Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Remzi Bircan, hac organizasyonu ve bu konuda gündeme gelen çeşitli iddialara ilişkin sorularını yanıtladı.
2024 yılı hac organizasyonunun, hacı adaylarının şeytan taşlamaları ve veda ziyaretlerinin ardından tamamlanacağını dile getiren Bircan, "Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt dışında yaptığı en büyük organizasyonlardan birisi. Bir gecede 85 bin vatandaşımızın otellerinden önce Arafat'a ardından Müzdelife'ye birkaç saat içinde intikal ettirilmesi, bunun da 3 milyona yakın insanın bulunduğu ortamda sorunsuz şekilde yapılması çok önemli bir başarıdır" diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığının hac ve umre organizasyonlarında kanunun verdiği yetki kapsamında işlemler yaptığını aktaran Bircan, bununla birlikte hac ve umrenin karar merci denilebilecek "Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu"nun bulunduğunu belirtti.
'Kontenjanları biz belirlemiyoruz'
Diyanet İşleri Başkanı başkanlığındaki kurulda 7 bakanlıktan bakan yardımcısının görev aldığını anlatan Bircan, "Bu kurulda fiyatlamadan eğitime, gidiş ve geliş tarihlerinden dağıtılacak malzemeye kadar hacca dair bütün unsurlar belirlenmektedir" ifadesini kullandı.
Hac kontenjanlarının nasıl belirlendiğine yönelik soru üzerine Bircan, şunları kaydetti:
"Kontenjanları biz belirlemiyoruz. Bizim kontenjan talebimiz tabii ki çok daha fazla ancak 1989'da Ürdün'ün başkenti Amman'da Müslüman ülkelerin dışişleri bakanlarının aldığı karar gereği, ülkedeki Müslüman nüfuslarının binde 1'i oranında her ülkeye kontenjan veriliyor. Bizim nüfusumuz 74 milyon iken kotamız 74 bindi, nüfusumuz 80 milyon oldu kotamız 80 bine çıktı, 2024 güncellemesinde ise 85 milyon nüfusumuz için kota aldık. Bu kota uygulaması sadece bize özgü değil tüm ülkeler için böyledir. Mesela Endonezya'nın Müslüman nüfusu 230 milyon olduğu için onların kotası 230 bindir."
Kontenjan 84 bin, yıllık başvuru 200 bin
Hac için yıllık ortalama başvuru sayısının sorulması üzerine Bircan, "Hacca gitmek isteyen kardeşlerimizin taleplerini almak ve onları kuraya dahil etmek için her sene ön kayıt alıyoruz. Bunun da ortalaması yıllık yaklaşık 200 bin kişi civarındadır" dedi.
Başvurulara ilişkin istatistiksel verileri de paylaşan Bircan, "2013'ten bekleyenlerin sayısı 204 bin 335 kişi. 2014 ve 2015'te ön kayıt almadık bu nedenle 2016'daki ön kayıt sayımız 581 bin oldu. 2023'te 220 bin kişi, 2024'te 135 bin kişi başvurdu" açıklamasını yaptı.
Bircan, hacı adaylarının kurada çıkması bakımından uzun süredir bekleyenlerle, yeni başvuranların arasındaki adaletin nasıl sağlandığına yönelik soru üzerine, ülkelerde hacı adaylarının belirlenmesine yönelik farklı uygulamaların olduğunu söyledi.
Bu uygulamalardan birinin "salt kura sistemi" olduğunu belirten Bircan, "Bu sistem başvuranların bekleme oranlarına dikkat edilmeden, herkesin aynı şartlarda kuraya dahil edilmesi ve çıkması durumunda kutsal topraklara götürülmesini kapsıyor" diye konuştu.
"Sıra 130 yıl sonra gelecek"
Remzi Bircan, bir diğer sistemin ise "sıra sistemi" olduğunu belirterek, "Bu sistemde başvuranlar, başvuru yıllarına göre sıraya konuluyor, sırası geldiğinde kutsal topraklara gidiyor. Bunun en bariz örneği Malezya'da yaşanıyor" dedi.
Bircan, Malezya'da bugün itibarıyla hacca başvurulduğunda sıra gelme süresinin "130 yılı" bulduğunu ifade eddi.
Türkiye'de hacı adaylarının belirlenmesine yönelik uygulama
Türkiye'deki uygulamaya yönelik soru üzerine ise Bircan, şöyle konuştu:
"Bizim kendimize has katsayı-kura sistemimiz var. Bu sistemle başvuru süresi arttıkça kurada çıkma ihtimaliniz de artıyor. Örneğin, bir vatandaşımız 10 yıl beklediyse kendisine bekleme süresi kadar yani 10 katsayı veriliyor, 100 oluyor. 5 yıl beklediyse katsayısı 5 çarpı 5 yani 25'tir. Bir yıl beklediyse kendi katsayısıyla çarpınca bir olur. Bu ne demektir? Bir vatandaşımızın 100 katsayısı varsa isminin 100 defa kura listesinde yer alması anlamına gelir. Dolayısıyla kat sayısı fazla olanların kurada çıkma oranı daha da artmaktadır. Bu yılki hac organizasyonunda kurada çıkanların isimlerinin büyük bölümünü 2009, 2010 ve 2011 yıllarından bekleyenler oluşturdu. Bu sene hac kurasında çıkanların yüzde 81,1'ini söz konusu yıllardan beri bekleyen isimler oluşturdu. 2023 ve 2024'te başvuranların çıkma oranı ise yüzde 0,01'dir. Bu şekilde bir adaletli sistemimiz var."
Malezya ve Endonezya, Türkiye'nin sistemini örnek alacak
Diyanet İşleri Başkanlığının "katsayı-kura sistemi"nin diğer Müslüman ülkelerden de takdir gördüğünü aktaran Bircan, "Malezya ve Endonezya kendi sistemlerini bizimki gibi yapmak istiyor. Bununla ilgili hac dönemi sonrasında heyetler gelip bizimle görüşecekler" bilgisini paylaştı.
"Bu bizim kırmızı çizgimizdir"
Kura-katsayı sistemine yönelik "ayrı torbalardan hacı adayları belirleniyor", "hile yapılıyor" iddialarının sorulması üzerine Bircan, "Asla böyle bir durum söz konusu değil. Bizim her türlü işlemimiz Başkanlığımız müfettişleri ve Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyeleri tarafından inceleniyor. Biz her sene yapılan hac kuralarını noter huzurunda yapıyoruz" dedi.
"Vip hacılar kurada daha kolay çıkıyor" iddiasının sorulması üzerine Bircan, şunları kaydetti:
"Kura konusunda vatandaşlarımız arasında hiçbir fark yoktur, herkes eşittir. Hiç kimseye yönelik bir ayrımcılık asla söz konusu değildir, bu bizim kırmızı çizgimizdir. Devletimizin denetim mekanizmaları her sene bunu denetliyor. Bu konuda çok şeffafız, veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yoktur. Bize tanınan kotadaki her bir kardeşimizin hakkını koruduk, korumaya devam edeceğiz."
"Çirkin bir karalama"
Ortaya atılan iddialara ilişin değerlendirmesi sorulan Bircan, "Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ülkemizin onuruna yakışır bir şekilde hac organizasyonu yapıyoruz. Bu başarıyı gölgede bırakmak isteyen birtakım kişiler bunları gölgede bırakmak, vatandaşlarımızın kafasındaki hac organizasyonunun güzelliğini silmek istiyorlar. Hepsini çirkin bir karalama olarak nitelendiriyorum" ifadesini kullandı.
Bircan, hac sırası bekleyenlerin sayısının 2,5 milyona yakın olduğunu belirterek, "Kanun gereği hac kontenjanının yüzde 60'ı Diyanet İşleri Başkanlığı organizasyonunda, yüzde 40'ı ise belli şartları taşıyan acenteler tarafından karşılanıyor" diye konuştu.
Acentelerin, Diyanet İşleri Başkanlığı müfettişleri tarafından çok sıkı denetlendiğini belirten Bircan, olumsuz durumlarda gerekli yaptırımların uygulandığını sözlerine ekledi.