YediHilal Derneğinin yaklaşık altı ay önce kurduğu tiyatro grubu “Teyakkuz”, ilk oyununu dün akşam Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu'nda sahneledi. Dernekte gönüllü çalışan üniversite öğrencilerinin oluşturduğu topluluk, “Bir Taşın Hafızası” oyunuyla izleyici karşısına çıktı. Filistin’de yaşanan zulmü Avrupalı bir gazeteci ve oğlu üzerinden anlatacak oyun, Filistin'deki İsrail işgalini, Filistinlilerin direnişini simge isimler üzerinden izleyiciye aktardı. Sık sık alkışlarla bölünen oyun, izleyicisinden tam not aldı. Tek perdeden oluşan ve 90 dakika süren oyun, aktivist Rachel Corrie ve Ayşenur Ezgi Eygi gibi önemli isimlere de selam vermeyi ihmal etmedi. Oyunun yazarlığını ve yönetmenliğini Hakan Hüseyin Gül, yardımcı yönetmenliğini Samet Demir
dekor tasarım ve kostümünü ise Numan Noyan Küçük üstlendi.
Tiyatro Teyakkuz okul olacak
Temsil sonrası konuşan YediHilal Genel Başkanı Samet Paçacı şunları söyledi: "İlk defa ve ilk oyunumuzu yapıyoruz. Inşallah Türkiye'nin farklı savunmaları gezen ve Gazze'yi temel esas alan bütün derdi ve davayı ülkemizin savunmaya yayan bir oyun olacağını zannediyoruz. Allah'ın izniyle bu çalışmaların devamı gelecek. Tiyatro Teyakkuz ilk oyununu burada sergiledi. Burası Türkiye'nin belki de en prestijli salonlarından bir tanesi. Biz Gazze meselesini Türkiye'nin en iyi salonunda oynamak için bir araya geldik. Kardeşlerimiz çok büyük bir oyun ortaya çıkardılar. Her birisi profesyonel bir oyuncu değil. Galatasaray'da, Boğaziçi'nde, İstanbul Üniversitesi'nde okuyan genç kardeşlerimiz. Haliyle karşımıza amatörlüğü ortaya koyan bir ekip karşımızda. Gerçekten zor bir çalışmaydı. İlk defa sahneye çıkan arkadaşlarımız ve bugün bu oyunu çok güzel ortaya koydular. Biz inanıyoruz Allah'ın izniyle Tiyatro Teyakkuz okul olacak, sadece Filistin temasını işleyen değil, dünyanın farklı bçlgelerindeki mücadeleleri sahne taşıyacak. Ve yetmeyecek Avrupa'ya kadar giden fetihleri burada hep beraber izleyeceğiz inşallah. Filistin inşallah özgür olana dek Filistin'e selam, direnen bütün izzetli Müslümanlara selam olsun."
“Bir Taşın Hafızası” hakkında
İngiliz bir gazeteci olan David gençliğinde haber yapmak için gittiği Filistin'de yaşadığı büyük dönüşümün ardından yıllar sonra o topraklara geri dönmek ister. Müslüman olup, adını Yusuf olarak değiştirmiştir. Oğlu John babasının bu kararını sorgularken, Yusuf’un geçmişi, tanıklıkları ve içsel yolculuğunu dinlemeye başlar. Yusuf’un Müslüman oluşu, Filistin halkıyla kurduğu derin bağ, gazeteciliğin sınırları ve vicdanı arasında gidip gelmesiyle örülür. Gerçekle yüzleşen, zulmün karşısında duran karakterler aracılığıyla hem Filistin’in hem insanlığın sesi duyurulmaya çalışılır. Yusuf’un kişisel arayışı, evrensel bir vicdan çağrısına dönüşür. Babasını Filistin topraklarına göndermek istemeyen John, yıllardır göremediği gerçeklik ile yüzleşecektir.