzere dünyada pek çok ünlü ismin bu kumaşı kullanması denimin geniş kitlelere ulaşmasında etkili olmuştur. Berry de çalıştığı portrelerde denim kumaşını dünyanın dört bir yanında geniş kitlelere sevdiren ünlü isimleri tercih ediyor. Dünyada özellikle 80’lerden sonra oldukça yaygın olarak kullanılan denim kumaşı bugün hepimizin dolaplarında yer almış durumda. Bu yüzden de sergiyi gezerken herkes kendinden bir parça buluyor. Nitekim sanatçı da bunu önceliyor ve denim kumaşlarından eserlerini üretirken herkesi eserlerine dahil ediyor. Dünya halkını sanatının bir parçası yapan Berry’nin Ankara’da bir sanat galerisinde değil de her yaştan insanın buluştuğu bir kütüphanede sergisini açması bu açıdan da ayrı bir anlam taşıyor.