Bin yıllık öyküler bugünün çocuklarına

Sadık Yalsızuçanlar güçlü bir kaleme sahip bir yazarımız ve bu kez çocuklar için yazmış. Bin Yıllık Öyküler kitap seti, Mevsimler Çocuk serisinden çıkmış. İçindeki öyküler bin yıllık olsa da bugün hala her yaştan okurun severek okuyacağı beş kitaptan oluşan bir set.

Haber Merkezi
Hüsmen Ağa ile Deli Kervancı

SEVİNÇ ŞAHİN

Sadık Yalsızuçanlar güçlü bir kaleme sahip bir yazarımız ve bu kez çocuklar için yazmış. Bin Yıllık Öyküler kitap seti, Mevsimler Çocuk serisinden çıkmış. İçindeki öyküler bin yıllık olsa da bugün hala her yaştan okurun severek okuyacağı beş kitaptan oluşan bir set. Aslında kitabın içindeki öyküler için “kıssa” tabirini kullanmak daha anlamlı olacaktır. Kıssa, bilindiği gibi kendisinden bir ders çıkarılması gereken olay, konu, kısa öykü, fıkralara denir. Bu beş kitabın içinde yer alan her yazı, öyküden ziyade “kıssa” nın tanımına uymaktadır.

KISSALARDA İYİLER KAZANIR

Kitap içindeki kıssaları okumaya başladığımda dedemin bu kıssalara benzer öyküler anlattığı geceler geldi aklıma. O tatlı tatlı anlatır, biz de tatlı tatlı dinlerdik. İyi insan olmaya o zamanlar karar verdiğimi hatırlıyorum. Şu an düşününce anlıyorum ki, o zamanlar her yerini tam anlamıyla kavrayamadığımız o öyküler, biz büyürken bize verilen, bir çeşit iksirlermiş. Geleneksel sözlü anlatımlarla günümüze kadar taşınan bu kıssalar geçmişte daha çok çocukların eğitilmesinde kullanılmıştır. Bunun haricinde soba başı sohbetlerinin de olmazsa olmazlarıydılar. Bu kıssalar, zaman zaman bir araya getirilip yazılmış ve birçok yayınevi de bu eserleri yayınlamıştır.

Sevenleri tarafından çağdaş Yunus olarak anılan Sadık Yalsızuçanlar’ın kadim kıssalardan derleyerek usta kalemiyle yeniden yazdığı bu setteki kitaplarının isimleri şöyle: Konuşan Kuyu, Aceleci Şehzade, Mutluluk Evi, Hüsmen Ağa ile Deli Kervancı ve Saf ile Uyanık. Kitaplardaki kıssalar, bazen bir masal gizeminde, bazen bir fabl tadında, bazen de bir destan niteliğindeler.

KAÇ NESİL DİNLEYEREK BÜYÜDÜ

Düşünüyorum da insan olmayı, insan olmanın inceliklerini anlatan bu kıssaları ilk kimler anlatmış, ilk kimler dinlemişti? Kim bilir hangi çocuklar bunlarla büyümüştü? Sonra kimler kimlere anlattı da bugüne kadar gelip, Sadık Yalsızuçanlar’ın kalemiyle yeniden hayat buldu? İnsanoğlunun arkasında bıraktığı mirasların en değerlisi sözdür sanırım. Düşünmeye devam ettikçe Yunus Emre’nin şu dizeleri geldi dilimin ucuna:

Söz ola kese savaşı

Söz ola kestire başı

Söz ola ağulu aşı

Yağ ile bal ide bir söz.

Sadece çocuklarınızın değil, sizlerin de hayatlarına dokunacak bu kıssaları birlikte okuyup, üzerinde keyifli sohbetler yapmak, birlikte düşünce denizlerinde kulaç atmanıza vesile olacaktır. Keyifli okumalar temennisiyle...