Dijital çağ bir taraftan telif hakları meselesini kolaylaştırırken, diğer taraftan farklı bir çıkmaza soktu. Son günlerde sosyal medyada gündem olan “Ezana telif” meselesi, telif haklarının kullanımına yönelik soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Herhangi bir besteyi-şarkıyı izinsiz kullanmak zaten mümkün değil. Otomatik olarak içerik üreticisine telif bildirimi gidiyor. Güncel sorun anonim besteler... Klasik Türk Musikisi İcracısı ve kültür tarihçisi Harun Korkmaz, bestekârı bile bilinmeyen 4 yüzyıllık Ayin-i Şerif icrasına telif yediğini bildirdi. Korkmaz’ı arayıp işin aslını sordum ve telif meselesine dair ilginç detaylara ulaştım.
İTİRAZ EDİNCE GERİ ADIM ATIYORLAR
Son on yıldır bu durumdan rahatsız olduğunu belirten Korkmaz, “Ezanı kaydettirmişler, herhangi bir ezan okuduğun zaman telif atıyorlar. İtiraz ettiğin zaman kaldırılıyor, saçma olduğu anlaşılıyor. Benim başıma gelen de 4 yüzyıllık eser, bundan herhangi bir şekilde para kazanmaya çalışmak alenen sahtekârlıktır. İtiraz edince korkup geri adım atıyorlar, ama ben bunu her seferinde yaşıyorum. Çok can sıkıcı” dedi.
OSMANLI DÖNEMİNE AİT ESERLER
Korkmaz’ın telif yediği eser “Beste-i Kadim” olarak adlandırılan Mevlevi musiki tarihinin en eski üç ayininden biri. Bunların bestekârının bile belli olmadığını vurgulayan Korkmaz, “17. yüzyılda bestelenmiş 4 yüzyıllık eserler bunlar. 1900’lerin başında notaya alınan bu eserler, 1930’larda İstanbul Belediye Konservatuarı Yayınları arasında neşrolunmuş. Tarihsel eser olduğu yüzyıl önceki tarihsel kaynaklarla da kesinleşmiş bir durum. Eseri yükler yüklemez hemen telif atıldı. ‘Hüseyni Ayin’ olarak değil, 1. 2. 3. veya 4. Selam şeklinde her Mevlevi ayininde olan bölümlerle alınmış telif hakkı. Hangi ayini yüklersen yükle sana telif geliyor. Ve o ayinlerin hemen tamamının Osmanlı dönemine ait olduğunu hatırlamamız lazım. Hiçbirinin telif tahakkuk ettirmesi mümkün değil. Telif atan kişinin ismini göremiyoruz. Genellikle bir şirket adı çıkıyor” şeklinde konuştu.
Itri’nin eserine telif atıyorlar
Her seferinde itirazda bulunduğunu dile getiren Harun Korkmaz, “30 gün içinde itirazıma cevap olarak mail geliyor, her zaman netice alıyorum. Ama netice vermemek de onların elinde. Aynı şeyi başka biri yüklerse, yine o itiraz sürecini yapması gerekiyor. Telif atan kişiye de hiçbir şey olmuyor, ceza filan gelmiyor. Türk musikisinde eserlerimizin yüzde 90’dan fazlasının sahibi bellidir. Halk müziğinde tabii ki bilmiyoruz, onlar anonim, ama klasik musikide bir eserin Dede Efendi’ye mi Itri’ye mi ait olduğunu biliyoruz. Bunların sahibi belli olsa da çok büyük bir kısmı ölümünden sonraki yetmiş yılı aştığı için ailesinin istifadesinden de çıkmış. Dede Efendi 1846’da Itri 1712’de vefat etti. Itrinin eserini yayınlıyorum, bana telif atılıyor” diyerek telif haklarının son yıllardaki sıkıntılarını özetledi.