Ketebe Yayınları tarafından Beyoğlu'ndaki Robinson Crusoe 389 Kitabevi'nde düzenlenen etkinlikte konuşan Romano, yazar William Faulkner'ın edebi temsil anlayışı ile edebiyat ve felsefe arasındaki organik ilişkiye dair görüşlerini paylaştı.
Felsefe ve edebiyatın her zaman güçlü bir şekilde bağlantılı olduğunu dile getiren Romano, "Geçen yüzyılın bütün filozoflarını ele alırsanız, örneğin Delida ve Delueze, hepsi edebiyatla çok güçlü bir şekilde ilgilenmiş. Edebiyat ile felsefe aynı problemlerle ilgileniyor, sadece yöntemleri farklı." dedi.
Felsefenin evrensel bir konsept olduğunu ancak bireyselleşmeyle de sıkı bağları bulunduğunu ifade eden Fransız yazar, sosyal medyanın algılar üzerindeki etkisine dair sorulara da cevap verdi.
"Tüm bilgim çevremden ve ulaştığım kitaplardan"
Hiçbir şeyin kitapla kurulan ilişkinin yerini tutamayacağını vurgulayan Romano, "Umarım tüm bunlarla baş edebiliriz. Böylece insanlara düşünce özgürlüğünü ve okuma özgürlüğünü korumanın ne kadar önemli olduğunu anlatabiliriz." şeklinde konuştu.
Yapay zeka kullanımının gerçekle bağlantılı olmadığını dile getiren Romano, yapay zekayı "sorular sorarak satın alınan", "sadık olmayan" ve "gerçekle ilgilenmeyen" bir araç olarak tanımladı.
Bu durumun doğurduğu entelektüel tehlikeye dikkati çeken Romano, "Cevap alırsınız ama sahip olduğunuz özgürlüğü kaybedersiniz, duygularınızı kontrol etme özgürlüğünü. Düşünme eylemini bir makinenin üzerine sanki bir yükmüş gibi boşaltırsınız. Kendin üzerine düşünmezsen, fikirlerini sarsmazsan hayatın ne anlamı olabilir?" görüşünü paylaştı.
"Bu okumalardan bir kitap çıkarma planım yoktu"
Romano, Türkçe tercümesi Ketebe Yayınlarından çıkan "Yaşamın Ezgisi" adlı kitabına da değinerek, şunları kaydetti:
Faulkner'ın genellikle Güney Amerika ekseninde geçen kurgu dünyasının cezbedici tarafına ilişkin sorulara da cevap veren Romano, yazarın kurgusal Yoknapatawpha şehrindeki sınırlı kültürel özelliklerin empati faktörü sayesinde evrensel duygulara hitap ettiğini söyledi.